Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 24 mart 2005 Yer: Germany Gönderilenler: 95
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam Saim.
Seyhligini ilan etse bundan iyi idi, diger yazilarinda zaten seckinligini bir sekilde dile getirmeye calismis.
Bu yazida dikkatimi ceken, kendi konumunu bir nevi acizligi ile
aciklamaya calismis. Böyle bir method genelde Masonlarca kullanilir,
"efendim, locamizin tavani dökülmekte, heryer bakimsiz, kaynagimiz
yeterli degil, üyelerin kimisi aydatlarini ödemiyor, kimiside locadan
ayrildi, yani biz bu halde böyle bir durumda birseylere nasil etki
olabiliriz ki...." diyorlar.
Bakin kendi yazilarindan:
Alıntı:
Parabiyolojistlerimizden birini kaybettik... ÇARK DÖNECEK.
Birgün Hans, Jana, Hawking de ölecek ama çark dönecek. Evreni BÝZÝM
üzerimize kurmadýlar. Bizi EVREN üzerine kurdular.
Alıntı:
Zülkarneynlerin tamamý Dabbet'tir ve de Kýyamet alametidir.
Kýyamet alameti bizzat siz olursanýz, bu nasýl bir duygu acaba?
Alıntı:
Kur'an'dan yazdýðým anda HEMEN "Ýþittik-iman ettik” deyiniz.
Mesela "Kolonilerde isyancýlar aðýr su ve hava konusunda ölecekler"
dediðimde bu HA/VET'tir. Bunu GELECEÐE yazýyorum, kendimize deðil!
Çünkü gerçekleþtiði anda HA/VET oluyor.
Hemen iman ettik deyin, yoksa amennaa.. Cünkü Kurani bize Dabbe okuyor, cok önemli..
Alıntı:
Ve üçüncü olarak KENDÝ þahsýmla ilgili -elbette-sýr içeren
konular. Bazý þeyler yazýlýr, bazýlarý yazýlmaz. Bazý þeyler de vardýr
ki, "GELECEÐE YAZILMIÞTIR" bunun ardýna düþmemek gerekir.
Kendini ne olarak ilan ettigi tam olarak net olmadigi gibi kendisini
Saim´in aktardigi yazi tarzindaki sözlerinde, kendini geri sizlerle
ayni hizaya sokuyor. Ilginctir ki bazi yazdigim seylerin ardina
düsmeyin diyor, bunu gelecegin sirrina baglayip kapatmis olayi.
Alıntı:
Bunlar ÖZELLÝKLE vurgulanmýþtýr. DOSDOÐRU, TASTAMAM, APAÇIK. TEK
HAKÝKAT ÜSTÜ HAKÝKAT derken bunlar ZAMAN içinde gerçekleþecek ve ORTAYA
ÇIKACAK fenomenlerdir. Bu bakýmdan candaþ, soruyu HANGÝSÝNE matuf
(hedef alýnmýþ) sorduðunu iyice belirtmelisin. Ben Dabbet'im dedim.
Elimden alýndý. Sonra yeniden verildi (Ýki kez dirilip iki kez ölmek
ile eþit). Elimden alýndý (Öldüm) sonra yeniden verildi.
BEN > DABBET
BEN > KUR'AN'ýn ÞAHSÝYETÝYÝM.
BEN ANLATILMAMIÞ KUR'AN'IM!
BEN BEN DEÐÝLÝM > BEN KUR'AN'IM!
BEN BENDEKÝ BENÝN BENDESÝYÝM!
Acikcasi üstünlügünden bahsediyor bu adam.
Simdi Saim kardesin ilettigine yönelik bakalim:
Alıntı:
Ben en baþta ilk gün MELAMÝ yani tevazuda YER ÝLE BÝR olduðumu
deklare ettim. Benden mütevazý alçakgönüllüsünü hangi grupta
bulacaksýn?
Ben diyor, benden baskasi diyor, hangi grupta bulacaksin diyor. Acikca
kendini geri ön plana cikartiyor, sonrasinda geri arka plana itmeye
calisiyor. Ben diyerek kime hitab ediyor bu Adam? Okurlarina!
Belli bir kitleye. Sadece Saimle bana degil herhalde. Benden baska
mütevazi alcakgönüllüsünü hangi zümrede bulacaksin diyor, aslinda demek
istedigi bulacaksiniz.
Ve sonraki yazdiklarinda kendisini geri arkaya cekiyor:
Alıntı:
Ben en baþta, "Veli, Þeyh, lider-önder olMAdýðýmý deklare ettim.
Dedim ki, ben de sizin gibi bir katýlýmcýyým. Sizinle bir hizadayýz,
birlikte BÝZ+LER olarak TEK RUH halinde, kimsenin kimseden üstün
olmadýðý bir hizada MINTIKA temizliði yapýyoruz.
Alcak gönüllü ve mütevazi oldugunu dile getiren sahis kendini nasil
sizlerle geri ayni hizaya koydu görüyorsunuz. Diger yazilarinda
üstünlügünden söyle veya böyle bahseden Hans sonraki satirlarinda
bunlari mütevazilik ve alcakgönüllülügü ile örtbaz ediyor, Almanyadaki
bir Hans bile alcak gönüllü ve mütevazi olabilir, ama ben Dabbeyim
demez, ayrica Dabbe ile Dabbet ayrimi yapmis, geri bir yerde
birlestirmis, Dabbe tarifine bakin:
Alıntı:
Dabbe biyomekanik robotlardýr. Genetik oynamalarla elde edilmiþ
biyolojik mikroiþlemcilere sahiptirler. Ýnsana cok yakýndýrlar, insan
kadar olmasa da bilgi, güç ve beceri yönünden çok ilerlemiþlerdir ve
insani duygulara sahip deðillerdir, sadece belki poker
oynayamazlar.
Ve Dabbet:
Alıntı:
"DABBET sürüngendir, siz dabbetler sürünen HAYVANlar mýsýnýz?"
diye bir soru. Epeyce güldüm. Ama böyle düþünenler varsa, açýklayayým:
Oradaki kelime SÜRÜNEN deðil (Sürünen diye bir laf yok ayette)...
Ýkincisi, DABBET >>> Hayvan demek deðil. Hadislerde bizi
sürüngen hayvan olarak tanýmlýyorlar. Ayete baktýðýmýzda, bu sürünmek
deðil ama ÝÞLEVÝ DÜÞMEK anlamýnda.
Siz Dabbetler mi? Kac tane Dabbet varmis?
Alıntı:
HANÝF dinin Allah adýna patentini elinde tutan kiþiler de Dabbet'tir.
Cünkü her Hanif Kurandan konustugu icin ayni zamanda birer Dabbet sayiliyormus.
Oysa Dabbet:
Alıntı:
Dabbet, Hybrid'dir, gelecekte elde edilmiþ garip diþi yaratýklar, daha doðrusu kýsýr diþi (Katýr) gibi.
Alıntı:
Dabbet bir de DÝÞÝDEN doðmaktýr. Yani erkek olmaksýzýn...
Alıntı:
Adem ve Havva dýþýndaki üçüncü cins otomatikman DABBET'tir.
.... Ýdris ve daha sonra Nuh da DABBET'ler. Üçüncü cinstenler. Beni
Ýsrail'de 12 kardeþten sadece biri (Yusuf) Dabbet'tir (Ýki yýl
hapishanede unutulduðunu anýmsayýnýz). Hapishane/zindan da bir
DABBET'tir, kozadýr
Dabbetul Arz´dan yola cikarak her köseden bir mana cikartip ortaligi
dargmadigin etmis vahim bir yara bu yazilar. Dehset verici bir trafik
kazasi.
Bir kisi alcak gönüllü ise "ben alcak gönüllüyüm" demez. Okuyanlar yazisindan anlar zaten, buna vurgu yapmanin geregi nedir?
Önce Dabbeligini ortaya koyup, Dabbetlerin ayri cinslerinden bahsedip,
Haniflerde birer Dabbedir deyip(ki kendisi fazla göze batmasin diye),
gercekte kimin ne tür Dabbe oldugu anlasilmamakta. Anlayan varsa
izahini etsin. Lütfen yani, samimi söylüyorum.
HA/VET, Selam Selam ve daha baska kavramlarla bir Slogan bütünlügü
hazirlamis.. Bu bir kasittir, yoksa Kurani Kerimi okuyan samimi bir
mumin Selam Selam HA/VET ve benzeri kavramlara nasil varacak? Hans´in
kendi yorumlari ile bu düsünceye varacak, cünkü o Dabbet.
Yedi mealli Kuran tercümesini cikartdiginda örnegin Hz. Musa´nin Hizir
diye atfedilen yolda yürüdügü zaat ile aralarinda gecen hadiseleri
korkarim yedi farkli sekilde tercüme edilecektir. Musa mi öldürdü
Hizirmi öldürdü, Hizir idi Musa idi Hizir idi Musa idi... Zaman
gezmenlerinden bahsettigi icin kimin kimi öldürdügüde netlikten uzak
olur.
Örnegin adamin biri yoldan gecerken araba carpiyor ölüyor, eger
carpmasa ilerde birseylere sebep olup baskasi tarafindan öldürülmüs
olacakti, oysa Hizir bunu önlemek icin geri geliyor arabaya binip adami
cigniyor. Yani HA/VET diyor Hans.
Alıntı:
Kimse Allah'ýn katýna gidemez ama Allah SÝZE GELÝR. Gelmiþti. Hep oradaydý. Hiç ayrýlmamýþtý.
Allah´in katimi var diyecektim Allah size gelir diyor, sonra gelmisti
diyor sonra hep oradaydi, hic ayrilmamisti diyor. Allah´in kati
olmadigi gibi bir yerden bir yere gitmeside olmaz, hep oradaydi diyor?
Nerede? Allah ben heryeri kusattim diyor, bunun kati gelmesi gitmesi,
oradasi buradasi olmaz. Keske bastan Allah nerede ararsaniz orada
deseydi de laf dolamacina girmeseydi.
Bir nebzede olsa Hans´in samimiyetine inaniyorum, lakin amacini malesef
asmis birisi, yazilarini vaktim oldukca okuyorum, görüsüne katildigim
yüzde bir yazi varsa yüzde doksan dokuzu Kurani Kerimin icinden zoraki
yorumlanmis ve geneliyle kendi sahsi fikirleri ve hayal ürünlerinden
olusmakta, bunlarida Dabbetligin temeli ile bizlere sunuyor.
Dinimizin temeli olan Kurani Kerim kimsenin tek elinde degil, olamazda.
Hans bunu kendiside kimi yerde vurguladigi halde kendisine ters düsüyor.
Abartılı tevazu kibirdir derler. İnsanları etkilemek, hegemonyanı tesis etmek için ya kibirli takılırsın yada tevazulu. İkincisi daha makbuldür.
Çaktırmadan, tevazu tadında reklam, bu da güzel.
'Ben Kur'anım', 'Ben dabbetim', 'Bende Şahidin Gözleri Devrede' tipi laflar iyi reyting getiren birer reklam aslında.
Hans Aiberg bir şeyh mi? bence değil. Kendi ağzından çıkacak laflara, kendi yorumlarına 'iman' edilmesini isteyen birisi tabiki kesinlikle şeyh falan değildir, bilmiyorum nedir?
Tipik tarikatlerdeki Fenafillah-Bekabillah makamına eren ve ilmü ledün sahibi şeyh efendiler çoktan sollanmış durumda. Onlarda terakki etmek için efendinin sözlerine iman etmek şartı yoktu. Yada vardı ama böyle açık açık söylenmiyordu. Hans'ın ve grubunun tipik bir tarikatten fazlası var eksiği yok. Hangi şeyh bozon, gluon, takyon muhabbeti yapıyor?
Hani haniflik sorgulama sorgulama ve yine sorgulamaydı? Kim neyi sorguluyor? 'Amenna saddekna' deyin diye emir vermiş hocaefendi. Kendi sözlerini sorgulamayı baştan yasaklamış. Deneyenlerde haniflikten(!) kovulmuş/kovuldu. Küçük bir örnek; Hans Nur31'deki 'humur' kelimesinin anlamının aslında saç olduğunu ve kadınların göğüs bölgesinin bu saçlarla kapatılması gerektiğini söylüyor. Yani kadınlar saçlarını uzatacak ve göğüs bölgesini bu saçlarla kapatacak. Kadın kel ise ne olacak? Bu kadar enteresan(!) bir yoruma bile amenna dendi.
'Hans bir şeyh değildir' ve 'biz de bir tarikat değiliz' demekle iş bitmiyor. Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Bu forum neden açıldı? Diğer forum varken buna ne gerek vardı? Sadece bu bile herşeyi özetliyor...
Tipik tarikatlerde müritlerin münferit fikirleri yoktur. Efendinin ışığını yansıtırlar. Eğer grup bir tarikat, arkadaşlar da birer mürit değilse öncelikle kendi fikirlerini yazsınlar. Baştan sona alıntı, sizin fikriniz nedir? Birilerinin tüm fikirlerine katılmak pek hayra alamet değildir.
Saim kardeşim sence 'BEN KUR'ANIM' ne demektir? Benim beynim almıyor, seninki alıyorsa izah buyur lütfen. Sana sorduğum bu soruyla etti iki
Katılma Tarihi: 13 nisan 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 2
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Yalnız Allah'a Tapmak - Allah'tan Korkmak"
Şu ikisini asla yapmayacağım: Asla Allah'tan başkasına taptırmam. Ben BİR HİÇİM. BEN YOKUM. Hiç ve yok olana zaten tapılmaz. Ben ki, Bağdadi'ye tapmadım. Velililere, Hızır'a bile ASİYİM. Ben asla ve asla Resulullah'a da tapmadım.
Divit ile yazılan hat üzerindeki Allah yazısına da tapmadım. Beynimdeki Allah imajına da tapmadım. Ben hakkında HİÇBİR ŞEY BİLMEDİĞİM ALLAH'a, gerçek korkunun kaynağına TAPTIM. Taptığımı zatından başkası da görmedi. Aramızda kaldı! Sırrımız oldu. Her ikili gibi (Allah ve kul yani birebir ikili). Allah sizin birebir sırrınızdır. Allah şu anda (elinizi mesela omuzunuza koyun) ORADA, yanınızda. Yalnız değilsiniz. Hiç değildiniz zaten. Ben O Allah'a taptım. Süslü püslü yazılarla yazılan Allah lafzı bir rozettir. ALLAH'I HİSSEDİNİZ. Lütfen hissediniz. Dokunduğunuz O idi. Dokunan bile o idi. Omuzunuz O idi.
NE KİMSEYİ KENDİME TAPTIRIRIM! NE DE KİMSEYE TAPARIM. Resulullah'a BEN FEDA, KURBAN olurum. Feda fi Resulullah olurum. Ama asla ve asla tapmam. Ben Fena Fi İllah'ı seçtim.
Kimse Allah'ın katına gidemez ama Allah SİZE GELİR. Gelmişti. Hep oradaydı. Hiç ayrılmamıştı. Kalu Bela'dan beri birlikteydiniz. ÖLÜM YOKTUR. Ölüm yeniden ve ebedi doğuştur. Kelime ÖLÜM DEĞİL zaten "MEVT", yani bir vuslat, bir rücu, bir dönüş, bir dönüşüm... Ama önce paketlendiğimiz mahşerde "Ambalajımız açılacak", kalite kontrol, garanti belgelerimize bakılacak. Ondan sonra PAKETTEN çıkacağız ya yukarı, ya çöpe, yanmaya...
Süfyani zihniyet şunu çok iyi anlamalı: Biz ALLAH'ÇILAR DERNEĞİ, TEİSTLER CEMİYETİ üyesi değiliz. Biz HİSSEDERİZ. Omuzumuzda ve her noktada, Allah'a kulluk için yaratıldık. Rabb'im namaz ile de ilgili değil aslında... Sadece bir ÖN ŞART, ki İbrahim'in ricası...
Rabb'im, OL diye yarattığı bedenimizle de ilgili değil. Boyumuz, posumuzla, cinsiyetimizle, açık ya da kapalı oluşumuzla da ilgili değil! Tuvalete gitmemden tiksinmez, banyodayken bana aldırmaz. Alt tarafı CESET denen bir elbise... Allah'ın baktığı tek elbise var TAKVA. Tek elbise bu. TEK BEDEN, YANİ CENNET'TEKİ GERÇEK bedenimiz (Cehennem'deki değil)... Ve elimi koyduğumda dokunduğum Rabb'imden başkasına tapmam. Dokunduğumuz yer TAKVA elbisesiydi. Takva elbisesi dışında neye dokunursanız dokunun o nesnedir. Ama takva elbisenize dokunduğunuzda O ALLAH'ın lemisidir.
Allah'ımız hiç bir şeyle ilgilenmiyor bize ilişkin GEÇİCİ şeylerde. O Kalıcı ile ebedi ile ilgilidir. Cennet-Cehennem gibi mekanlarda ebedi kalacaklarla ilgilidir. Allah'tan başka MABUD yoktur. Bağdadi, Hızır, Hekim Bey, Resulullah, Mehdi, Mesih, Milletine mensup olduğumuz efendimiz İbrahim. Hayır hayır! Sadece ALLAH'a taparız biz. Onları çok severiz. Ama sadece Allah'a taparız.
Hangi Allah'a? HİÇ GÖRMEDİĞİMİZ ve İDRAKİMİZDE CANLANDIRDIĞIMIZ dışı ALLAH'a taparız ve korkarız. Allah'ın kudret eli? Hayır Kudret elinin içindeyiz zaten. Allah görür ve işitir! Hayır Allah'ın duymasının içindeyiz zaten. Biz hangi yöne dönersek dönelim RÜCU ediyoruz. İlla ki öldükten sonra rücu edilmez. DÖNÜN, her yön meymene, her yön kıble. Her yönde O var.
Ek not:
Ben en başta ilk gün MELAMİ yani tevazuda YER İLE BİR olduğumu deklare ettim. Benden mütevazı alçakgönüllüsünü hangi grupta bulacaksın?
Ben en başta, "Veli, Şeyh, lider-önder olMAdığımı deklare ettim. Dedim ki, ben de sizin gibi bir katılımcıyım. Sizinle bir hizadayız, birlikte BİZ+LER olarak TEK RUH halinde, kimsenin kimseden üstün olmadığı bir hizada MINTIKA temizliği yapıyoruz.
ŞEYH'in manevi göstergeleri denen komediyi yazmıyorum. Bunun yerine MADDİ göstergesi olarak ŞEYH olmadığımı isbat edebilirim.
Hangi şeyhin elektriği telefonu kesilmiş şimdiye kadar? Süleyman efendi'nin mahdumları bugün Türkiye'nin en zengin aileleri arasında. Halk diye bir markanın sahipleri ve de Ülker diye bir markanın ortağı ve de Albayraklar diye bir markanın arkasında saklandığı DOĞAN Holding diye bir marka'nın ahfadı...
Fetoş denen milli servetimizi Türkiye'den kaçırıp, Ecevit döneminde Türkiye'deki milyon işyerini iflas ettiren ipek kaftanlı Bilderbergçi ŞEYHİN akıl almaz serveti için şöyle bir ölçüt yapıyorum:
Çad+YukarıVolta+Niger+Eritre+Etyopya'nın yıllık toplam bütçelerinden daha zengin. Öyle zengin ki, ABD ve İsviçre bankalarında bu servete aldığı inanılmaz RİBA/TEFE de cabası... Şimdi benim ÖRNEKSEDİĞİN iki ŞEYH'e benzer halim var mı? En son otomobilim bundan 15 yıl önce olmuştu. O da bana değil, Fransız eşime aitti. Ben evlenmeden önce satın almıştı. 15 yıl sonra infak yardımıyla borçlu bir otomobil sahibi oldum. Gezeyim diye değil; ölmeyeyim diye...
Allahaşkına ŞEYH benim gibi ZÜĞÜRT AĞA mı olur? Kaldı ki AĞA bile değilim. Ağa olmam için üstüme tapulu saksı kadar bir toprağım olması gerekir-en azından- Ben halen kiracıyım!
50 günde üç kere et yedim. (Biri dündü balık yedik tarzanla) Böyle şeyh olur mu? 40 günde 120 öğün yerine 14 öğün yemek yedim. Böyle şeyh olunur mu?
Sen bunları yapabiliyorsan/yaptınsa, o zaman beni eleştirebilirsin. O zaman benim halimden anlamış olduğuna hükmederdim.
--- In [email protected], "adana001" <adana001@y...> wrote: > Bravo doğrusu! > > Ne farkınız kalıyor diğer gruplardan. Nurcu süleymancı vs. > > Hocam sen büyüksün, sen kuransın, senle yatıp senle kalkıyoruz > falan, filan > > Yeni bir şeyh mi doğuyor!!
Katılma Tarihi: 02 nisan 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 94
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
saim Yazdı:
Şu ikisini asla yapmayacağım: Asla Allah'tan başkasına taptırmam. Ben BİR HİÇİM. BEN YOKUM. Hiç ve yok olana zaten tapılmaz. Ben ki, Bağdadi'ye tapmadım. Velililere, Hızır'a bile ASİYİM. Ben asla ve asla Resulullah'a da tapmadım.
Alperen bak ne guzel ozetlemis. Ne dersin. Bunda bir yanlis var mi ?
saim Yazdı:
........
.NE KİMSEYİ KENDİME TAPTIRIRIM! NE DE KİMSEYE TAPARIM. Resulullah'a BEN FEDA, KURBAN olurum. Feda fi Resulullah olurum. Ama asla ve asla tapmam. Ben Fena Fi İllah'ı seçtim. Kimse Allah'ın katına gidemez ama Allah SİZE GELİR. Gelmişti. Hep oradaydı. Hiç ayrılmamıştı. Kalu Bela'dan beri birlikteydiniz. ÖLÜM YOKTUR. Ölüm yeniden ve ebedi doğuştur. Kelime ÖLÜM DEĞİL zaten "MEVT", yani bir vuslat, bir rücu, bir dönüş, bir dönüşüm... Ama önce paketlendiğimiz mahşerde "Ambalajımız açılacak", kalite kontrol, garanti belgelerimize bakılacak. Ondan sonra PAKETTEN çıkacağız ya yukarı, ya çöpe, yanmaya...
Burda gordugun yanlis ne. ?
saim Yazdı:
Süfyani zihniyet şunu çok iyi anlamalı: Biz ALLAH'ÇILAR DERNEĞİ, TEİSTLER CEMİYETİ üyesi değiliz. Biz HİSSEDERİZ. Omuzumuzda ve her noktada, Allah'a kulluk için yaratıldık. Rabb'im namaz ile de ilgili değil aslında... Sadece bir ÖN ŞART, ki İbrahim'in ricası...
Bu Ibrahiminde ricasi. ne peygamber ne seyh niye anlamada zorlaniyorsunuz.
Katılma Tarihi: 24 mart 2005 Yer: Germany Gönderilenler: 95
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam Arkadaslar.
Yazilarin neden sag tarafa yapisip kaldigini bilmemekle beraber birkac ekleme yapacagim.
Hans Aiberg'in görevi nedir? Kendi yazisindan:
Alıntı:
Benim görevim: Tek görevim: SADECE yazmak olacaktır.
Elinde kalemi olan kilictan keskin olur derler, bazi
savaslarin/ayrimciligin sebebi kalemlere, kisilerin yazilarina
dayaniyor, unutmayin.
Peki.. Neleri yazmak:
Alıntı:
Benim asli görevim, hiç bilinmeyenleri bildirmek, gizli
bilimleri dökmek veya tetiklemek, bunları tahkim etmek ve şimdiki tohum
ile geleceğin dev ağacını "strateji" olarak yapılandırmak.
Tohum ve gelecegin dev agacini yapilandirmak. Ilginc?
Simdi akabindeki yazilari okuyan arkadaslar su yazilanlara inanacaklardir:
Alıntı:
Belli zamanlarda bir çalışma grubu (Redaksiyon gibi) de oluşturmalıyız.
Ve ilk bomba şu: HANİF İSLAM el kitabı! Artık bu kitabı BİZİM DIŞIMIZDA
Dünya okumalı. DÜNYA OKUMALI! İlk bombamız bu!
Ve bakin:
Alıntı:
İlk kitap... İlk devrim! Siyonizmin Zero/N kampına karşı çok iyi bir
strateji ve taktik kitabı yazabilecek içimizde redaktörler var.
MÜRSELLER işbaşına...
Ardindan söyle bir aciklama yapiyor: amac...
Alıntı:
Bu bölmek için değil, bizleri rezili rüsva eden İslam Ortodoks ve
Katoliklerine MEYDAN okumak için... Onlar yüzünden Müslüman doğan
herkes bu dinden soğudu. Kimse Müslüman olmak istemiyor, dilinde var
sadece... AMA HANİFLİĞİ öğrendiklerinde, değil Müslümanları doğrudan
AYDINLIKÇI gayrı müslimleri de yanımıza alırız. Kimsenin kuşkusu
olmasın!
Bütün emirler sanki bundan cikiyor.
Gercek amaci bumu dersiniz?.. Ben biraz süpheyle bakiyorum.
Basta asil amacini aciklarken gayenin nereye dogru gittigini parmakla gösteriyor. Ki, bence bu bile gercek amaci degil!
Ben iddia ediyorum ki, bu Hans ve ögretileri ve buna daha neler dahil
ise, belli bir amacin güdümü ile ortaya cikti. Amac insanlara Din ve
Kuran hakkinda gercekleri yazmak degil, (bunu zaten kimse tek basina
ortaya koyamaz), zamaninda Ingilizin dedigi gibi "Kurani Kerimi yok
edemeyiz ama Kurandan insanlari uzaklastirirsak bu bile yeterli", Hans
taktigi ise Kurani Kerime kosan insanlari kendi etrafinda bagdastirip
cok daha farkli bir tarafa yönlendirmektir. Insanlarin inancini Hanif
adi altinda ve Sloganlar ile kaliplastirip Islam´in özünden soyutlamaya
calisiyor.
Hans ya Dünya genelinde genis capli projenin bir parcasi, yada
birseylerin etkisinde kalmis ve bunu Islam Din´i ile özdeslestirmeye
calisiyor. Dünyada Yehova Sahitlerinin disinda bir sürü dagilim var,
Baptistlerden tutunda sapkin tarikatlara kadar, ve genelinde de hepsi
Yahudi Dininin kirintilari. Söz konusu sapkin tarikatlar bile dünden
bugüne ortaya cikmiyor, biri veya birileri böyle seylere kalkisiyorsa
bunlari tetikleyen birseyler mutlaka vardir.
Araplara yönelik:
Alıntı:
Bir de Yahudilerin amcaoğulları olan ARAPLAR var... Allah da
Arapları en aşağılık gen olarak yaratmış. Ama Kur'an dahil Arapça
diliyle ve Resulullah'ı Grace'den çıkarmıştır. O ayetleri anımsadınız
mı? Arapları yerin dibine sokan aşağılık ırk diye Allah'ın çıkıştığı
ırk...
Allah assagiladigi bir Irka neden kendi iclerinden Elci gönderip
üstelik Kitabida o dilde acikliyor? Assagiladigi bir Irki neden Islama
cagirsin? Resul Arapdili ve Kurani Kerim bunlarin disinda diyor. Öte
yandan Yahudileri Allah üstün kildi diye Ayetlerin arkasindan överken,
Arap irkini yere carpiyor. Araplar ilgili zaten bir baslik mevcut bu
forumda, irdeleyin.
Bizlerin beyinleri bu konularda islemiyor, lütfen kendi fikirlerinizle mantikli birer aciklama getirin.
Hans ve Homoseksüellik, iste bir Patlama, titizlikle okuyun ve bununda bana bir izahini yapin:
Alıntı:
Cinselliği tabu yapmışlar. Halbuki ben cinselliğin, cinsel
buluşmanın ALLAH RAHİMİNE giden KUTSAL bir yol olduğunu söyleyerek, onu
tabu olmaktan kurtarıp, ibadet haline getirdim (Ben=KUR'AN).
Canina yandigim, Ben Kuran´im diyor. Yani ne dersem dogrudur diyor.
Cinselligi Allah´in Rahimine giden Kutsal yol olarak tanimliyor. Allah
askina Allah´in Rahimi nedir? Rahim, Merhamet kavramini nerelere
bagladi nelerle özdeslestirdi bakin.
Alıntı:
Cinsel buluşma BİR İBADETTİR. Ana rahmi ve Allah'ın Rahim isminin ÖZDEŞLEŞMESİDİR.
Yani istediginiz gibi Cinselligin doyumuna varin, tabu falan yok... ?
Alıntı:
Ve tabucu aşağılık insanoğlunun tüm dünyada yaptığı en çok küfür
ne biliyor musunuz? Belli Ana RAHMİNE sövmek... Allah'ın Rahim adına
sövmek...
Bu bir gerekcemidir? Nereden nereye zipladi...
Alıntı:
Hanif için cinsel buluşma (coitus) bir İBADETTİR
Bol bol ibadet edelim o halde.
Cig üstüne cig yagiyor, Homoseksüellik:
Alıntı:
Kur'an homoseksüelliği dışarlamaz, bir yaradılış garipliği olarak
görür. Onların CİNSİYETİNİ seçmeleri ve karşıt cinsle
evlendirilmelerini MÜBAH görür. GAY'leri oluşturan TALEP'tir.
Kur'an bu olayi bir yaradilis garipligi olarak gördügü icin
dislamazmis. Kur'ani gönderen kim? Allah, Insanlari yaratan kim? Yine
Allah! E peki Allah neyi yaradilisin bir garipligi olarak görüpte
dislamiyormus, celiskiye bakin!
Ama böyle söylemesi gayet normal tabi, Allah herseyi yaratti sonra
cekildi diyor bir baska yazisinda, hal böyleyken spermleri Allah
yönlendirmedigi icin rasgele birseyler meydana geliyor ve yaratilisin
bir garipligi olarak tanimlaniyor.
Avrupada genc erkekler erkek arkadas, samimi dostlarina karsi bir sevgi
besliyorda bunu ne sekilde yansitacagini bilmedigi icin bu duygulari
bazi sapiklar (medya, dergiler, kuruluslar) normal bir duygu olarak
tanimlayip, erkegin erkege yakinlasmasinda bir mahrusu olmadigini,
dogal oldugunu öne sürüp, genc insanlarin saf duygularini ellerine alip
tarifleyip "Sevgini göstermelisin" dediler.
Lut kavmi bu konuda işi
vahşet haline getirmişlerdi, gay'leri katlediyorlardı. O manzaraları
görmek ve yaşamak dahi istemezsiniz. Mezbaha gibiydi resmen. Lut'un eşi
YARIM değil tam davransaydı YİNE KURTULURDU. Sodom ve Gomorre ama
BUÇUKtan kaybettiler.
Allah islah etsin!
Lut´a gelen meleklere kavmi neden göz dikti acaba? Erkek kiliginda
geldikeri icin! Üstelik Lut onlardan vazgecsinler diye Kizlarini öne
sürdü, sen bizim ne istedigimizi biliyorsun dediler. Hans'in tarifine
bakin ve Ayetlere bakin:
7:80 Ve Lut'u da gönderdik. Halkına dedi ki:
"Sizden önce hiç kimsenin kıramadığı bir günahın rekorunu mu
kırıyorsunuz?"
7:81 "Siz kadınları bırakıp erkeklere cinsel
duygularla yöneliyorsunuz. Siz sınırı aşan bir topluluksunuz!"
11:77 Elçilerimiz Lut'a gelince, onlara kötü
davranıldı. Bu durum (Lut'un) canını sıktı ve (kendi kendine), "Bu, zor
bir gün olacak," dedi.
11:78 Halkı koşarak oraya geldiler; günah işlemeyi
adet haline getirmişlerdi. "Ey halkım, işte kızlarım, onlar sizin için
daha temizdir. ALLAH'ı sayın, konuklarım önünde beni rezil etmeyin.
İçinizde aklı başında bir adam yok mu," dedi.
11:79 "Bilirsin ki senin kızlarına bizim bir
ihtiyacımız yok. Sen bizim ne istediğimizi iyi bilirsin," dediler.
Hans devam ederek söyle diyor:
Alıntı:
Lut kavminde olay çok vahşiydi. Karadul örümcek gibi,
öldürülüyordu O AN gelince. İşin tuhafı bu ölüme gönüllü seks kölesi
çoktu orada vahşet işleniyordu. Ölülerle NYMPHO ilişkiler
oluşturuluyordu. Orası bunu hak etti.
Homoseksüellik yüzünden degilde gönüllü ölüme seks kölelikler, nympho iliskiler yüzünden belaya ugramislar... Escinselligin günahina baglamiyorda sadist davranislarin sonucuna bagliyor helaki.
Kisacasi cinselligin doyumuna varin, ister erkek ister kadin, fark etmiyor, hem bir ibadettir diyor. Hans ne söylüyorsa isittik iman ettik diyecegiz, o ne söylüyorsa dogrudur, cünkü o Dabbet, Ben=Kuranim diyor.
Ilahi bir Nimet olan Hans Aiberg hakkinda baska bir baslikta görüsmek üzere.
Katılma Tarihi: 24 mart 2005 Yer: Germany Gönderilenler: 95
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam Ibrahim kardes.
Sen sadece okuyup anlamak istediklerini okuyorsun, on tane dogru söz
yüzlerce yanlis sözü düzeltmez. Sen iclerinden sadece sana uyani alip,
bakin adam burada ne demis diyorsun. Hans'in yazi bütünlügünde diger
meseleleri neden ele almadin?
Senden sonra benim naklettigim yazilarinda Hans ne demis, birazda oraya
bak. Hans'i sadece görmek istedigin yazilari ile degerlendirirseniz
yanlis yolda yürürsünüz.
Burada naklettigim bütün yazilar o sitede mevcut, basliklari ile verilmis zaten. Bilmedigin bir site degildir sanirim.
Ben o konulari, yazilari kafamdanmi uydurdumda sapikligi bana
yakistiriyorsun? Hans Aibergin kendi yazilari bunlar. Gir siteye bak,
okuduklarinada kör gececeksen Eyvallah.
Katılma Tarihi: 02 nisan 2005 Yer: Turkiye Gönderilenler: 94
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Sinan Kardes bir alemsiniz yahu linke bakiyorum uc yazi cinsellik ve Lut kavmi ile ilgili su satirlari dikkale okumani tavsiye ederim. Bir iki satir alip da konuyu degistirmeyelim. Ya konuyu anlamdain kardes yada konuyu bilerek oraya cekiyorsun. Iste Aibergin “Cinsellik - Homeseksüellik uzrine olan yazisi bakalim Sinanin dedikleri cikiyor mu ??
O ne ki, eğer birini uzaktan hayal edersen kalp zinası yapmış oluyorsun, beyin zinası yapmış oluyorsun. Cinselliği tabu yapmışlar. Halbuki ben cinselliğin, cinsel buluşmanın ALLAH RAHİMİNE giden KUTSAL bir yol olduğunu söyleyerek, onu tabu olmaktan kurtarıp, ibadet haline getirdim (Ben=KUR'AN). Cinsel buluşma BİR İBADETTİR. Ana rahmi ve Allah'ın Rahim isminin ÖZDEŞLEŞMESİDİR. Ve tabucu aşağılık insanoğlunun tüm dünyada yaptığı en çok küfür ne biliyor musunuz? Belli Ana RAHMİNE sövmek... Allah'ın Rahim adına sövmek...
Hanif için cinsel buluşma (coitus) bir İBADETTİR >>> EHLİN ile kalan Müslümanlar için ise anaya küfür malzemesi... O rahimden çıktı hepsi ve yedikleri kaba tükürüyorlar. NANKÖR TABUCU MÜSLÜMANLAR akılları fikirleri uçkurlarında...
Kur'an homoseksüelliği dışarlamaz, bir yaradılış garipliği olarak görür. Onların CİNSİYETİNİ seçmeleri ve karşıt cinsle evlendirilmelerini MÜBAH görür. GAY'leri oluşturan TALEP'tir. Osmanlı, Emevi, Abbasi sarayları bu GAY'lerle doludur.
“Oğul” kelimesi (ONGUR'dan gelme, OK ve OĞUZ ile ilgisi yok) “Ovul” da deniyor. Tam anlamıyla İngilizcede bebeklerin cinsiyeti (he, she yerine) it denir, ya bu da NÖTR/CİNSSİZ bir kelimedir. Kız ve erkek evlatların BİLEŞİMİNE oğul denir. OĞUL vermek >>> Bal tovanı için... Tüm oğul ahalisi tamamı dişidir. Lut kavmi bu konuda işi vahşet haline getirmişlerdi, gay'leri katlediyorlardı. O manzaraları görmek ve yaşamak dahi istemezsiniz. Mezbaha gibiydi resmen. Lut'un eşi YARIM değil tam davransaydı YİNE KURTULURDU. Sodom ve Gomorre ama BUÇUKtan kaybettiler.
Medyen halkı Eyke'liler bunların helakleri hep ayrı ayrı konulardan... Lut kavminde olay çok vahşiydi. Karadul örümcek gibi, öldürülüyordu O AN gelince. İşin tuhafı bu ölüme gönüllü seks kölesi çoktu orada vahşet işleniyordu. Ölülerle NYMPHO ilişkiler oluşturuluyordu. Orası bunu hak etti.
Kadının yasaklı ve tabu olduğu her toplum öncelikle hayvanlara yöneliyor. Haham demek Tanrı'nın ta kendisi demek ya... İşin tuhafı LUT'u da ensest bir peygamber olarak yazıyor TEVRAT. "
...........Aşkın yaşı yok... Çünkü RUH yaşlanmıyor (sabit 16 ve 33 yaş görünümünde kalıyor). Yorgunluğu da yok. Ruh denen bilinç boyutu SONSUZ özenerji denen NUR'dan harcadığından cinselliğin öteki yaşamda asla "yorgunluğu yok". Allah aşkı ile cinsellik arasında dolaylı bir bağlantı vardır. Cinsellik içgüdüsü, bizi birilerini SEVMEYE zorlar. Eğer bu dürtü olmasaydı, kimse evlenmezdi, kimse çocuk sahibi olmak gibi bir ömür törpüsü istemezdi. Kimse kimseye, sevgiliye "şiirler, şarkılar" bestelemezdi. Cinsel içdürtünün amacı "AŞK" a yönelimdir. O dürtü olmasaydı, kadın ve erkek birbirleri için hiçbir şey hissetmeden, yaşarlardı. Cinsel içdürtü bizi “aşk”a; aşk da Allah'a yönlendirir. Yani uzaktan böyle bir ilişkisi var. Aşkı kulda tanımayan Allah'ına ilahi aşk duyamaz...
Adem ve Havva birbirlerine Cennet'te (kovulana kadar), onyüzmilyon bin yıllarca "cinsel" olmayan aşk ile aşık oldular. Örneğin YÜZ GÜZELLİĞİ. Bu güzellik bir erkeği (karşı taraf için yakışıklılık) Karacaoğlan gibi şiir yazdırır, diyar diyar aşık oldurur gezdirir. Platon felsefesi "Leyla ve Mecnun" arasında da vardır. Onlar birbirlerine hiç değmedikleri için Aşk teması öne çıktı. Kerem ile Aslı, Yusuf ile Züleyha, Romeo ve Juliet... Sadece AŞK için aşıktılar... Belki en fazla birbirlerinin elini tutuyorlardı. Orada vurgulanan kuşkusuz SALT sanatsal aşk tematikidir.
Allah insanın yüzüne cinsellik koymamıştır. Güzel bir tablodur yüz (hep açık tutulmalıdır, peçe takılmamalıdır). O yüz ile kişiler birbirine aşık olurlar. Nikah ritüeli daha sonra gelir, belki de hiç gelmez... Yüzdeki hiç bir üye-organ cinsel değildir. Saç (cinselliği yoktur), kaş (yüzün haritasıdır), alın-burun-çene-yanak vb., asla cinselliği yoktur. Kimse kimsenin kulağına aşık olup evlenmez. Çünkü yüzde BÜTÜNLÜK vardır. Bütün organlar birbiriyle birlikte olduğunda YÜZ güzelliği belirteç olur. Yüzdeki, baştaki tüm organlar ile birlikte güzellik komprime bir güzellik olur. Ama aşağılara inmeye başladıkça "bütünlük" yerini "lokal" tek parçalara bırakır...
Boyun, gerdan ve açıldıkça yerel olarak o yöne bakılır (Erkek mantalitesiyle yazmak zorundayım. Çünkü erkeği çeken biyoseksüel elektrik ile verilen mesajdır. Kadın nektarlı bir çiçek; ve erkek de arı olmak zorundadır). Artık şiirsel, sanatsal ve tablo olan güzellik yerini "vücut parçalarına" bırakmıştır. Üreme içgüdüsü başa geçmiştir. Sevgiliye şiir beklesin! Daha sonra yazarım demeye başlar aşık... Ve erkek cinsel mesaja (elektrik gerilim farkı hep kadından erkeğe tek yönlü sıçradığından) çok zayıftır (bunun için ucuz malzemedir). Burada mekanik özelliklerden yararlanması o kadar katı değildir. Sadece erkeğin içindeki "çocuk" bir takım yönelimlerde bulunur. Erkek her yaşta çocuktur. Hele 80'i geçince ikinci çocukluğunu yaşar... Erkek doğuramaz olduğundan, doğal olarak doğuran (doğum öncesi besleyen, sonra da emziren) anneye düşkündür ama bu Oidipus kompleksi değildir (ayetler bize Zıhar'dan kaçmamızı emretmiştir).
Erkeği cezbeden "KENDİNDE OLMAYAN ya da AZ OLAN"dır... Göğsü küçüktür, göğüslerin boyutundan etkilenir (doğurmaz olduğundan göğüsleri körelmiştir). Kalçası dardır (kalçası da körelmiştir bir bakıma), kalçaların boyutundan etkilenir. Kendinde olmayan uzuvlardan etkilenir ve erkek kas dokuyu sevmez. Yani deri altı yağlı olan kadın teninden hoşlanır. "Beyaz rengi ve ırkı sever". Erkeğin belinden yukarısı belinden aşağıdan daha ağırdır, tepetaklak düşmesi kolaydır ama kadınınki eşittir ve bunu sağlayan harika ise bacaklardır. Yani o erkeğin meftun olduğu denge=zarafeti sağlayan "Minare" kadının bacaklarıdır. Erkek aslında "bacağa" değil "zarafete" duçar olmuştur. Bacak bahanedir. Erkeğinki de kadınınki de aynı kemiklerden ve dokudan yapılmış olan bacaklar arasındaki gizli fark "zarafet-orantı" terazisi olmasındandır.
Erkek üç cinsin en çirkinidir. Diğer iki cins (kadın ve huri) çok güzeldir. Çirkin erkek "güzelliğe düşkündür". Onun için erkek sanatçıdır. Besteler, yazar, çizer... Kadınlardan bu nadiren çıkar (onbin şairden biri kadındır). Kadınların "güzelliğini" övecekleri bir erkek yoktur. Erkeğin övülen yanı, "işbilir, koruyucu, akıllı, kazanan, esprütel ve zeki" olmasıdır. Güzel erkek kavramı, baştan kadınlara çarpıcı gelse de, daha sonra "guy ve gay" farkından dolayı erkekte güzelliği değil, "yeterince yakışıklılığı " tercih eder. Erkek ise tüm hünerlerini salt o güzellik için dökmektedir.
Güzellik de aslında "AŞK"tır (Güzele aşık olunur ya!)... Yani dön dolaş herşeyin başı Aşk'tır. Sevgiliden 24 saat söz ederler... "Sevmek bir ömür sürer, sevişmek bir dakika" şarkısı eşliğinde... Yani AŞK günün 24 saatidir. Ama dillerden düşmeyen "cinsel buluşma" ise günün önemsiz bir diliminde, devede kulaktır. Bu büyük orantı gösteriyor ki, asıl olan AŞK'tır... Üreme ve anne-baba olma içgüdüsü sadece dünyasaldır.
Öteki dünyada ise...
1. Cehennemde seks yoktur (Bir fırında kızarmakta olan tavuk ve horozun seks yapacağını düşünmeyiniz) 2. Cennet'teki seks, "Adem ve Havva'nın lanetli ağaçtan yasak meyveyi yedikten sonraki durumu gibidir. Önceden sadece birbirlerine aşk hissederken, o meyveyi yedikten sonra, "Çıplak olduklarını hatırlamış", hatta gerdeğe girmeye kalkışmışlardır. Cennetteki diğer cinsiyetten (huriler) utanıp yaprakla kendilerini örtmeye çalışmışlardır. Adem sadece önünü, Havva ise hem önünü hem de göğüslerini kapatmıştır (Kur'an'daki ZİYNET budur!). Evlilik dışı ziynetlerin açılmaması da Nur 31. ayette emredilmiştir.
İşte Cennet'e gidecekler için cinsel yaşam , Adem ve Havva'nın "cinsellik oyununun” arkasıdır. Yani kovulmasalardı, orada cinsel birleşme halinde olacaklardı (Yorgunluğu olmayan bir mekandır orası. Organik ifrazatları, hayız, nifas, ter vb. de yoktur). Yani sorulan soruların başında "Cennet'te cinsel faaliyet var mı?" sorusunun yanıtı “evet”tir.
Bir de üçüncü bir Cennet var: Sabıkun... Orada hem huri, hem insanlar hem de cinsellik bambaşkadır. Oranın atmosferi, kalbinizi çarptıran ve ilk aşk gibi ilk aşkın "Hani kalbim duracak gibi oldu" dediğiniz o anıdır. O an süreklidir. Cennet’teki tüm ekstra zevkler ise bu bazın üzerindeki sonsuz zevklerdir. O zevkleri (Vehhab) bilmek mümkün değildir. Ama en üstteki o mekanda "Allah'a yakınlık ölçüsünde" her şey daha tutkun, daha yüksek frekanslı, daha doyurucudur. Yani kötü bir benzetme ile "Adrenalin" sürekli ve yüksektir. Umarım hiç değilse bir kısım Cennet ile ilgili sorulara yanıt bulduk Kur'an'dan...
Erkek aslında "Güzel" tarafını ÖTEKİ yarısına nakletmiş bir yakışıklıdan (az güzele yakışıklı deniyor) ibarettir. Aradığı ise kendinde olmayan şeyler. Güzellik başta, körelmiş “karşıda gelişmiş” öteki yarısına aşıktır.
Kadınlardaki aşk "Künnes gibidir". Aile , çocukların ve servetin genişlemesi vb. Erkekteki de sanatsal ve Hunnes'tir. Hunnes ise "ana rahmine geri dönmek" dürtüsünden ibarettir. Erkek bunun için uğraşmaktadır. Spermlerini de bundan ötesi için yollar. Orada, Rahimde olmak istemektedir çünkü... Tam tersine Künnes olan kadın ise "Doğum yapmak, yani tersine dışarı vermek istemektedir". Cinsel ritmler bile bunun kavgasından başka bir şey değildir.
Ve bir soru "Aptal sarışın"... Evet bu yaygındır: Çünkü kadına özgüven vermekte, ama ucuz ve tembel yollardan kolayca amacına gitmeyi düşünürken, "BİLİM" ve "Akıl" işlevlerini ertelemiştir (Bir çok aptal sarışın menapoz sonrası deha gibi ortaya çıkmışlardır). Ayna, bakım, makyaj, giyim kuşam ve yine ayna... "Zamanı yoktur" güzel geçinen ırkın kadınının bilim vb yapmaya... Eskiden 13 yaşına gelince evlenirlerdi... Ama çağımızın kadını öyle değil... Ve şimdiden başlayarak, geleceğin kadını ise "Aptallık" dönemini kapamıştır (Nihayet!).
Artık gelecekte “Female Domination” vardır. Yani kadın iktidarı ve mükemmel artık kadınlar... Yani eski kaynanalar, görümceler vb. yok... Artık İNSAN var ve kadın-erkek farketmez, eşit ağırlıklı zekidirler... Geçmişten günümüze kadar, erkekler kadını sindirmiş ve aptal bırakmışlardır. Ataerkil ailede bu böyledir. Türkler ataerkil değildir. Han ve hanım (Hatun, kraliçe) birlikte eşit olarak yönetirlerdi. Biri hayır dediğinde yönetimde bir iş teklifi geri dönerdi. Hanım (Hatun=Ece) sadece Han'ın (Eşinin) "Öldürülmesine emir çıkaramazdı". Onun dışında her dedikleri olurdu. Tarihin Türklerden öğreneceği çok şey var.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma