HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: VİCDANİ RET KONUSUNA KUR’ANIN BAKIŞI Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
halukgta
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 25 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 425
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı halukgta

Bugünlerde yine Avrupa birliğine girmeye çalışmanın, bir başka sancısını daha çekiyoruz. Sanırım ne olduğunu anladınız. VİCDANİ RET.

 

 Ülkelerin ayakta kalması adına, bazı şeyler vardır ki, bunlar her kişinin vicdanına göre farklı davranılması, kabul edilemez. Örneğin devletin koyduğu vergileri uygun görmeyip, herkes ben bu kadar vergiyi vermek istemiyorum çünkü adaletsiz, diyebiliyor mu? Ama Ülkenin koşulları düzeldikçe elbette vergilerde azalacak, hatta bazıları kalkacaktır. Adaleti sağlamak adına çıkarılan kanunlar için, bu suçun cezası bu olmamalı benim vicdanım el vermiyor dediğimizde, değiştirebiliyor muyuz kanunları?

 

İşte askerlik konusu da aynen böyledir.  Ben askerlik yapmak istemiyorum, hiç kimse diyemez. Herkes ülkesini korumak ve kollamakla yükümlüdür. Eğer toplumun koyduğu bir yükümlülükten kaçarsanız, diğer vatandaşlara sağlanan haklarından da yararlanma hakkınız olmaz.

 

Bazı ülkelerin koşullarına gelince. Bu ülkelerde askerlik zorunlu olmayabilir. Çünkü bu toplumların komşuları ya da diğer ülkelerle, düşmanlık adına bir sorunları yok sa, ordularını güçleri nispetinde, profesyonel askerliğe geçirmek, zorunlu askerliği elbette kaldırmak, ya da farklı şartlar yaratmak, normal bir durumdur.

 

Bugün Avrupa ülkelerinin ordularının büyük bölümü, Profesyonel orduya geçmiştir. Ordunun içinde diğer hizmetlerin görülmesi, herhangi bir savaşa ülkelerini savunmak adına hazırlanmak içinde halk, zorunlu olmadıkları halde askerliklerini yapmaktadırlar.

 

Vicdani ret istekleri Avrupa da normal bir vatandaşın başvurduğu bir yol olmayıp, genelde yolunu şaşırmış gençlerin, tatminsiz, eğitimsiz, inançsız nefislerinin bir sonucudur.

 

 Vicdani ret ne anlama geliyor ona bakalım.


(Vicdani ret, bir bireyin politik görüşleri, ahlaki değerleri veya dinsel inançları doğrultusunda zorunlu askerliği reddetmesidir. En çok karşılaşılan ret sebepleri şunlar:


Düşman olsa bile insan öldürmeyi ahlaki bulmamak,
Hiyerarşik ve statüsel yapılandırmalarda yer almayı ahlâki bulmamak,
Güncel sorunlardan dolayı o ülkenin silahlı birliğinde bulunmayı ideolojik ve dini inanca aykırı bulmak.)

 

Şimdide bu fikrin üzerinde düşünelim. Bir insanın politik görüşleri, insani düşünceleri ya da dini inançları, ülkesini savunmak adına kurulan bir güce katılmaya, karşı olması aklın, mantığın kabul edeceği bir şey midir?

 

 Eğer bir insan politik düşüncesini hayata geçirmek istiyorsa, inancını özgürce yaşamak niyetindeyse, başkalarının emperyalizminden kurtulması ve özgür olabilmesi için, güçlü bir orduya ihtiyacı vardır. Dini inançlarına gelince.

 

Bütün ehli kitap dinleri, dinlerini ve inançlarını korumak adına gerektiğinde, savaşmayı emreder. İsterseniz bizler gelin Kur’an a bakalım, acaba Rabbim bu konuda bizlere neler söylüyor ve uyarıyor.

 

Aliimran 200: Ey iman edenler, sabredin ve sabır yarışında düşmanlarınızı geçin, savaş için hazır ve tetikte bulunun ve Allah'tan korkun ki arzularınıza eresiniz.

 

Bakara 244: Allah yolunda savaşın ve bilin ki Allah, her şeyi duyar, her şeyi bilir.

 

 

Allah ayetinde, tüm iman edenlere seslenerek bakın ne diyor? Düşmanlarınıza karşı savaşabilmek, dininizi ve imanınızı koruyabilmek için, savaşabilecek şekilde hazır ve tetikte olunuz. Sanırım her şey çok açık, Allah her an tetikte olmamız için hazırlıklı olmamızı istiyor. Elbette bu ayet iman edenlere sesleniyor. Eğer bir insan iman etmiyorsa, ondandan aynı davranışı beklemek, doğru olmayacaktır.

 

Bakın savaş konusunda Rahman yine bizleri nasıl uyarıyor.

 

Bakara 216: Hoşunuza gitmemekle birlikte, savaş üzerinize yazılmıştır. Bir şey sizin için hayırlı olduğu halde siz ondan tiksinebilirsiniz. Ve bir şey sizin için şer olduğu halde siz onu sevebilirsiniz. Allah bilir, siz bilmezsiniz.

 

 

Orduda görev almaktan kaçan, asker olup ülkesinin özgürlüğü adına nöbet tutmaktan, gerektiğinde savaşmak istemeyenler, korkanlar yukarıdaki Rabbin ayetini de unutmamalıdır. Allah savaşı da bizler için bir imtihan vesilesi yapmışsa, bundan kaçmakla kurtulamayacağımızı da bilmeliyiz.

 

Yine Allah ın rehberliğinden uzak düşüncelere kapılan kardeşlerimize, Rabbin bir uyarısını daha hatırlatmakta, sanırım yarar var.

 

Enfal 16: Her kim böyle bir günde, savaşmak için başka bir yer tutmak yahut başka bir birliğe katılmaya gitmek dışında onlara arkasını dönerse, Allah'tan bir gazaba çarpılmış olur. Varacağı yer cehennemdir onun. Ne kötü varış yeridir o.

 

Rabbim nede güzel açıklıyor, binlerce şükürler olsun. Allah ülkesini, inancını korumak adına saldırıya geçenlere karşı, savaşan kardeşlerinin yanında yer almayıp, onlara arkasını dönerse, bakın varacakları yer neresiymiş, Rabbim ne kadar açık uyarıyor.

 

(Varacağı yer cehennemdir onun. Ne kötü varış yeridir o.)

 

Geçmiş tarihi şöyle bir hatırlayalım isterseniz. Hıristiyanlar Haçlı seferleri ile dinlerini yaymak adına, milyonlarca insanı katletmişlerdi. Bunlara karşı durabilmek için, hazırlıklı olmayan toplumlar kaybetmiş acı ve yokluklar içinde, esaret altına girmişlerdi.

 

Bugünde aynı taktik uygulanmaktadır. İslam dinine karşı haçlı ve Yahudi zihniyeti artık el ele vermiş, içimizde adeta cirit atmaktadırlar. Toplumumuzu dinimizden uzaklaştırmak için, dinler arası diyalog yalanıyla, içimize kadar girdiler. Şimdide inancımıza el attılar. Bizleri yönetenler toplumu inançları ile aldatmakla meşgul iken, Yahudi ve Hıristiyanlarda bizleri yönetenleri aldatmakla meşgul. Bu ortamı onlara sağlayanlara, hakkımızı asla helal etmeyeceğiz, bunu da sakın unutmasınlar.

 

Bizleri Avrupa toplumuna sokmaya çalışan liderlerimizin, bir gün bu topluma çok acı bir hesap verecekleri gerçeği unutulmamalıdır. Çünkü Avrupa topluluğu bir Hıristiyan toplumudur. İşlerine gelmeyen konuları halk oylamasına götürenler, bizlere sormadan bizleri Hıristiyanlara teslim etmeye çalışanlar, elbette bunun hesabını vereceklerdir. Allah Yahudileri ve Hıristiyanları gönül dostu edinmeyin ve onlara güvenmeyin dediği halde, bizleri yönetenler sanki Rabbin hükümlerine inatla karşı çıkarcasına, tersini yapmaları asla affedilecek bir durum değildir.

 

Bizlere dayatmak istedikleri, inançlarımıza aykırı kanunları gündeme getirenlere, bizler eğer gereken derslerini veremiyorsak, sanırım olacaklardan da bizler sorumlu olacağımız bilincinde olmalıyız.

 

Bugün vicdani ret diyerek gençlerimizi ülke savunmasından uzaklaştırmak isteyenler, yarın ülkeniz çok büyük, bölünün parçalanın ondan sonra gelin diyeceklerdir. Bunu zaten söylediler. Şimdi yapılan ortamın buna hazırlanmasıdır. Lütfen uyanık olalım. Uyumaya ülkece devam edersek, inancımızı Kur’an merkezli değil de, beşeri merkezli yaşarsak, unutmayınız Rabbimde bunu yapan kullarını, namerde elbette muhtaç edecektir.

 

Rabbim cümlemizi korusun. Aklını kullanmayan kullarımı, pislik içinde bırakırım diyen Rabbim e kulak verelim ve artık emanet verdiğimiz aklımızı geri alalım, bizzat kendimiz kullanmaya başlayalım. Yoksa emanet verdiğimiz aklı bir gün, geri alma gücünü de kendimizde, bulamayabileceğimizi unutmayalım.

 

Saygılarımla Haluk GÜMÜŞTABAK

Dünyagündemi.net

 

Yukarı dön Göster halukgta's Profil Diğer Mesajlarını Ara: halukgta
 
aliseriati
Groupie
Groupie
Simge

Katılma Tarihi: 12 mayis 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 46
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aliseriati

en derin anlamıyla gayet güzel çarpıtılmış bir yazı olmuş.

konuya bir de insan hakları penceresinden bakmanı rica
edeceğim değerli kardeşim.

selam ile

__________________
öksüzü yetimi koru...yoksullarla beraber ol...ve asla yalan söyleme.
Yukarı dön Göster aliseriati's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aliseriati
 
adalet
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 02 ekim 2006
Gönderilenler: 1195
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı adalet

 Haluk kardeş,konuya kendi bakış açınızı yazmış ancak söylediklerinizin Kur'anla ilgisi varmış gibi lanse etmişsiniz.Düşmana hazırlık sadece silahla mı olur?Varolan sınırlar zaten çok uluslu karteller tarafından delik deşik edilmiş durumda.Ortada korunacak bir sınırdan ziyade zihinlere empoze edilmiş sınırlar var.Asıl mücadeleyi ve savaşımı bunlarla ve bu alanda yapmak lazım.

  Kur'an açısından demiyorum ama kendi açımdan ben vicdani reddi destekliyorum ve bunun da haklı gerekçelerinin fazla olduğuna inanıyorum.Her şeye "Kur'anda." diye başlamaktan gına geldi,o bizim nesnemiz değil,öznemizdir.Onu kendimize değil,kendimizi ona uyduralım lütfen..


__________________
"Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Yukarı dön Göster adalet's Profil Diğer Mesajlarını Ara: adalet
 
gondolcu
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 07 haziran 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 450
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı gondolcu

güzel bi yazı olmuş.

bu memlekette ne kadar çok memoş varmış.görmüş olduk.

 

 



__________________
saygılarımla

Aaydın
Yukarı dön Göster gondolcu's Profil Diğer Mesajlarını Ara: gondolcu Ziyaret gondolcu's Ana Sayfa
 
adalet
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 02 ekim 2006
Gönderilenler: 1195
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı adalet

NOT:Aşağıdaki yazı,M.İslamoğlu'nun bu konuda yazığı eski
bir yazıdan konuyla ilgili kısımdır.Bu yazıyı ve Haluk
kardeşin yazısını okuyup kıyaslayın hangisi daha
insani,vicdani ve Kur'anidir acaba? :
  
"..Teorik olarak düşünüldüğünde, çoğunluğu
Müslüman olan bu ülkede "vicdani red hakkı"nı en çok
İslam dinine mensup olanların savunması gerekir.
Müslümanlar için bu hakkı elde etmek sadece "hak ve
özgürlük" adına değil, dini mükellefiyet
adına da bir vecibedir. Evet, dini bir vecibedir.

Adı "barış" olan bir dine mensup olacaksınız, mukaddes
kitabınız haksız yere bir adam öldürmeyi bütün bir
insanlığı öldürmek olarak niteleyecek, bir cana kıyanın
yerinin ebedi cehennem olduğunu söyleyecek, bireysel
savaşa birileri "terör" adını koyduğu için
lanetleyeceksiniz,ama iş kitle imha silahlarının su gibi
kullanıldığı devlet savaşına gelince,
bütün bu mukaddes ilkeler yerini ilkesiz bir hamasete
terk edecek. Laikliği unutup "gazi" ve "şehit" gibi dini
kavramların ardına sığınacaksınız. Bu konuda ağızlarından
ayet-hadis düşmeyen anlı şanlı "hocalar" eğer
samimilerse, sadece devlete yönelik şiddeti değil, devlet
eliyle icra edilen şiddeti de aynı kapsama almalı değil
mi? Yoksa devlet adına yapılınca, dinin istismarı mübah
mı oluyor?
Bu en basitinden bir çifte standarttır. Samimiyet bunun
neresinde?
Başbakan daha geçen gün çok yerinde olarak İsrail vahşeti
için "devlet terörü"nden söz etti. Doğrusu, Yahudi ordusu
içerisinden "vicdani red hakkı"nı kullanan onlarca pilot
çıktı. Aynı hakkı bu ülkede biri
kullanmaya kalksa, başına neler geleceğini hiç düşündünüz
mü?
K.Bumin "vicdani red hakkı" ile "ahlaki, dini, felsefi
duruş" arasında bir illiyet bağı kurmuş. Bu bağ gerçekten
önemli, çünkü inanmış bir mümin için günümüzdeki savaş
gerekçelerinin hemen tamamı "haksız yere adam
öldürmek"ten de çıkıp "bağy" kapsamındaki "kitlesel
kıyıma" giriyor ve onu "ebedi cehennemlikler" arasına
katacak büyük günahlardan biri halini alıyor.
Bir Müslüman "büyük günahtan" (mubiqât) şiddetle
kaçınmakla mükelleftir.
Hatta onun işlenmesine aracı olmak da o günahın parçası
olmak sayıldığı için, o da haramdır. Hatırlayın o fıkıh
usulü kuralını: "Harama aracı olmak da haramdır".

İşte bu yüzden "vicdani red hakkı" bu ülkede en çok
dinine bağlı samimi Müslümanları ilgilendirmektedir."




__________________
"Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Yukarı dön Göster adalet's Profil Diğer Mesajlarını Ara: adalet
 
josephus
Groupie
Groupie
Simge

Katılma Tarihi: 11 nisan 2009
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 49
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı josephus

Haluk Bey'den gerçekten tuhaf bir yazı.

Sanırım bu Haluk Bey'in genel tavrı. Ortalığa tuhaf bir fikir atıp bir de güya Kuran'la delillendireceksiniz, sonra da itirazlara cevap vermeyeceksiniz.

Şimdi vicadi red, Türk ordusunun genel yapı ve durumu ile bir de Haluk Bey'in alakasız yorumları ile alıntıladığı ayetlere bakalım:

1-
Ali_imran 200, bu ayetin bir önceki cümlenizde geçen iddianızla ne alakası var ? Yoksa TSK laiklik ve rejimi değil de dini ve inancı koruma gibi bir karar mı aldı ? İsbatı nerede ? Tabi bir de laikliğe bakmak lazım. Kimine göre dinin güvencesi, ama acaba TSK ya göre güvence mi yoksa ortadan tamamen kaldırma mı ?

2 - Bakara 244'e göre, yine TSK Allah yolunda (!!!!) savaşan bir ordu da bizim haberimiz mi yok ?

3 - Bakara 216, TSK'ya girip kiminle savaşacağız, dilini, varlığını daha düne kadar inkar etttiğimiz Kürtlerle mi, yoksa kadim ve kafir (!) düşmanımız Yunanlılar veya sapık-mezhepsiz (!) , ayrıyeten Osmanlı ve Türk (!) düşmanı Şii İran la mı ?

4 - Enfal 16, yine iddia ile son derece ilgisiz bir ayet daha. Yazmaya gerek bile yok.

İstemeyerek de olsa askerlik yaptım maalesef, eminim yapanların çoğu da benimle aynı düşüncededir. TSK asla peygamber ocağı değildir, söylemeye gerek yok, çoğu kez Allah'ın adını anmanın bile yasaklandığı, alaya alındığı ve mensuplarına pek çok haksızlık, adaletsizlik ve küfürün uygulandığı ve öğretildiği bir kurumdur.

Uzatmayayım, Vicdani red kanımca insani olduğu kadar bu şartlar altında dini bir haktır da, eğer bir gün TSK nın yapı, ideoloji ve söylemleri değişirse, vicdani reddi belki tartışabiliriz. Ama şu görüntüde TSK yı savunup, vicdani redde karşı çıkmak, bi de bunu Kuranla delillendirmeye çalışmak gerçekten çok komik, çok tuhaf.

Selam ile.

Yukarı dön Göster josephus's Profil Diğer Mesajlarını Ara: josephus
 
adalet
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 02 ekim 2006
Gönderilenler: 1195
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı adalet

Mustafa AKYOL [email protected]
Vicdani red caiz değil midir?
14 Aralık 2011 Çarşamba

Batı’da doğup gelişen “vicdani red,” yani savaşmayı ahlaken doğru bulmadığı için “askerlik görevini” reddetme tutumu, şimdilerde bizde de tartışılıyor. Vicdani redde karşı çıkanlar arasında ise, İslam’daki “cihad vazifesi”ni hatırlatan bazı mütedeyyin kalemler var.

Peki ama İslam’daki “cihad” geleneği ile, modern devletin zorunlu askerlik uygulaması arasında paralellik kurmak, yani Hilal Kaplan’ın yerinde tabiriyle “laik orduya mücahid olmak” doğru mu?

Cevabı aramadan önce, “vicdani red” hakkındaki bir yanılgıyı düzeltmekte fayda var. Bu, askerlikten kaytarmak isteyenlere can simidi sunan bir düzenleme değil. Çünkü “vicdani redçiyim” dediğinizde, evinizde oturmuyor, aksine askerlik süresinden daha uzun bir “kamu hizmetine” sürülüyorsunuz. Mesela bir yıl askerlik yapmak yerine iki yıl hasta bakıcılık yapıyorsunuz.

Gelelim meselenin İslami yönüne...

‘Vatan savunması’ mı?

Bu konuyu köşesinde ele alan değerli bir İslam hukukçusu, “vatan savunması”nın hem dini bir görev hem de akli bir zorunluluk olduğunu belirterek şöyle karşı çıkıyor vicdani redde:

Bir gün bir düşman fert mülkünüze, ailenize, can ve namusunuza silahlı saldırıda bulunsa veya yabancılar silahlı saldırı yaparak ülkenizi elinizden almak, sizi öldürmek veya köleleştirmek, değerlerinizi talan etmek isteseler ‘Bırakın geçsinler, bırakın yapsınlar’ mı dersiniz, elinizden geleni ardınıza koymayarak düşmanı yok veya defetmeye mi çalışırsınız?

Oysa bu soruya şu cevabı vermek mümkün: “Ülkem işgal edilir de aileme saldırılırsa, elbette elime silah alıp düşmana direnirim. Ama bu teorik tehlike, tek işlevi ‘ülkeyi işgalden korumak’ olmayan, benim tasvip etmediğim başka misyonlar da üstlenen bir orduya katılmama gerekçe değildir.”

Çünkü, altında yaşadığımız modern devletlerin orduları, sadece savunma değil, saldırı ve tehdit misyonları da üstlenebiliyorlar. Hatta bazıları, ülke içindeki belirli ideolojilerin veya sınıfların bekçiliğine bile soyunabiliyor.

Bu misyonları ahlaki bulmamak, bu nedenle orduya katılmayı reddetmek de, bence son derece ahlaki bir tavır. (“İslami vicdani redçi” Enver Aydemir’in yaptığı gibi.)

Eğer bunu kabul etmeyeceksek, “hayır, herkes hangi devletin vatandaşı ise onun ordusunda savaşmaya mecburdur” mu diyeceğiz. Mesela, İsrail’in işgal altındaki topraklarda uyguladığı zulme tepki gösteren ve bu yüzden bu topraklarda görev yapmayı reddeden “refusenik”lere karşı mı çıkacağız?

Meşruiyetin zemini

Diyebilirsiniz ki, “İsrail ordusu, Müslüman olmayan, hatta Müslümanlara zulmeden bir ordu; emsal olmaz.”

O zaman da Müslüman ülkelerin ordularına bakalım. İran-Irak savaşını hatırlayalım mesela. Her ikisi de Müslüman çoğunluklu olan bu iki ülkenin ordularına katılmak, dinen gerekli miydi?

Her ikisi de birbirini öldüren bu orduların her ikisine de dini meşruiyet mi sunacaktık yani?

Bence işin doğrusu şu: Türkiye Cumhuriyeti dahil modern ulus-devletlerin hiç biri, “dini meşruiyet” üzerine kurulmuş değildir. (Bu, “gayrımeşru” oldukları anlamına da gelmez elbette.)

Bu yüzden de dindarların, bu devletlere veya onların ordularına kutsallık atfetmeleri, onlara itaati dini bir görev saymaları yanlıştır. Böyle yapanlar, bu devletlere hak etmedikleri bir otorite sunmuş olur. (Mesela, bu yüzden “peygamber ocağı” sözünün bence tedavülden kalkması gerekir.)

Doğru olan, modern devletlerle ilişkiyi dünyevi ve rasyonel düzeyde kurmaktır.

Ben vicdani redde bu düzeyde bakıyor ve onu bir insan hakkı olarak görüp destekliyorum.



__________________
"Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Yukarı dön Göster adalet's Profil Diğer Mesajlarını Ara: adalet
 
takva81
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 13 ocak 2010
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 288
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı takva81

selamlar

   alt yapısı olmayan bir vicdani red olayı tamamen safsata. topluma mal olmuş toplum dinamikleri vardır bu kurallar deneme sınama sonucunda oluşmuş ekollerdir. tabiki bizlerde askere gönül rızası  ile gitmiyoruz. mesela bizler abd nin ırağa demokrasi getirdiğine inanmıyoruz. ama belli bir asker ve teknoloji gücü olduğu için abd bunu dünyaya yutturuyor. bir avuç israil de kadınlar bile askerlik görevini yapıyor.  ve güçlü olduğunu ispatlıyor. ama bize göre insanlık suçu işliyor.  işte çevrendeki olaylar nasıl cerayan ediyorsa. sende o şekilde kendini hazırlıyacaksın. önce yaşadığın coragyada silah seslerini susturacaksın. sonra red kendiliğinden gelir. ama bu gün yapılan bu red olayı tamamen birilerinin iyi niyeti yakın zamanda iyi niyet temsilcileri israil tarafından hezimete uğratıldı. dünyanın bir çok yerinden insani gönüllüler. gazzeye yardıma koştu. karşılarında silah gördüler.  o insanların içinde eline hiç silah almamış kişilerde vardı. karşısındaki tam donanımlı kan dökücü. insanlık ayıbı. ama ne oldu onlar haklı çıktı. 

 

    onun içindirki red ederken bir şeyi kendi ülkendeki bir oluşum içindeğil. geçmiş ve gelecek olabilecek olgular için hazırlık olarak gör. nne zamanki yaşadığımız coğrafyada eli silahlı haklı çıkanlar haksız duruma düşer o zaman geliniz hep birlikte vicdanen red edelim.  



__________________
ben yanlız kendimi kurana adadım.
Yukarı dön Göster takva81's Profil Diğer Mesajlarını Ara: takva81
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats