Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Katılma Tarihi: 26 ocak 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 60
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Bimer Başvuru No: 825486
Diyanet İşleri Başkanlığına sesleniyorum, bu başvurum
çok temel bir konuya dayanmaktadır, Kuranı Kerim
mushaflarında BiDi adlı bir çelişki vardır, bence
bunun düzeltilmesi gereklidir. BiDi nedir, BiDi
çiftyönlülük demektir, yani İngilizce BiDirectional
kelimesinin kısaltması. BiDi bir çelişki midir. Bence
Evet. Peki Arapça Kuranı Kerim mushaflarında BiDi
olması normal mi. Kuranı Kerim Allahtandır, onda
hiçbir çelişki yoktur. Fakat mushafları insanlar
yazmıştır, ve insanların açıklık getirmek üzere
ekledikleri ayet, sure ve sayfa numaraları BiDi yi
oluşturmuştur. Mushaflardaki çelişki nedir, Yazılar
sağdan sola yazılırken, sayılar soldan sağa yazılıyor,
işte bu çelişkidir, Kuranda çelişki yoktur,
mushaflarda da çelişki olmamalıdır. Kurandaki sayılar
Veyselic Sayılarla düzeltilmelidir, yani sayılar da
sağdan sola yazılmalıdır. Sıfır sayısı asla en sağdaki
sayı olmamalıdır. On sayısı (01) yani .1 olarak
yazılmalıdır. Bu benim naçizane tespitimdir. Konuyla
ilgili detaylı bilgiyi www.bidi2.net ve
www.veyselicnumbers.comsitelerinde bulabilirsiniz.
Konunun sembolik manada önemi büyüktür. Konu İslamdaki
Sağ ve sol, Allahın El Vahid (Bir) ismi gibi birçok
kavramla ilişkisi bulunmaktadır. Konuyu değerlendirip
doğru ya da yanlış mı olduğunu tarafıma bildirmenizi
saygılarımla rica ederim.
------------------------------------------------
From: Başkanlık Makamı (Bilgi Edinme)
Sent: Friday, October 10, 2014 3:31 PM
To: Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı (Dinisleriyk)
Subject: BİMER BAŞVURU NO : 825486
İlgili Makama,
Başbakanlıktan, Başkanlığımıza havale edilen aşağıdaki
e-mailin incelenmesini, konunun BİMER kapsamında
değerlendirilerek en kısa sürede başvuru sahibine
cevap verilmesini ve verilen cevabın bir suretinin
Başbakanlığa iletilmek üzere e-mail ile Bilgi Edinme
Bürosunun [email protected] adresine
gönderilmesini arz ederim.
Basın ve Halkla İlişkiler
Müşavirliği
Bilgi Edinme Bürosu
------------------------------------------------
From: Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı (Arged)
([email protected])
Bilindiği üzere Kur'an, Allah Teala'dan Hz. Muhammede
(S.a.v)e vahiy yoluyla gelen manalar toplamının;
Mushaf ise bu manaların muhafazası için kayıt altına
alınmış şeklidir. Bu işlemin nasıl, hangi imkan ve
yöntemlerle yapılacağı yönünde vahyin her hangi bir
direktifi bulunmamaktadır. Tespit işlemi ezberleme
yanında en sağlıklı yöntem olan yazı ile
gerçekleştirilmiştir. Yazı ile tespit yönteminin
Kur'an'ın asli bünyesi ile doğrudan bir ilişkisi
yoktur.
Arap alfabesinde yazının sağdan sola, rakamların ise
soldan sağa yazılmasından hareketle Kur'an-ı Kerim'in
içeriği ve sıhhati ile ilgili bir değerlendirme
yapılması doğru olmaz.
Bilgilerinizi rica ederim.
18/12/2014 tarihli e-mail'ime cevaben 30/12/2014 tarih
ve 27350 sayı ile tarafıma göndermiş bulunduğunuz
açıklamanın tam doğruyu yansıtmadığı için düzeltilmesi
gerektiği kanaatindeyim. Konu detaylı olduğu için
bununla ilgili tespitlerimi aşağıda detaylı olarak
sunacağım. Bu görüşlerimi değerlendirerek, 27350 nolu
cevabınızı lütfen tekrar değerlendirip gerektiği
şekilde düzeltmenizi saygılarımla arz ederim.
27350 nolu cevabınızda "Bilindiği üzere Kur'an, Allah
Teala'dan Hz. Muhammede (S.a.v)e vahiy yoluyla gelen
manalar toplamının; Mushaf ise bu manaların muhafazası
için kayıt altına alınmış şeklidir. Bu işlemin nasıl,
hangi imkan ve yöntemlerle yapılacağı yönünde vahyin
her hangi bir direktifi bulunmamaktadır." demişsiniz.
Kur'an ve mushaf ile ilgili tanım vermişsiniz, yalnız
konuyla ilgili bir de "kitap" kelimesi var.
(32:2) Tenzilul kitabi la raybe fihi min rabbil
alemin.
(32:2) Kendisinde hiçbir şüphe bulunmayan bu Kitab’ın
indirilişi, alemlerin Rabbi tarafındandır.
(32:2) ayetinden anlıyoruz ki "kitap" indirilmiş bir
şeydir. Bu sizin yukarıdaki ifadenizin eksik olduğunu
gösteriyor. Aslında "mushaf" kelimesi Kur'an'da hiç
geçmiyor, fakat "kitap" kelimesi çok sayıda geçiyor.
Kayıt altına alma ile ilgili "vahyin herhangi bir
direktifi bulunmamaktadır" demişsiniz, bu doğru değil,
benim bulabildiğim direktifler aşağıdadır:
Direkt direktifler:
a) (2:1) Elif-Lal-Mim : Kitap Arapça harflerle
yazılmalıdır.
b) (2:2) Zalikel kitap: Bu bir kitaptır, yani
yazılabilir ve okunabilir olmalıdır.
c) (12:2) Kur’anen arabiyyen: Kitap arapça dilinde
olmalıdır. (Başka dillerde olursa ona Kur'an denmez,
en fazla meal denilebilir.)
d) (2:121) yetlunehu hakka tilavetih: Okunuşunun
hakkını vererek okurlar. Yani okunabilir (tilavet
edilebilir) bir yazı şeklinde olmalıdır.
Dolaylı direktifler:
e) (6:7) kitâben fî kırtasin fe le mesuhu bi eydihim:
Kitap kağıda yazılabilir, ve ellerimizle dokunulabilir
"olabilir."
f) (56:79) Lâ yemessuhu illel mutahherun: Dokunabilir
olursa, abdestsiz dokunulamaz.
g) (83:2) Kitâbun merkûm: Kitap,
rakamlandırılabilir(sayılar eklenebilir).
h) (56:56-57) Vakia: Ashabul meymene/Ashabul meş'eme:
Buna göre, Sağ, soldan üstündür, kitap sağdan sola
yazılmalıdır.
Hz. Peygamberimizin Uygulamaları:
i) Vahiy katipleri: Peygamber'in kendisine nazil olan
ayetleri yazdırdığı sahabiler için kullanılan terkip.
Onun gözetiminde âyetleri yazıya geçiren sahâbîlere
“vahiy kâtibi” (kâtibü’l-vahy) denilmiştir. Demek ki
kitap yazılabilirdir, ve Peygamber Efendimiz bunu
uygulamalı olarak göstermiştir.
"Yazı ile tespit yönteminin Kur'an'ın asli bünyesi ile
doğrudan bir ilişkisi yoktur." demişsiniz, halbuki;
TDV İslam Ansiklopedisinde Vahiy Katibi maddesindeki
açıklama: Kur’ân-ı Kerîm, Resûl-i Ekrem’e yaklaşık
yirmi üç yıllık bir süre içinde parça parça
indirilmiştir.
Sözlü olarak vahyedilmesine rağmen Kur’an’da ondan
“kitâb” diye söz edilmesi Kur’an’ın hem levh-i
mahfûzda yazılı olması hem dünyada yazıya
geçirilmesiyle ilgilidir.
Nitekim onun başta gelen isimlerinden biri Kur’an,
diğeri kitâbdır; her iki kelimenin kökünde “toplamak”
anlamı bulunur; ilkinde Kur’an’ın harf ve
kelimelerinin sesli, diğerinde yazılı biçimde bir
araya getirilmesi söz konusudur (Abdurrahman Ömer M.
İsbindârî, s. 42-43).
Kur'an-ı Kerim Açıklamalı Meali (TÜRKİYE DİYANET VAKFI
YAYINLARI)
Sayfa 2: Bakara-2: O kitap(Kur'an); onda asla şüphe
yoktur.
Bakara suresinde söze önce dikkatleri çeken harflerle
başlanılmış, hemen arkasından Kur'an'dan söz
edilmiştir. Demek ki şu elinizdeki kitap (Kur'an)
kendisinde şek ve şüphe bulunmayan Allah kelamı ve
iyiler için doğru yol rehberidir.
“Yazı ile tespit yönteminin Kur'an'ın asli bünyesi ile
doğrudan bir ilişkisi” yoksa, Hz. Peygamberimiz’in onu
yazıyla zapt altına neden almıştır? Ayrıca Mushafları
İnceleme ve Kıraat Kurulu Başkanlığı diye bir kurumun
varlığına neden ihtiyaç duyulmuştur?
Yani kısaca Kur'an ve kitap arasında doğrudan bir
ilişki vardır, “Yazı ile tespit yönteminin Kur'an'ın
asli bünyesi ile doğrudan bir ilişkisi” vardır, çünki
"Kendisinde hiçbir şüphe bulunmayan bu Kitab’ın
indirilişi, alemlerin Rabbi tarafındandır." (32:2),
bir başka değişle Kur’an bir kitaptır, kitap alemlerin
Rabbi’nden indirilmiştir(32:2), tilavet edilebilir,
yazılabilir ve yazılmıştır ve tilavet edilmektedir.
“Arap alfabesinde yazının sağdan sola, rakamların ise
soldan sağa yazılmasından hareketle Kur'an-ı Kerim'in
içeriği ve sıhhati ile ilgili bir değerlendirme
yapılması doğru olmaz.” demişsiniz.
Kur’an’ın içeriği ve sıhhati ikiye ayrılıyor; Levhi
Mahfuz’daki Kur’an-ı Kerim’in sıhhati tabi ki
tartışılmaz, Onu rakamlandırdıysa Allah(c.c)
rakamlandırmıştır.
T.C. Başbakanlık-Diyanet İşleri Başkanlığı- Mushafları
İnceleme ve Kıraat Kurulu Başkanlığı onaylı ve
kapağında Arapça olarak Kur’an-ı Kerim yazan
kitapların rakamlandırma işlemi sıhhatli yapılmadığı
için “kitabi la raybe fihi” açıklamasına uygun
olmadığından bence sıhhatli değildir.
Naçizane fikrim, Kitâbun merkum (83:2) diye tabir
edilen rakamlandırma işlemi, günümüzde kullandığımız
onlu taban ve pozisyon yönlendirmeli modern rakamların
en erken Hicri 150 ve daha sonraki
yıllarda(Hz.Peygamberimizden’den çok sonra) Araplar
tarafından alınıp kullanılması(Bkz: Rakamların
Evrensel Tarihi - Georges İfrah 1994) ve iyi niyetle
Kur’an’ın da bu sayılar kullanılarak
rakamlandırılması, fakat sayıların Hint’lilerden
alındığı şekilde (soldan-sağa) bırakılması sebebiyle,
şu anda elimizdeki kitap’larda BiDi çelişkisi
oluşmuştur.
Netice olarak başta söylediğim gibi, ellerimizdeki
kitabımızın kutsal kitabımız olması için bu çelişki
bence muhakkak giderilmelidir. Giderildiği taktirde,
yani sayıların da sağdan sola yapılması taktirinde
bunun hiçbir zararı yoktur. “Kafa karıştırıcı olur“
denilebilir, ama her alışılan yanlış şeyden dönmek
kafa karıştırsa da, doğruyu yapmanın hazzı bunu
bertaraf eder. Ayrıca bu konuyu önemsiz görmemek
gerekir, sağ-sol arasında yani hak-batıl arasında olan
çekişmede çok önemli bir mihenk taşı olacaktır. Bence
Şeytan’ın(al.) bir oyunu olarak, tüm Dünya sayıları
soldan sağa yazsa da, Kuran bunun tersi olması
gerektiğini söyleyecektir, Allah’ın El Vahid olduğunu
birkez daha ispatlayacaktır.
Not: Ben sizler gibi bir Din uzmanı değilim, fakat
naçizane "sayılar" konusunda bir araştırmışlığım var,
dilerseniz makamınıza gelebilirim, belki yüzyüze
görüşürsek daha hızlı da ilerleyebiliriz.
From: [email protected] To: [email protected] Subject: dini sorunuz
Date: Wed, 28 Jan 2015 12:34:54 +0000
T.C.
BAŞBAKANLIK
Diyanet İşleri Başkanlığı
Sayı : 69942030-105-2732
26/01/2015
Konu : Dini Soru
İlgi tarihli talebiniz incelenmiş; aynı muhtevalı
talebinize, Din İşleri Yüksek Kurulumuzca 30/12/2014
tarih ve 27350 sayılı yazı ile yeterli cevabın
verildiği görülmüştür.
Bilgilerinizi rica ederim.
Dr. Hüseyin KAYAPINAR
Başkan a.
Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı
------------------------------------------------
From: [email protected] To: [email protected]; [email protected];
[email protected] Subject: FW: Evrak Tarih ve Sayısı: 30/12/2014-27350
Evrakta Düzeltme İsteği
Date: Wed, 28 Jan 2015 17:11:43 +0200
Sayın Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığı,
5 Ocak tarihli dilekçeme cevap verdiğiniz için
teşekkür ederim.
Yalnız, 5 Ocak 2015 tarihli dilekçem dikkatli okunursa
muhtevasının aynı olmadığı, sizin 30/12/2014 tarih ve
27350 sayılı yazınızda belirttiğiniz tüm hususları
çürüttüğü anlaşılır. Bu nedenle 5 Ocak tarihli(aşağıda
kopyasını bulabileceğiniz) dilekçemin okunmadan
cevaplandığı fikrine kapılmış bulunmaktayım.
Saygılarımla
Veysel Perü
28.1.2015
------------------------------------------------
From: Veysel Peru
Sent: Monday, September 21, 2015 5:24 PM
To: '[email protected]'
Subject: Evrak Tarih ve Sayısı: 30/12/2014-27350
Evrakta Düzeltme İsteği-Bimer 825486 nolu başvuru
Sayın Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Hüseyin Bey,
Bildiğiniz gibi, tarafıma antetli ve elektronik imzalı
olarak göndermiş olduğunuz ekteki veysel_peru.pdf
dosyasındaki açıklamalarınızı, aşağıda ve ekte de
verdiğim 5 Ocak 2015 tarihli mailim ile baştan aşağıya
çürütmüş bulunmaktayım.
İlgili mailimdeki hususlara herhangi bir itirazınız
var mıdır? Ya da 5 Ocak tarihli mailimdeki hususların
yanlış bulduğunuz bir yeri var mıdır? 5 Ocak tarihli
mail ile Veysel_peru.pdf belgenizdeki hususları
çürüttüğümü kabul etmiyorsanız, bu maildeki yanlış
yerleri düzelten bir açıklama yapar mısınız?
Konu çok önemli olduğundan lütfen tabir caizse
savsaklamadan (daha uygun bir kelime bulamadım), DİB
Başkanlığına yakışır bir cevap vermenizi saygılarımla
rica ederim.
Veysel Perü
21 Eylül 2015
http://www.VeyselicNumbers.com
Katılma Tarihi: 26 ocak 2009 Yer: Turkiye Gönderilenler: 60
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
SA,
Özetlemeğe çalıştım:
Ben diyorum ki: Mushafların numaralandırılma işlemi
yanlış yapılmıştır, düzeltilmelidir.
Diyanet diyor ki: Yazıyla tespit işlemin nasıl, hangi
imkan ve yöntemlerle yapılacağı yönünde vahyin her
hangi bir direktifi bulunmamaktadır.
Ben diyorum ki: Bu işlemin nasıl olacağına dair
Kur’an’da direkt ve dolaylı birçok direktif var. Benim
bulabildiğim 9 direktifi listeledim.
Diyanet diyor ki: Kur'an’la Mushaf ayrı şeylerdir.
Yazı ile tespit yönteminin Kur'an'ın asli bünyesi ile
doğrudan bir ilişkisi yoktur.
Ben diyorum ki: Vardır. 32:2 ayetinden(Kendisinde
hiçbir şüphe bulunmayan bu Kitab’ın indirilişi,
alemlerin Rabbi tarafındandır.) anlıyoruz ki, “kitap”
Allah tarafından indirilmiştir. Elimizdeki mushaflar,
kitap tabir edilen şeydir. Mushaf ile Kur’an’ın
irtibatını koparamazsınız, çünkü ikisinden de “kitap”
şeklinde bahsediliyor, ve kitabın indirilmiş bir şey
olduğu belirtiliyor. Yazı ile tespit yönteminin
Kur'an'la doğrudan ilişkisi vardır.
Diyanet diyor ki: Arap alfabesinde yazının sağdan
sola, rakamların ise soldan sağa yazılmasından
hareketle Kur'an-ı Kerim'in içeriği ve sıhhati ile
ilgili bir değerlendirme yapılması doğru olmaz.
Ben diyorum ki: Kur'an-ı Kerim'in içeriği ve sıhhati
ile ilgili bir değerlendirme yapmıyorum. Diyorum ki,
orijinaline uygun olsun diyorsanız ya Mushaflarda hiç
rakamlandırma yapmayın, ya da rakamlandırma
yapacaksanız da doğru yapın, Ku’an’da çelişhi ve şüphe
yoktur, mushafta da çelişki ve şüphe olmasın.
Rakamlandırma sonradan yapılmıştır ama sonuçta
yapılmıştır, neden düzgün ve sıhhatli yapılmasın.
Son söz: “Kur’an-ı Kerim Mushaflarında çift-
yönlülük(BiDi) vardır” dedirtmemeliyiz,
veyselicnumbers.com sitesindeki Quran Merkum’da olduğu
gibi olmalıdır.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma