Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 07 ekim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
SAyın Ramazan Toptaş
Kat, kat tan kasıt % 100 dür. Bugün verilen 100 tl ye bir sene sonra 200 Tl istenmesidir. Bu 200 de ödenmedi sonraki sene 400 tl istenmesidir.
Yasak olan budur. Bereketi mahvedilecek, alışverişe benzemeyen, zulum olan, savunulursa Ahirette cezaya sebeb olacak olan budur. Yoksa günümüzün % 10, % 20, % 30 luk banka faizleri değil.
Yasak olan faiz değil Faiz değil tefe interest değil, usury
Buralarda hep Kur'anın kavramları ile oynama olmuş. Çok katı yorumlar olmuş.
Aşağıda Süleyman Ateş in görüşleri var. Ekonomi bildiğim için hepsine katılıyorum. Kabul edersin, etmezsin. Din konusunda hepimizden yetkilidir. Ayrıca bu konuda İslam dünyasında yapılmış en cesur görüşler olduğunu düşünüyorum.
SORU: Faizin suç olduğu anlamına gelen hadis, peygamberimize mi ait? (K. Çelik)
CEVAP: Faiz neden bir suç olsun? Bunu, insanları faizden uzaklaştırmak
için birtakım kişiler uydurup Peygamberimizin ağzına koydular.
Peygamberimizin amcası Abbas, Mekke’de en büyük faizciydi. Onların
uygulamasına faiz de denmez, tefe denilir. Onun için Kur’ân kat kat riba
yani tefe yemeyi yasaklamıştır. Bugün modern bankacılığı tefecilik
saymak doğru değildir. O zaman siz çağın gerisine düşersiniz. “Faiz
yasaktır” diyenler başka adlar altında yine bu milleti sömürmeye devam
ediyor, sonra da topladıkları paralar başka yerlere hortumlanıyor.
Devletin tanıdığı yasal faiz, bugünün ekonomisine egemendir, bundan
kaçmak mümkün değildir. Faiz uygulamasının dışında kalan kimse de pek
yoktur. Devlet çalışanlardan yıllarca kestiği tasarrufu teşvik ve konut
edindirme fonları kesintilerini faizleriyle birlikte sahiplerine iade
etti veya ediyor. Acaba bu kesintilerin faizlerini almayan var mı?
Aynı içerikli bir soru da K. Tuncel'den geliyor: "Günümüz koşullarındaki bankacılık sistemi göz önüne alındığında bankaların verdiği mevduata ait faiz, Kur'ân'a göre haram mıdır? Ayrıca bankaya, faiz deyip para yatırmayan fakat çocukları ve kendi gelecekleri için özel sigortalara para yatıranlar var. Özel
sigortalar da topladıkları paraları hazine bonosu gibi belli faiz
içeren devlet kağıtlarında değerlendirebiliyor. Dolayısıyla burada da
bir çelişki olmuyor mu?"
Cevap: Sayın B.
Sirkecioglu, yanılmıyorsunuz. Bu konuyu çok yazdım ve çeşitli
platformlarda da dile getirdim. Haram olan faiz, yoksullardan alınan
reel faizdir ki adı ribadır. Enflasyon oranındaki faizde, reel bir
fazlalık söz konusu değildir ki haram olsun. Bu bir! Ayrıca yasaklanan faiz sistemi, fukarayı ezen sistemdi. Bugün mevduat toplayan bankalar ve şirketler, yoksul kişiler değil, daha çok kazanmak için çalışan kâr kuruluşlarıdır. Onlar, sağladıkları kâra mukabil mudilerine bir miktar faiz vermekle ezilmezler.
Modern bankacılık
Zaten avantajları olmasa bu işi yapmazlar. Artık bu çağda hâlâ bankacılıkla uğraşmanın, bunun haram olduğunu söylemenin hiçbir anlamı yoktur. Kaldı ki Türkiye'de banka, Sadrazam Mithat Paşa zamanında şeyhülislâmlığın fetvasıyla kurulmuştur. O dönemlerde kurulmuş olan Osmanlı Bankası'nda, aynı zamanda Müslümanların dini bütünlüğü ile bilinen bir lideri, Sultan Abdülhamit'in de hesabı vardır ki kendisi saltanattan ayrıldıktan sonra parasının faizini bankadan tahsil etmiştir.
Bankasız
ekonominin olmayacağını bilmeyen yoktur. Uygulanmayacak şeyi din olarak
göstermenin ne yararı var? Kur'ân'ın reel faizi yasaklamasındaki hikmet
açıktır: Fukaranın ezilmesini önlemek. Ben modern bankacılığın
fukarayı ezdiği görüşünde değilim. Bu mantıkla gidilirse Emekli
Sandığı'ndan alınan paralar da haram sayılır. Çünkü bunların hepsi faiz
sistemine göre çalışır. Devlet ekonomisi faiz sistemine göre çalışır.
Vergisini ödemeyen her ay yüzde 4 gecikme faizi öder. Tasarruf
bonolarından da tüm çalışanlar faiz aldılar. Hiç kimse bir kuruşunu
bırakmadı değil mi? Demek ki iş menfaate
gelince haramlık kalkıyor. O halde bu aşırı fetva sahipleri, aslında
kendi çıkarlarına olan konularda lehte hüküm vermekte zorlanmıyorlar.
Bunu kaç kez yazdım. Bu ortamda bankaların yasal
getirilerinin, Kur'ân'ın yasakladığı kat kat riba kategorisine girdiği
kanaatinde değilim. Bankalar yasal kuruluşlardır Süleyman Ateş - [email protected] Soru:
Paramı bankaya yatırıp faiz almak istemiyorum. Bunun dinen sakıncası
olduğunu düşündüğüm için bugüne kadar böyle bir şeye başvurmak hiç
aklımdan geçmedi. Ancak paramı da değerlendirmek istiyorum. Ne
önerirsiniz? (Serhan Kayahan / Ağrı)
Cevap: Bunu kaç kez
yazdım. Bu ortamda bankaların yasal getirilerinin, Kur'ân'ın yasakladığı
kat kat riba kategorisine girdiği kanaatinde değilim. Bankalar yasal
kuruluşlardır. Kişi hırsızdan, yangından korunmak için mecburen parasını
bankaya yatıracak, banka bundan kâr edecek, mudi de bankanın verdiği
cüzi miktardaki geriliyi alacaktır. Bugün ekonomi böyle işler. Ama bir
fakire verilen ödünç paradan, paranın değer aşımı dışında bir fazlalık
almak haramdır. İşte asıl yasak faiz, yoksuldan alınan gerçek faizdir.
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
"...Ben modern bankacılığın fukarayı ezdiği görüşünde değilim...."
ozaman bankacılık sisteminin şu ülkeye ödettiği faturayı bir hesapla...s.ateş efendi.
" Bu mantıkla gidilirse Emekli Sandığı'ndan alınan paralar da haram sayılır."
evet zerresine kadar haram.ama sende bu devletten maaş aldın değilmi?o karnını tıka basa haramla doldurdun.senden ne demeni bekleyebilirdik ki?etin de kemiğinde haramla şekillenmiş.s.ateş efendi....
97 rusya krizi,98 asya krizi,94 ve 2001 türkiye krizi,1982 banker krizi ,2008 abd kaynaklı kriz.hepsi bankacılık çıkışlıdır.mali sistemin tıkanmasıyla oluşmuşdur.ve faturalarını ise halk ödemişdir.ve hala ödüyorsun.1935-1965 arasındakiler hariç.siz devam edin.kendinizi soydurmaya.yılda 75 milyar dolar sadecene faiz ödediğiniz zamanlar oldu.ana paradan daha fazla.bankalar günlük net %20 ile cayır cayır para arıyordu.demirbank ı ne batırdı zannediyorsun?g... ve i...bankalarının batması nasıl engellendi zannediyorsun?
citibank ı batırmamak için abd halkının ödediği bedel nedir bilirmisin?bofa yı batırmamak için ödediği bedeli?ubs in batmaması için isviçrenin ödediği bedel?uni creditonun batmaması için italyanın ödediği bedel.dexia ve fortis için belçikanın ödediği bedel.hsbc,royal için ingilterenin ödediği bedel.
yazık hiçbirşey bilmeden bukadar hüküm vermek s.ateş gibi cahillere mi kaldı.ALLAH a ve resulüne karşı savaş açanlar mı karar verme makamı oldu?
__________________ De ki: «Ey ehl-i kitap! Tevrat'ı ve İncil'i ve size Rabbiniz tarafından indirilmiş olanı ikame edinceye kadar hiçbir şey üzerinde değilsinizdir.» ALLAH HERŞEYİN EN DOĞRUSUNU BİLİR.
Cevap: Bunu kaç kez yazdım. Bu ortamda bankaların yasal getirilerinin, Kur'ân'ın yasakladığı kat kat riba kategorisine girdiği kanaatinde değilim. Bankalar yasal kuruluşlardır. Kişi hırsızdan, yangından korunmak için mecburen parasını bankaya yatıracak, banka bundan kâr edecek, mudi de bankanın verdiği cüzi miktardaki geriliyi alacaktır. Bugün ekonomi böyle işler. Ama bir fakire verilen ödünç paradan, paranın değer aşımı dışında bir fazlalık almak haramdır. İşte asıl yasak faiz, yoksuldan alınan gerçek faizdir.
Yani alım gücü ne fazlalaşacak nede azalacak, işte bu benim dediğime geliyor. ANA PARA * (ARADAN GEÇEN ZAMANA GÖRE ENFLASYON + ÜLKENİN BÜYÜMESİ % OLARAK)=BORCUN GERİ ALINDIĞINDA DEGERİ DÜŞMEMİŞ OLUYOR.
Katılma Tarihi: 13 ocak 2010 Yer: Turkiye Gönderilenler: 288
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selamlar.
süleyman ateş göre riba tefe kat kat olanda bu nasıl akıl şu bankalar. verdiği faiz. helal der. allaha nasıl savaş açar.
bankalar getirisi faizden başka nedir. ve ödememeye bağlı bir uygulama olan faizin. kat kat artırılmış ribadan ne farkı var.
avrupada devletin uyguladığı faiz halkına fayda veriyor. ama bir gecede alınan repolardan hiç bir allahın kulu bağsetmiyor.
batılı bankaların kolları olan az gelişmiş. ülkelerde. halkları kışkırtıp. kaos yaratanlar. ve bankalarında alıdığı paraları ödeyemeyip. kat kat faiz olanların hakkını nasıl verecek sayın süleyman ateş de. bilip durur ken yalan söylüyor.
ama allah demiş. ben ne dersem deyim. onlar şeytanın çarptığı kimse gibi olurlar. diye . onlar faize çeşitli isimler. bulur. ta önlem 1450 yıl önce alınmış. ama nafile yine bir sürü isim bulunup . kendini haklı çıkararak bir yerlerden saldırıyor. faziciler.
ne getirisi oldu. banka faizinin. halkları köleleştirmek. fakirleştirmekden başka. şeytanın akıllarını çarptıkları.. kim bu sömürü düzenine eyvallah derse. alaha ve resülüne savaş açmıştır...
her yerin eşit olduğu bir dünyada banka denen faiz embesili nerden geçinir. hi bir savaş hiç bir kaos yok her kez aldığı paraları dünya genelinde ödüyor. banka % 7 faizle çalışanlarını parasını ödeyemez. bu dünyada kaos baş mimarı bankalardır. bakın şimdi bankalar bizim memlekette. sanal iyi gün havası yarattılar. şimdi. aynı bankalar. tayybi. indirme peşindeler. neden. halkın yarısı bankalara borçlu. bir solcu gelse. ne kadar fabrika varsa. kapanacak. bu kimin işine gelir. adamların işi gücü bu önce sana iyi gün gösterip . seni kendine çekiyor. sonrada . hazırda beklettiği. kötüyü. başına salarak canına okuyor...
birileride burda çıkmış efendim banka faizi. helaldir. önce banka nedir onu bil.?
__________________ ben yanlız kendimi kurana adadım.
Katılma Tarihi: 07 ekim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Sayın takva,
ideolojik konuşuyorsunuz. Bilimsel değil. Ekonomi bir bilim. Bir ideoloji değil. Kapitalist ekonomi kendini ıspatlamış bir bilgi. Kararında bir banka faizi ekonomi için can suyu. Ekonomi yönetiminin bütün amacı, ticaret ve sanayii kesiminin bütün isteği elverişli kredi koşulları. Ekonomiyi harekete geçiren , üreticiyi de, tüketiciyi de sevindiren cari piyasa faizi.
% 3 - % 5 lerde olursa herkes çok iyi , %6-% 15 ler gayet iyidir. Bu oranlarda sanayici yatırım yapar. Yabancı sermaye gelir. Tüketici de daha çok mal , hizmet talep eder.
Kimse tefeci faizini, tefeciliği falan savunmuyor ki.
Bu islamiyetin faiz yasağı hakkında araştırma yaparken hep derdim.
Allahım bizde mi bir yanlışlık var. Bilgimiz mi bizi yanıltıyor. Biz acaba bilmeden günah mı işliyoruz. İnancımızla bilimin arasında mı kalıyoruz.
İnanç inançtır, bilim bilimdir. Galiba insanlar değil ama devletlerin laik olması kaçınılmaz , çünkü ekonomik politika bilimsel olmalı , öyle şakaya gelmez diye düşünüyordum ki, Bir kez daha anladım, Kur'anın bilimle sorunu yok. Sorun insanlarda , din de değil.
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
Katılma Tarihi: 13 ocak 2010 Yer: Turkiye Gönderilenler: 288
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
selamlar.
sayın metin ben ideolojik falan konuşmuyorum. sende ben kadar iyi biliyorsun. bu işi. insanlar çalışıyorlar çalışıyorlar. arta kalanı bankaya gidiyor. girişimci denen sözde kapitelistleri. koruma altına almış bankalar.
%2 %3 %4 size küçük gelebilir. ay sonunu geteremeyenlere sorun yaratıyor. bakın bankacını oyuna. zamanında konut edindirme ayağı altında milletden para aldılar. emlak bankası sistemli bir şekilde batırıldı. ve hak sahipleri. alacakları devlete kaldı. devlet onalar ev vermek zorundadır. ama ne yaptı fonu iptal etti. ve toki denen bir kuruluş bankalar aracılığı ile ev yapıp satmaya başladı tam bu sıralarda. devlet konut edindirme adına toplanan paraları. faizleri ile millete vermeye başladı. milya ralan sustu. yüzde bilmem kaç fazile paralarını geri aldılar. peki bu devlet. batan emlak bankasının. tüm haklarını kendine almadımı. aldı. peki. o zamanında. ev parası için verilen paraları. faizle millete vereceğine. yapılan toki evlerinin hak sahibi neden vermedi. şimdi devlet tarafından el konmuş bir fonun alacaklarını yada yapılan kuruluş anlaşmalarını. tam yetki ile alan devlet. para yerine hak sahiplerine ev verseydi ne olurdu. iyi olurdu dimi. zaten belli bir parayı ödemiş. hak sahipleri. o zaman ilk öncelik onların olmalı.
ama ne yaptı banka ve onun ele geçirdiği devlet. az bir para ile milleti resmen enayi yerine aldı. ve yaniden bir toki projesi sunarak. sanki dağa önce. bir allahın kulu bu iş için para yatırmamış gibi. baştan başladı.. ve banka büyük bir vurgun vurdu. ve vuruyor. 60 milyara evler. ekonomiye bağlı faizler. senelik cüzzi. bir miktar. oran artış.
üç defa ödemezsen elinden alınan evler. birileri de. çıkmış banka faizi ananın ak sütü gibi helal diyor.
allah akıl fikir versin ne diyeyim..
__________________ ben yanlız kendimi kurana adadım.
Allah kullarına na kadar kazanırsanız kazanın der ve buna tah- dit getirmez.Yalnız içinden kendi ihtiyacın kadarını kendine ayır,bakiyesini toplumundaki muhtaçların infakına harca,derhal gece ise gece,gündüz ise gündüz.Bunu malına ve sermayene katma der Kelimeleri ince manalarını sezen muttakiler de bunu kolay harcama yolu olan kollektivizmi bulmuşlardır.Bu islamın kendisinin öz ma- lıdır. Eli bollaşan insan bunu zevkine,sefasına ve lüksüne harcamaktan hoşlanır.Allah bu rızkı,verilen bol bol harcasın diye vermez. Bunun üzerinde mağdur,miskin vs.nin hakkı vardır. Akıl hocaları safsatacılar ise bunları aklını çelerek:''Ne gerek var,ne işine senin havra-manastır kollektivizmi,ver yüzde ikibuçuk (kırkta bir)senin seccade namazın var der, bunlara da uyar kalanı serma yeye katarak ticarette bu ekstra ile malına mal katar.Bir yandan ver gi muafiyeti,öbür yandan teşvik,bu taraftan işçi ücretlerini çalıştırma ve en az bir sene vegiyi çalıştırma,vergi affı...... Cennet hayatı yerine dünyayı da satın alır.Miskine,muhtaca olan bor- cunu ödemediğinden sekara atılınca beni geri gönderin de gereğini yapayım der ve cennetten kendisine seslenirler... Allah ölçüyü koymuştur:İhtiyacının üzerinde elde ettiğinin ihtiyaç fazlasını servet sermaye için değil,senin servetinden düşük ne kadar insan var ise onları senin seviyene ulaştırana kadar vermen içindir demiştir Nahl-71.ayet ile.Sonunda orta yerde buluşa caksınız.Buna uymayanlara Kur'an nankörler der.İşte İslam Nahl-71 ve Bakara-219/2 deki şartlara uyarsan özel teşebbüs sana saadet getirir. Kazancı kendine yetenin de bir mükellefiyeti yoktur.Ama bu halde dahi kendinden aşağıda olana yardım edersen isar ehli olursun ve seni mey menetli kişi diye anarlar. Nahl-71 ve Bakara-219/2 ye göre tayin olunan zekat devlete vergi olarak verilir,elden verilmez.Devlete çalışanlar zaten mai- şet almaktadırlar.Belki devletin ulaşamadığı zamanlar elden verilebilir. Arkadaşım havralar,manastırlar,mescid el haram ve be- lirttiğim ayetleri Kur'an'a ben koymadım.Bu nedenle beni,benim için kö- tü olmayan ama anlaşılıyorki senin düşüncelerine göre kötü diye algıla- dığın koministlikle beni kendi düşüncelerinin içinde töhmet altında bı- rakma.İslamı ilk yıllarında bile gezici vergi memurları vardı. ''(Av.İlhami Çetin'in Adalet ve Rahmet adlı eserinden alıtıdır.) ........Muhtacın durumuna göre değil,servetine göre oran koyar ikibuçukçulardan (kırkta bir) refah içinde yaşarsan seccade namazı da kılsan musalli olamazsın.Çünkü insanlara 'salla' (iyilikleri istemek ve yerine getirmek,kendin için istediğin her iyi halli vakitli olmayı onun için de isteyip gerçekleştirmekle riyakarlıktan kurtulur doğrulardan olursun) demediğin için borcu tamamen ödememiş olursun.Ama ma- nastır-mescid el haram yaşam biçimindeki toplumsal adalet anlamını da içeren 'Salavat' yerine getirilirse,miskin yaratacak kadar güçlü olamazsan musalliliğin musalla namazını da içerir ki,sekardan uzaklaşmış olursun bunun için kollektivizm gereklidir;o bir lüks değildir.Çünkü arta- nı sermayeye eklemek kapitalist üretim tarzı olduğuna,kapitalist sistemde rekabetle ayakta durulduğuna göre,Allah'ın emirlerine tam uy- duğun zaman nasıl yatırım yapacak,nasıl sermaye genişletecek,nasıl teknolojiyi yenileyeceksin?Sen atalarının şeraitine uyarak vermeye bir oran koyarak bu ayeti inkar etmişsin.Halife Ali'ye zekat sorulduğunda cevaben:''Cimrileri ikibuçuk (1/40),biz müslümanların ise ihtiyaç miktarından artanın hepsi verilecek'' demştir.Bunu da biliyorsun.O zaman git iktisat fakültesi birinci sınıf öğrencisine sor:Kar'ın sermayeye eklenmesini kabul etmeyen bir sisteme anti-sosyal bir sistem denilebilir mi? olumlu cevap alırsan onulna devam et.Yani kapitalizmle,kar'ı sermayeye ekleyerek devamlı büyü.Kur'an ihtiyaç fazlasını elinde tutma diyorsa,mademki kapitalizmin ilkesine uyacaksın uy.Karşılığında da Adam Smith'ten istersin ahırette. Maide-38. ayet ''bu faiz yemektir'' diyor.Zimmet suçu işleyip Süleyman Ateş bile olsan haram yiyiyorsun diyor.cezası iki elin kesil- mesi.'' Hürmetlerimle Galip Yetkin 07.04.2011
İlk önce islamın kurallarını yaşama geçirecegim deyipte hastane ve gemicik edinenlere bunu söyle, eger bu şekilde yapsalardı hiç birşeyleri olmazdı, varsa birde kendini sorgula,
İslam dininde kendi geçimini karşıladıktan sonra kalanı başkalarına var demez.
Aşırıda gidipte malını mülkünü kaybetme der. Sanayinin kurulabilmesi için birikmiş sermaye ye ihtiyaç var.
Hep sermayeyi paylaşalım diyorsunuz, aynı koministler gibi ama bu sermaye nasıl oluşur ona kafa yormuyorsunuz. Yoksa insanların mülkleri olmayacakta bütün mülk devletin mi olacak. O zaman insanlar nasıl bir birlerine yardım yapma seçeneğini kullanacaklar.
Gel şunu şöyle yapalım. Kazanan insan komşularının ihtiyacı kadar versin. Kendi ihtiyacını bırakıpta geri kalan malını vermesin. Komşularının ihtiyacı kadar versin ve onlara iş sağlayacak oluşumları meydana getirmeye çalışsın ve onlarıda iş güç sahibi yapsın, hem belki onlarda tasarufta bulunur ve onlarda komşularının ihtiyacını karşılayacak kadar verirler.
Katılma Tarihi: 07 ekim 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 672
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Sayın Ramazan Toptaş,
Çok haklısınız.
Bunlarekonomi
bilmiyorlar.
Bunlar Besim Tibuğun deyimiyle, Ömründe maaştanbaşka bir para kazanmamış insanlar.
Gerçi Galip bey , Avukat. Kendi hesabına çalışıyorsakazandığı serbest meslek kazancı , latincesi
ile honorar . Ama bu da onun ticaret ten anladığını göstermiyor.
Bir ticari şirket işletsin, bir sanayi şirketi yönetsin
bakalım kazın ayağı öylemi.
Gerçi hukukçularbirinci sınıftaİktisada giriş
dersi alırlar, ama bu ekonomiyi anlamaya pek yeterli olmuyor.
Diyelim kendisibir
davadanalgısı vergisi çıkmış temiz
bir40 000 TL.kazandı.Bunun 1000 Tl sini . Fakir fukara ya vermesi normaldir. Hadi 2000
versin. Hadi çok hayırsever 5000 versin. Buraya kadar Din bu davranışları
destekler.Ama asla ve asla benim
ihtiyacım5000 Tl., 35 000 ini fakire veriyorum demez.Bunu din böyle istiyor diye verirse de bu
aşırılıktır. Din de buna onay vermez. Sonra sahip olduğu nimetten mahrum olur da
üzüntüye düşer.
Böyle bir söylem eskiden yoktu.
Bu İhsan Eliaçıkla ortaya çıktı.
Tamam çok cahil, müslüman zenginimiz var.Abdestli kapitalistler var. Bunu biliyoruz.
Amaç , Bu o insanları fakir fukaranın hakları ve Allahın
emirleri konusunda uyarmak amacı
taşımakta ise amenna.
Ama söylem bu değil ki.
Sermaye sahibi isen günahkarsın. O sermayeden arınmadıkça,
ondan kurtulmadıkça günahın sona ermez gibi bir şey.
Doğru olsa amenna da. Doğru değil.
Müsiad başkanı Erol Yarar, R.İhsan Eliaçık a , Habertürk te katıldıkları bir açıkoturumda söylediklerinin yanlış bir yorum olduğunu örneklerle anlattı. Dedi ki, dediğin gibi olsaydı bak şu çıktığımız televizyon kanalı vb. şirketler kurulamazdı. İnsanlar böyle şirketlerde çalışamazdı. Ama anlayan nerede.
Affettiğinizi verin ifadesi, geçimini sağladıktan sonra kalanını verin demek
değil.
Uygun gördüğünüzü verin demek.
Bu uygun görülen de cimrilik yapılmayacak, malın kötüsü, kusurlusu
verilmeyecek. Sadece işimizi büyütmeyi düşünmeyeceğiz. Allahın bize verdiği rızıktan elbetteki burslar vereceğiz, hastalara , yaşlılara yardım edeceğiz, hayır kurumlarına yardım edeceğiz, hayrat yaptıracağız, toplum için daha ne yapabiliriz diye düşüneceğiz.
Bunları yaptıktan sonra paramı ister sermayeme ilave ederim, ister dünya turuna çıkarım. Kime ne.
Kırkta bir Kur'anın ifadesi değil.
Peygamberin uygulaması, bir fermanı diye biliniyor.
O ferman Peygamberin değil, Hz. Ömerindir diyenler de var.
Hakkıyla uygulandığı zaman az da değil. Yeter ki herkes versin. Ayrıca bu
vermen gerekenin en azı, daha fazla verebilirsin. Hatta vermelisin. O zamanın
devleti infak kurumuna bir yorum , bir uygulama getirmiş.
Sermayede Fakir, fukaranın hakkı olduğunu inkar etmiyoruz ki.
Kur'an buna riayet etmeyenlerin Ahirette ceza göreceklerini söylüyor.
Ama Kur'an asla geçiminden arta kalanı ver demiyor. Affettiğini yani uygun gördüğünü ver
diyor.
Zekat veya infak,
bitkinin dallarının budanmasına benzer ki o bitki gelişsin, kuvvetlensin.
Bunlar bitkiyigövdeden budamayıörnek veriyorlar. Bir çiftçi budasın bakalım
ağacı gövdeden, sonra sen o bahçeden hayır bekle. Bunu kim kabul eder.
Süleyman Ateşin dediği gibi, Olmayacak şeyleri din diye
ortaya atmanın anlamı nedir.
Dindarların, din adamlarının çoğunun en büyük özelliği
ekonomi bilgisinden tıntın oluşları. Olmayacak şeyleri din diye ortaya atıp
insanları zarar ziyana sokmaları.
Hayatta en hakiki mürşid İlimdir, Fendir. (Ahmet Cevdet Paşa).
M.Kemal de bir nutkunda söylemiş. Daha çok M.Kemalin sözü olarak bilinir.
Benim keşfettiğim şeylerden biri, Kur'an ın müspet ilme ters olmaması. Buna ekonomi de dahil.
Bilimden şaşmayın.
__________________ Allah Aklını kullanmayanların üzerine pislik yağdırır.
"Arta kalanı vermek" (!). Ne demek arta kalan? Son derece yetersiz, belirsiz bir söylem... 2/219'daki "afv", iyisi demektir. Elde ettiklerinizin iyisinden verin diyor. Bu sözü 2/267'nin paralelinde anlamalı.
Nahl 71'e gelince, anlamadıklarından olacak, konu çevirmenler tarafından saptırılıyor. Bu sözü doğru bir şekilde anlamak için Rum 28'le birlikte okumalısınız. Oradaki efendi - köle ilişkisi benzetmesi ile Allah'a yarattıklarını ortak etmek anlayışının sakatlığı anlatılmış. Yani diyor ki: Siz kölelerinizi malınıza ortak yapmazken, onlarla eşit duruma gelmek istemezken... nasıl oluyor da Allah'ın kullarını, yarattıklarını Allah'a ortaklar olarak yakıştırırsınız!
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma