Yazanlarda |
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
M.Şevket Eygi Yazdı :
Tek Sevdası Para olan adam; Yaşar Nuri.. |
|
Milli Gazete yazarı Mehmet Şevket Eygi, ilahiyatçı Prof. Dr. Yaşar Nuri Öztürk'e yönelik oldukça sert bir yazı kaleme aldı. 'Bir ilahiyatçıya açık mektup' başlığıyla yazdığı yazıda Eygi, isim vermeden Yaşar Nuri Öztürk'ü 'deccal olmakla' ve Allah'ın ayetlerini lüks bir hayat karşılığı satmakla suçladı.
İşte Mehmet Şevket Eygi'nin yazdığı o yazı:
SAYIN Bay İlahiyatçı!.. Size muhterem demiyorum ama sayın diyorum. Gayem polemik yapmak, çıngar çıkartmak, horoz döğüşü sergilemek değildir. Yıllardan beri Ehl-i Sünnet ve Cemaat Müslümanlarını sapıklıkla suçluyor, gerçek Müslümanlığı tahkir edici ifadelerle aşağılıyor ve asıl doğru İslâm’ı kendinizin bulduğunu ilan ediyorsunuz. Yanılıyorsunuz, yanıltıyorsunuz... İslâm’ın en doğru yorumu Ehl-i Sünnet Müslümanlığıdır.
ALLAH'IN AYETLERİNİ SATTIN Asıl Kur’ân Müslümanlığı sizin anlattığınız değildir, Ehl-i Sünnet Müslümanlığıdır. Gerçek İslâm, ilmihallerde anlatılan İslâm’dır. Sizin, bunu anlayacak derecede Arapçanız ve din kültürünüz vardır ama birtakım şahsî menfaatler uğrunda bu temel gerçeği görmezlikten geliyorsunuz.
Doğrusu Allah’ın ayetlerini çok ucuza sattınız. Din eğitimi almamış, din kültürü olmayan birtakım cahil vatandaşları kandırdınız ama çok büyük ve korkunç vebal altında kaldınız. Bu yolla birkaç milyon dolar edindiniz.
Hayli şöhret-i kâzibe sahibi oldunuz.
Nefs-i emmârenizi tatmin ettiniz.
Lâkin âhiretinizi berbat ettiniz.
Terazinin bir kefesinde 1400 yıldan beri gelip geçmiş ulema, suleha, gerçek müctehidler, eimme, fukaha var; öbür kefede siz varsınız. Siz onların ayaklarının tozu olamazsınız. Sizin zerre kadar ağırlığınız yoktur.
Kaç defa yazdınız, “Peygamber bir postacı idi, öldü, işi bitti...” diye. Bu ne kadar yanlış ve çarpık bir iddiadır. Peygamber bu fanî dünya hayatına veda etmiştir ama rehberliği, önderliği Kıyamet’e kadar devam edecektir. Biz Ehl-i Sünnet Müslümanları O’nun ruhaniyeti ile birlikte yaşıyoruz. Kendisini şahsen görmüyoruz ama bize yol gösteren, bizi aydınlatan Sünneti ve sahih hadîsleri yanımızdadır.
Sayın İlahiyatçı!.. Peygamberi bırakıp da sizin peşinizden mi gideceğiz? Yooo, o kadar akılsız ve deli değiliz.
Sizin ne demek istediğinizi anlamaz değiliz. Peygamber’i bırakın benim peşimden gelin demek istiyorsunuz. Yağma yok.
Ne dersen de, biz Müslümanlar fıkhın, şeriatın dört kaynağı oldunuğunu biliyoruz. Allah’ın Kitabı, Peygamberin Sünnet’i, Ümmet’in icmâı ve bir de kıyas-ı fukaha.
Tarih boyunca bu ümmeti aldatan bozuk insanlar bulunmuştur. Siz de onlardan birisiniz.
DECCAL VE KEZZABSINIZ Müslümanları Kur’an’la aldatmak istiyorsunuz. Buharî’de bir hadîs var, bilirsiniz. Resûl-i Kibriya aleyhi ekmelüttahaya Efendimiz Kıyamet’e kadar otuz küsur Deccal ve Kezzab (yalancı) zuhur edecek, bunlar ya tanrı olduklarını, yahut nebi olduklarını iddia edeceklerdir buyuruyor.
Peygamber öldü, o bir postacı idi, işi bitti... İlmihal Müslümanlığını bırakın. Benim anlattığım Kur’ân Müslümanlığına gelin derken, siz satır aralarında kendinizi Peygamber mi göstermek istiyorsunuz?
Evet, sayın İlahiyatçı siz bir deccal, siz bir kezzabsınız. Allah’ın ayetlerini ucuza sattınız. Fâni servet, kâzib şöhret, biraz alkış, tantana... Lüks hayat ve sonra... İki metrelik bir çukur, birkaç metre kefen bezi... Yarın Mahkeme-i Kübra’da, Huzur-i Rabbü’l-âleminde bu yaptıklarınızın hesabını nasıl vereceksiniz?
TEK SEVDANIZ PARA Siz bâtıl ve sapık inançlarınız ve görüşleriniz uğrunda Kur’ân’ı heva, re’y ve nefsanî hevesinizle yorumladınız. Siz dinî hükümlerin kaynağı olarak Sünnet’i devre dışı bırakmak istediniz. Siz Selef-i Sâlihîn efendilerimizin mübarek, aydınlık, temiz yolundan saptınız. Siz kendi kafanıza göre yeni bir din türetmeye yeltendiniz. Pek âlâ biliyordunuz ki, Kur’ân’ın en büyük ve temel açıklayıcısı Sünnet’tir. Sünnet olmadan Kitabullah tefsir edilemez. Bir ara her konuşmanız için binlerce lira ücret alıyordunuz. Para para para... İşte sizin sevdanız.
Ehl-i Sünnet’in gerçek imamları kesinlikle doğru yoldadır.
Müctehidler, fukaha, muhaddisler, müfessirler doğru yoldadır.
Abdülkadir Geylanî, Ahmed er-Rufaî, Şah Nakşibend, İmamı Rabbanî ve diğer büyük mutasavvıflar hep doğru yoldadır.
Onlara ters düşen siz yanlış yoldasınız.
Siz maalesef dâl ve mudilsiniz.
Tevbe edip, geçmiş günahlarınızdan pişman olmanız için henüz vakit, imkân ve fırsat var. Gurur ve kibrinizi, nefsaniyetinizi, dünya sevginizi yenip de tevbe eder misiniz bilemiyorum.
Aldattığınız saf halkın vebalini nasıl taşıyacaksınız?
Sayın İlahiyatçı!.. Siz yıllar boyunca maalesef insî bir şeytan gibi hareket ettiniz. Kapalı kapılar ardında agresif din düşmanlarıyla nasıl konuştuğunuzu, onlarla nasıl işbirliği yaptığınızı bilmez değiliz.
Siz halkı Kur’ân’la aldatıyorsunuz.
Tekrar ediyorum: Asıl Kur’ân Müslümanlığı muteber ilmihal kitaplarında yazılı olandır.
Biz Müslümanlar, dinimizi ilmihal kitaplarından öğreneceğiz, itikadımızı akaid imamlarımızdan öğreneceğiz. Kur’ân-ı Kerim’i, mânalarını, hükümlerini, inceliklerini ehliyetli gerçek müfessirlerden öğreneceğiz.
Sen bir vâdide, biz Müslümanlar başka bir vâdideyiz.
Senin yolun çıkmaz yol.
---------------------------------------
Yaşar Nuri Yanıtladı :
buda Yaşar Nuri'nin Eygi'ye cevabı;
"HURAFE SOYTARISI!" Hurafe soytarısına açık mektup (1)
Sen! Dişleri dökülmüş, gözlerinin nuru uçmuş, fesat ve gıybet yaratığı hurafe soytarısı!
Sen; bir zamanlar ‘Yeşil Kuşak İslamı’ adındaki ABD yapımı sömürü dinine ve emperyalizme uşaklık ediyordun, şimdilerde ise itibar göremediğin bir cemaate öfken yüzünden ABD ve dinler arası diyalog düşmanı kesildin.
Ona buna ‘din baronu’ diye saldırıyorsun.
Uzun zamandan beri sakladığın paslı dişlerini yeniden çıkararak, ‘ikiyüzlü varakpâre’de iki kez de bana saldırmışsın.
Neymiş efendim!
Ben, Hürriyet Com.tr’deki ‘Korsan İslamlar’ başlıklı yazımda “İslam Kur’an’dadır, gerçek İslam’ı Kur’an’da bulursunuz; Batılıların icat ettikleri Ilımlı İslam’da, BOP İslamı’nda değil” demişim.
Allah şehadetini kabul etsin!
Evet, aynen öyle diyorum. Bununla kastettiğim, Kur’an’ın onaylamayacağı bütün ‘sözde İslamlar’ı dışlamaktır.
Sen buna katılmıyorsun, denetim hakkını Kur’an’a vermeyi kabul etmiyorsun. Allah, beni benim bu imanımla, seni de senin o imanınla haşretsin! Kimin âhiretinin berbat olduğunu o zaman görürsün.
"HAYSİYETSİZ YOBAZ" Benim ‘Kur’an’daki İslam’ adlı kitabımı, söz ve söylemimi sünneti dışlamak olarak anlamak tam bir ahmaklık, bunu halka bu şekilde propaganda etmekse tam bir namussuzluktur.
Kur’an, “Peygamber’e uyun!” demiyor mu? Defalarca diyor. O halde, Kur’an’daki İslam, Peygamber’e uymayı otomatik olarak içermektedir.
Haysiyetsiz yobaz! Bir adam, hem Kur’ancı hem de Kur’an’ın tebliğcisi olan Hz. Peygamber’i dışlayıcı nasıl olur? Senin ruhun, idrakin, vicdanın, insanlığın, insafın yok mu?
Senin hiç değilse hayvanlığın da mı yok?
Benim ‘Kur’an’daki İslam’ demem, İslam’ı anlatırken bu tarzı seçmem, tevhit dininde din adına son sözü söyleyen kaynağın da tek olması gerektiğine vurgu yapmak içindir. Elbette ki İslam’ın din kaynağı denince sadece Kur’an’ın anlaşılmadığını biz de biliriz. O bir teknik, ilmî meseledir. Benim söylediğim ise İslam’ın temel ilkesi olan tevhit (birlik) umdesine vurgu yapmaktır.
Aynı vurgu, benim ifadelerimin aynısıyla, yüzlerce muvahhit bilgin tarafından asırlardır yapılıyor. Bu vurgu, benden daha ısrarlı ve keskin ifadelerle Gazalî gibi bir bilgin tarafından bile eseri el-Müstasfa’da yapılmıştır.
Sen bunları bilir misin? Bilebilme şansın var mı?
Ben, ‘Kur’an’daki İslam’ derken ilk miyim, tek miyim? Hayır! Benden önce yüzlercesi var. Ben gökten inmedim, yerden bitmedim. İslam mirasının eserlerini, ulemasını izleyerek bu noktalara geldim.
"ŞİRK HAMALINDAN DİN Mİ ÖĞRENECEĞİM" Hayatımda bir gayrımüslim okulun önünden bile geçmedim. Baba ocağında, aynı zamanda hocam olan babamdan ana dilimden önce Kur’an dilini, Türk alfabesinden önce Kur’an alfabesini öğrendim. Türkiye’de ve Batı mekteplerinde 30 yıl Arap Dili ve Edebiyatı, Kur’an ilimleri okuttum.
Bütün bunlardan sonra, her şeyi bir kenara koyup da senin gibi hurafeci, örtülü şirk hamallarından din mi öğreneceğim?
Dinde son sözü söyleyecek kaynak vurgusu başkadır, dinin kaynakları vurgusu başkadır. Sen bunların farkını anlayacak ilme, irfana, deneyime, en önemlisi iyi niyete sahip misin?
Bütün kaynakların son denetleyicisinin, son hüküm merciinin Kur’an olduğunu, olması gerektiğini inkâr edebilir misin? Edersen, İslam adı altında İslam düşmanı oryantalistlerin ekmeğine yağ sürmüş olmaz mısın?
Benim anlatmak istediğim işte bu.
Ama senin gibi kara cahil bir hurafe soytarısı bu incelikleri ya hiç anlamıyor yahut da anladığı halde iblisane bir siyasetle anlamazlıktan geliyor. Kalem elinde, aklına geleni yazıyorsun. Sömürdüğün tek şey, bu konuları gereğince bilmeyen halkın duygularıdır.
Buna tenezzül edecek kadar düşük bir adamsın sen. Tıpkı bütün hurafeci, echel yandaşların gibi…
"KUR'AN'I 9 YAŞINDA EZBERLEDİM" Bir defa şunu bil:
Ben, Kur’an’ı, en büyük hocam olan babamın önünde üç yaşında öğrendim, 9 yaşımda ezberledim. Onbeş yaşıma geldiğimde, yine o babanın verdiği eğitimle, İslam din kaynaklarının ana kitaplarını özgün dillerinden okuyabiliyordum. Sonraki yıllarım ve hizmetlerim, milletimizce bilinmektedir.
"KİTAPLARIM BEST SELLER OLDU" Senin gibi kıskançlık marazına yakalanmış nankörler itiraf etmese de, kırk yılı aşkın zamanım, şükürler olsun, İslam’a, insana, ilme, irfana hizmetle geçti. Binlerce öğrencim ülkenin dört bir yanında hizmet vermektedir. Her biri ‘best seller’ olmuş altmış küsur kitabın altında imzam var.
Ve hâlâ sürüp giden hizmetlerimin heyecanı ve şükrü içindeyim.
"KANCIK BİR EDA İLE KIVIRIP DURUYORSUN"
Aşağı yukarı aynı yaşlardayız. Bu süre içinde sen ne yaptın, söyler misin?
Daha bir eleştiri yazısını, muhatabının adını açıkça zikrederek yazacak mertliğe ulaşamamışsın. Kancık bir eda ile kıvırıp duruyorsun.
Ama yazamazsın! Hayatında bir gün olsun maskesiz dolaşmadın; mertçe, yiğitçe konuşmadın.
İslam tarihi, İslam fıkhı ile ilgili eleştiriler yaptığım için, beni, ‘ulemaya kafa tutmak’la itham ediyorsun.
Senin Müslümanlığın bu mu!
Eleştirisiz ilim, irfan, tekâmül olur mu? Eleştiri yapmayacaksak yıllarımızı bilgi edinmek için neden harcadık?
Kur’an bize, kendisinden başka eleştirilmez kitap, Hz. Peygamber’den başka eleştirilmez kişi olmadığını öğretmedi mi? Bunun aksini düşünmek şirk alâmeti değil midir?
Sen Şintoist misin? Ecdada, ulemaya mı tapıyorsun sen?
Ben Kur’an müminiyim. Ulemayı hem başımın üstünde tutacak kadar sever, sayarım; hem eleştiririm. Ulema bundan asla rahatsız olmaz. Sen kimsin de ulema adına ahkâm kesiyorsun!
Senin gibi kara yürekli eblehlerin, ‘tekfir’ edecek kadar saldırdıkları İmamı Âzam’ın, sahabîleri bile eleştirdiğini bilmez misin? Nitekim İmamı Âzam, bu tavrı yüzünden senin gibi echel yobazların ağır hücumlarına uğramıştır. Sen bunları belki de bilirsin ama hesabına, saplantılarına ters düştüğü için saklarsın.
http://www.forum.iktibas.info/thread.php?threadid=7263&b oardid=6&page=1#1
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
gondolcu Uzman Uye
Katılma Tarihi: 07 haziran 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 450
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selamlar,
Yüreğine sağlık Yaşar hocam.
Hurafe soytarısına açık mektup (2)
Hurafe soytarısına açık mektup (3)
Hurafe soytarısına açık mektup (4)
Hurafe soytarısına açık mektup (5)
__________________ saygılarımla
Aaydın
|
Yukarı dön |
|
|
HAKgelenek Uzman Uye
Katılma Tarihi: 05 ocak 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 611
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selam.
olmadı yaşarnuri öztürk olmadı,bu hurafeciler anladılarki 1400yıllık batıl gelenekleri yok olacak.asırlardır süren rantlarının sonu geldi,gün geçtikçe kurana yönelen bir topluluğun artmasını hazmedemeyen,bu örümcek kafalı insanlar son çırpınış olarak çamur atmaya başladılar,bunlara cevap vererek onların istediğini yaparak onlara konuşma hakkını veriyorsun,bilmezmisinki it ürür kervan yürür,olmadı yaşarnuri olmadı.
kendi çirkefliklerini sende görmek isteyip topluma seni kendileri gibi göstermek istyorlar,ve böylelikle sana tuzak kuruyorlar,oysaki yapacağın tek şey kurana sarılıp daha fazla çalışarak tüm inançlarının batıl olduğunu ortaya koymak olmalıydı şimdiye kadar yaptıkların yapacaklarının teminatı olmalı idi,ama siz ne yaptınız it ile aynı çuvala girmeye kalktınız biz kuran ile onları köşeye sıkıştıran yaşar nuri yi geri istiyoruz kuran ile onları sapkın ilan eden bir yaşar nuri istiyoruz onların oyununa gelmeyen onlardan farklı olan kuran terbiyesi alan biryaşar nuri istiyoruz.
selam hudaya tabii olanlara
__________________ Nahl.6:Bir güzellik de vardır onlarda sizin için: Sabah saldığınız sırada, akşam topladığınız sırada. Ve lekum fîhâ cemâlun hîne turîhûne ve hîne tesrehûn
|
Yukarı dön |
|
|
Mana Eri Newbie
Katılma Tarihi: 15 ekim 2008 Gönderilenler: 38
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Bu sitedeki bazı İngiliz İşbirlikçileri,
Yaşar Nuri Öztürk, sırf anti-emperyalist olduğu için,
Ona vurur da vurur...
Yaşar Hoca, Muazzam mübarek bir duruş sergilemektedir.
Bunu göremeyen KÖRler utansın...
__________________ Tavukseven
|
Yukarı dön |
|
|
HAKgelenek Uzman Uye
Katılma Tarihi: 05 ocak 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 611
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selam.
yaşar nuri öztürkün yaptığı hataların üstünü örterek ona destek değil köstek olanlardan ALLAHA sığınırız biz sadece yaşar nurinin it ile it olmasını istemiyoruz.
kuran ahlakı ile yoğrulmuş ve kuranla bu örümcek kafalı batılgelenek sahiplerini ortadan kaldıracak bir yaşar nuri istiyoruz.
selam
__________________ Nahl.6:Bir güzellik de vardır onlarda sizin için: Sabah saldığınız sırada, akşam topladığınız sırada. Ve lekum fîhâ cemâlun hîne turîhûne ve hîne tesrehûn
|
Yukarı dön |
|
|
gamze38 Groupie
Katılma Tarihi: 15 aralik 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 45
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Birbirlerine bayagi agir ithamlarda bulunmuslar.....
__________________ 21/10 Andolsun ki, size öyle bir kitap indirdik ki. bütün şanınız ondadır; hala akıllanmayacak mısınız?
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
İt dalaşı...Adını dahi ağzıma almaktan tiksindiğim ilk salyacıya cevap veren diğeri, beş misli salya seyelan etmekle bu konuda da hasmından ne kadar yaman olduğunu, küfürleşmede de ne kadar uzman olduğunu, hasmını beşe ona katlayacağını ilmen(!) kanıtlamıştır. Bu ilmi sövgünamerini ordunaryus profluk tezi olarak sunmasını öneriyorum kendisine. Allah adına deyip yazdıklarından, iletilerinden, konferans ve konuşmalarından binler dolarlar al, servet yığ, adına da Allah'ın dinine hizmet de. Allah'n dinini paraya satan / değişen çıplak tebliğciler... Allah'la aldatanlar... Üzeri eder 16 lira olan bir kitabı aynı kalite korsan baskısı 6 liraya satılıyor. Allah rızasıysa çaban, Muhterem Hakkı Yılmaz gibi alacağın payı fiyatına yansıtmayı versene! Üstelik Hakkı Yılmaz Beyefendinin tefsirini yüzlerce kişiye bedave gönderdiğini de biliyoruz. Allah ecrini verecektir yoluna emek verenlerin bu dünya hayatında da Ahirette de. Allah kulunun aklını it dalaşından korusun. O büyük insan İmamı Azam'ı kendine örnek göstermek, İmamı Azam'a hakaret etmektir.. İmamı Azam kendisine edilen küfürlere aynı ağızla karşılık verecek kadar sevyesizmiy di? Alimin vakarlı duruşu cahiller güruhuna en etkili cevaptır. Hangi cahile cevap yetiştireceksin! Cahilin seviyesi var mı? Cahile cevap yetiştirmek onun seviyesinin altına inmektir. İt ürür itler ürür, ama alim yürür.
|
Yukarı dön |
|
|
kutsalgölge Uzman Uye
Katılma Tarihi: 06 ekim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 148
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
"İlim münakaşasında, Bin alim gelse galip gelirim,lakin bir cahil gelse mağlup olurum!"
Hakkın içine bulaşmış batılı ayıklamaya çalışıp (2;42),cahillerin sözlerine vakarla yaklaşmalı (25;63). Kendini Tebliğ görevini üstlenmiş başarılı biri olarak görüyorsan, bunun karşılığında sizden hiçbir ücret istemiyorum diyecek kadar cesaretle dik durmalısın.
Elyafın soğuğa, donmaya ve bunun gibi tüm tabii zorlamalara direnerek olgunlaşması misali kaliteni gören gözlere belli edeceksin,
Çin bambu ağacı misali, sabırla senelerce toprak altında ilimle sulanarak,birkimlerinin sonunda çekirdeğini çatlatıp kısacık bir sürede dev bir ağaç olmaktan ibretler çıkaracaksın,
Ulu ağaçların meyvelerinden çok, gölgelerinin önemli olduğunu göreceksin,
Güneş açtığında, gölge veren ağaçların unutulmasını da gözünden kaçırmayacaksın,
ve en önemlisi; yeryüzünde yapayalnız kaldığını görsen bile, Allah'ın seni hiçbir zaman bırakmayacak bir DOST ve yardımcı olduğunu bileceksin!
Saygıyla sevgiyle.................................................... ............
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Salih Tuna [email protected]
Yaşar Nuri ile Şevket Eygi arasında bir soru
Biri 60'ına merdiven dayamış, diğeri 70'ine. Biri “çağdaş din adamı”, diğeri münevver. Biri meslekten ilahiyatçı, diğeri gazeteci…
Biri akıllı imanın peşinde, diğeri imanlı aklın.
Biri “yeni güneşlerin” peşinde, diğeri Kehkeşanlara kaçmış eski güneşlerin.
Biri badigart, diğeri hafiye.
Biri aklına yatmayanda hurafe arar, diğeri çapanoğlu.
Biri nalbursa, diğeri aktar. Biri yürüyen merdivense, diğeri bocurgat.
Örnekleri çoğaltmak mümkün.
Bakınız Galleria…
Bakınız Kapalıçarşı…
Bakınız belam…
Bakınız burhan…
Bakınız kına…
Bakınız naftalin…
Bakınız:
Biri 28 Şubat'a selam çakmış, diğeri Altıncı Filo'ya.
Lakin ikisi de “fanatik”, ikisi de “devletçi”, ikisi de “mütedeyyin”; biri “modernin”, diğeri “geleneğin”.
Biri “eski deliklerden yeni bakışlar” padişahı, diğeri “eski deliklerden eski bakışlar” sultanı.
Biri ağzı bozuk bir “çıplak uyarıcı”, diğeri letafet, nezaket, nezahet timsali bir İstanbul beyefendisi…
Biri Yaşar Nuri Öztürk, diğeri Mehmet Şevket Eygi.
Kapıştılar…
Muhterem Eygi “Bir İlahiyatçıya Açık Mektup” başlığı altında kaleme aldığı makalede, isim vermeden, Sayın Öztürk'e, “Siz kendi kafanıza göre yeni bir din türetmeye yeltendiniz…” dedi.
“Para para para... İşte sizin sevdanız…” dedi.
“Allah'ın ayetlerini çok ucuza sattınız…” dedi.
“Müslümanları Kur'an'la aldatmak istiyorsunuz…” dedi.
“Siz bir deccal, siz bir kezzabsınız…” dedi.
Sayın Yaşar Nuri Öztürk de “Hurafe soytarısına açık mektup” başlığı altında tam 5 adet yazıyla cevap verdi bu iddialara.
Öyle açtı ağzını yumdu gözünü ki, olursa o kadar olur:
“Haysiyetsiz yobaz! / Senin ruhun, idrakin, vicdanın, insanlığın, insafın yok mu? / Senin hiç değilse hayvanlığın da mı yok?..”
Hazretin hakaretlerinden bazılarını şöyle yekpare bir “cümle”de toplamak mümkün:
“Bir musibet yaratığı, putperest, hurafe simsarı; Deccal çocuğu, engizisyon papazlarının torunu, örtülü şirk hamalı, kancı ve kinci yobaz; mendebur, melun, gözü dönmüş ebleh; onursuz müfteri, delalet sembolü, cehalet timsali; fesat makinesi uğursuz adam, echel adam; iblishane bir siyasetle, kancık bir edayla kıvırıp duruyorsun; sende hayadan eser mi kalmış hurafeci yobaz; Şintoist misin kara yürekli ebleh, kuyruğunu kıvırıp yerine otur.”
Bu küfür ve hakaretlerin…
Daha önce “anıtlaşmış eserlerini yaratan açıktaki o büyük kafasını bırakıp fermuarının arkasındaki küçük kafasıyla uğraşıyorlar” şeklinde cevap veren “büyük kafanın” marifeti olmasına şaşmadım.
Ondan beklenir.
“Hakaret bizim aydın ve yazarlarımıza eski kuşaklardan kalmış şerefsiz bir mirastır…” diyerek küfür ve hakareti tel'in eden Ertuğrul Özkök'ün genel yayın yönetmenliği yaptığı gazetenin internet sayfasında yer almasına da şaşmadım.
Ondan da beklenir.
Lakin Mehmet Şevket Eygi'nin, Peygamberimizin Hazreti Aişe'yle 9 yaşında evlendiği hakkındaki müstekreh iftira karşısındaki tavrına çok şaşırdım.
Hüseyin Üzmez vesilesiyle Peygamberimize karşı hayasızca saygısızlık gösterenlere cevap vermesi için Fatih Altaylı'nın sorduğu soru karşısında, “Efendim, o konu tartışmalıdır…” diye gevelemiş, bir Murat Bardakçı kadar olamamıştır.
Evet, çok şaşırdım.
Çünkü, “ Peygamber Kur'an'ın bir postacısı idi, öldü, işi bitti…” yollu ifadelerinden dolayı, Peygamberimizin ruhaniyetine saygısızlıkta bulunduğunu ifade ettiği Yaşar Nuri Öztürk, 9 yaş martavalını Emevi kaynaklarının iftirasına bağlayıp, Hazreti Aişe'nin en az 17 yaşında olduğunu kanıtlarken…
Ehl-i Sünnet dairesindeki ilmihale, imama, müftüye, hana / hamama, kervansaraya yöneltilen en ufak eleştiriye feveran eden Mehmet Şevket Eygi, mahut iftiraya veryansın etmek yerine “tartışmalıdır” diyerek “tahammül” gösterebiliyordu.
İmdi, taraf tutmakla hakkaniyetli olmayı tefrik eden vicdan sahiplerine sormak istiyorum:
Rasûlullah sallallahu aleyi ve sellemin aziz ve mübarek ruhaniyeti, kimin tavrından hoşnut olmuştur?
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
Guests Guest Group
Katılma Tarihi: 01 ekim 2003 Gönderilenler: -259
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Hasan Öktem bu soruya ben yanıt versem ikiside batıl derim.
Çünkü Allah resulü ne 9 yaşındaki çocuğu ne de 15-17 yaşındakı kızı alır.
Bunların ikiside Kuranın onaylamadığı bilgiye dayanarak göya Muhammedi kurtarmaya çalışıyorlar.
Oysa 50 yaşını aşmış bir resul asla fiziki ölçüyü esas alarak evlenmez.Onun ölçüsü seçeceği bayanın bir resul eşi olmayı kaldıracak çapta olmasıdır.
17 yaşındaki bir kız asla bunu taşıyacak çapta olamaz.Ve resulde bunu kimseye izah edemez.Kadir bey kardeşim siz ne desiniz bu konuda.
Sevgiler..
|
Yukarı dön |
|
|
|
|