Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.
Yunus Suresi 105
Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.
Enam Suresi 79
İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.
Ali İmran Suresi 67
Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.
Nahl Suresi 123
De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.
Ali İmran Suresi 95
Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.
Resulullah efendimiz de rahmet olması için farklı hadisler bildirmiştir. Hak mezheplerin farklı oluş sebeplerinden birisi de, bu farklı hadislerdir. Mesela üç hadis âlimi şu hadis-i şerifleri ittifakla bildirmişlerdir: (Ön avretine dokunan erkeğin abdesti bozulur.) [Ebu Davud, Tirmizi, Nesai] (Ön avretine dokunan erkeğin abdesti bozulmaz.) [Ebu Davud,Tirmizi, Nesai]
Hiç birisi uydurma dememiştir. Bu farklılığın rahmet olduğunu bildikleri için kitaplarına almışlardır. Müctehidin ihtilafı rahmet olduğu gibi, her biri Cennetlik ve müctehid olan eshab-ı kiramın farklı ictihadları da rahmettir. Bir hadis-i şerif meali: (Eshabım gökteki yıldızlar gibidir. Hangisine uyarsanız hidayete erersiniz. Eshabımın ihtilafı [farklı ictihadları] sizin için rahmettir.) [Taberani, Beyheki, İbni Asakir, Hatib, Deylemi, Darimi, İ. Münavi, İbni Adiy]
Yazın baştan sona yanlışlarla dolu. Forumda yüzlerce
başlıkta bu yanlışlara değinildi. Fihriste ve sıkça sorulan sorular bölümüne
göz atmanı tavsiye ediyorum.
Dört mezhep? Neden? Kime göre? Neye göre bunlar hakk da diğerleri batıl?
Bir kere Hakk mezhep O-LA-MAZ. Hakk Allah’tan olandır. Beşer üretimine hakk
denilemez. Belki en fazla (göreceli) doğru denilebilir. Benim doğrularım, senin
doğruların…
Mezheplerle dine ilave helal ve haramlar sokulmuşsa yani Allah’ın yasalarına
beşeri müdahale ile eklemeler yapılmışsa –ki öyle- bu mezhepler batıldır.
Mezhepler arasında helal ve haramlar bağlamında çelişkiler varsa bu rahmet
değil düpedüz çarpıklıktır.
Mezheplerde hadis, icma-ı ümmet ve kıyası fukaha mevcutmuş. Hayır, yok böyle
bir şey. Öyle olsaydı neden bin tane mezhep ortaya çıksındı? Herkes işine gelen
hadislere sarılmış, kendi yandaşı fukahanın görüşlerini kutsamış, kendi
takımından olanın icmasını muteber saymış.
Dört mezhep Emevi-Abbasi üretimi, devlet güdümlü sapkın dinde hakk kabul
edilmektedir. Şiayı Yahudiler kurdu da Sünniliği kim kurdu? Biri siyah, diğeri
kara.
abidin107 Yazdı:
Resulullah efendimiz de rahmet olması için
farklı hadisler bildirmiştir. Hak mezheplerin farklı oluş sebeplerinden birisi
de, bu farklı hadislerdir. Mesela üç hadis âlimi şu hadis-i şerifleri ittifakla
bildirmişlerdir:
(Ön avretine dokunan erkeğin abdesti bozulur.) [Ebu Davud, Tirmizi, Nesai]
(Ön avretine dokunan erkeğin abdesti bozulmaz.) [Ebu Davud,Tirmizi, Nesai]
Hz. Muhammed böyle çelişkili konuşmaz. O bir peygamber, saçmalamaya hakkı
olamaz.
Mezheplerin batıl oluşu işte buradan bellidir. Onların ekmek kapıları işte
bu saçma çelişkilerdir.
Abdestin ne ile bozulacağını Yüce Allah Kur’anda bildirmiştir. Kim ki abdest
şununla da bozulur, bununla da bozulmaz derse yani Allah’ın sözüne söz eklerse
müşriktir.
Mezhepçiler Hz. Muhammed’i ve ruhbanlarını dinde Allah’a
ortak ederek en büyük kabahati işlemişlerdir.
__________________ Yunus 105. Şu da emredildi: "Yüzünü dine bir hanîf olarak çevir. Sakın müşriklerden olma!"
Hepiniz herkesin Kur'an'dan anlayabileceğini iddia ediyorsunuz.Bakalım öyleymişmiş...
Sapmaziye fırkası şii-Batinilik fırkasına benziyor.Bu fırkaya göre ,güsul abdesti şirkten arınmak imiş(maddi temizlik namına hiçbir şey yok),mescitler birer kalp imiş,namaz hakkında kesin birşey söylenemiyormuş(!)...Vahiy meleğinden bahsedilemiyormuş,önemli olan vahiy yoluymuş.Cebrail,kalbe gelen yoldur,Mikail kalpten çıkan yoldur.
Talebesi Hasan Yerli'ye göre namaz,zekat dinin tamamı imiş.(bu ara dinin sistemli olarak ne olduğu bilinmiyor.Bu fırkaya göre)
Aklınla uyuşmayan ayetleri İbrahimi bakışlarla(!) kendine uydurabilirsin.Modern zamana göre birçok ayetin hükümlerini bu bakışla iptal edebilirsiniz.
ismini veremeyeceğim bir başka şahsa göre de melek,cin ve şeytan aslında birer insanı sembolize ediyormuş.Yani materyelist felsefeden farkı yoktur anlayacağınız.Buna göre namaz üç vakit imiş,ondokuzcuların namazı gibi.Bu ara namazı da birer taklitten öteye geçmiyor.
Fereç Bey' e göre de Kur'an'a göre namaz beş vakittir.Peygambere itaati bildiren bazı ayetleri tarihe mal edebilirsin bu anlayışa göre...
Yani anlayacağınız bu sadece üç beş kişinin din anlayışıdır.Bu ara şunu da belirteyim kişi sayısı kadar din anlayışınız oluşmuştur.
Buna göre hanginizin dini doğrudur.Bu din İslamiyet mi yoksa Politeizm mi?
Buna göre hanginizin dini doğrudur.Bu din İslamiyet mi yoksa Politeizm mi?abidin
Abidin bizimkisi bana göre değil Kurana göre.Hala anlamıyorsun değil mi?ille de Kurana birşey ekleyecen.Kusura bakma Biz Allahı ve Kuranını herşeyden daha çok önemsiyoruz.
Size birşey diyeyim.Uzun süredir sitelerinizi takip ediyorum,hemen hemen yazdıkları veya alıntıladıkları bütün konuları gözden geçirmişimdir.Siz bu konuda gönlünüzü ferah tutun.Şunu da söyleyeyim,verdikleri bilgiler genelde madalyonun görünen öbür yüzüdür.Mesela hadis yazımının yasaklandığı ilk devreleri örnek vermişler,yazıldığına dair örnekleri vermemişler,kim gidip araştırır doğrusunu öğrenir değil mi.
Yukarıda bazı farklılıklarınıza değindim,sizinkiler rahmet oluyor da bizim ki azap mı oluyor.Neden dört mezhep diyorsunuz.Neye göre diyorsunuz.Kur'an,Sünnet,icma ve kıyas, ispat amacıyla bir çok örnek verildi.Lakin bu ayetler çeşitli sebeplerle devre dışı bırakıldı.
Yüce Allah;"Resullüm seni alemlere rahmet olarak gönderdik"[Enbiya 107] buyuruyorlar.Bu ayeti ve diğerlerini daha önce verdim.Sizler de Resulullah aramızda yok vazifesi bitmiştir biz de onun kadar Kur'an'dan anlayabiliriz diyorsunuz.
Hak Mezhep yoktur,Hak Allah'tan olandır,Diyorsunuz.
Elbet öyledir.Ancak sünnete delil olarak verdiğimiz ayetler de bu cümledendir.Bu ayetler Resulullah'ın da baz alınması gerektiğini göstermiyor mu.Hatta Kur'an dışı vahye ispat için de ayetlerden örnekler verilmişti.[İsterseniz tekrar örnek verebilirim].Eğer biz Kur'an dışında vahyin olmadığını kabul edersek en basitinden şu ayetlerle çelişiriz.
“Size,ayetlerimizi okuyacak,sizi her kötülükten arıtacak,size kitabı ve hikmeti öğretecek ve bilmediklerinizi bildirecek olan aranıza,bir resul gönderdik.”(Bakara 151)
"Allah sana kitabı (Kur’an’ı) ve hikmeti indirmiş ve sana bilmediğin şeyleri öğretmiştir. Allah’ın sana lütfu çok büyüktür."[NİSA 113]
Bu ayetler Kur'an'ın dışında hikmetin de indiğini göstermiyor mu?Ayrıca icma-i ümmete;
" Kim, kendisine hidayet (doğru yol) besbelli olduktan sonra peygambere karşı çıkar, mü’minlerin yolundan başkasına uyarsa, onu yöneldiği yolda bırakırız ve cehenneme sokarız. Orası ne kötü bir varış yeridir."[NİSA 115]
Ayeti örnek verilmiş idi.Bu ayette mü'minlerin belirli bir yolu olduğu söyleniyor.Sizlere soruyorum.Kişi anlayışı kadar anlayışın hakim olduğu bir dinde belli bir yoldan söz edilebilir mi?
Helal ve haramların Kur'an ile belirtilenlerle sınırlı olmadığını
"Peygamber, onlara iyiliği emreder, onları kötülükten alıkoyar. Onlara iyi ve temiz şeyleri helal, kötü ve pis şeyleri haram kılar."[ARAF 157]
Ayetiyle verilmiştir.Yani Peygamberimiz,kendisine gelen vahiyle ek olarak bir kısım şeyleri haram kılmıştır.Örneğin;
Allah’u Teâla, emzirmeden/sütten dolayı haram kılınanlar hakkında şöyle dedi: وَأُمَّه 14;اتُكُمْ اللاتِي أَرْضَعْ 06;َكُمْ وَأَخَوَ 75;تُكُمْ مِنْ الرَّضَا 93;َةِ “Sizi emziren süt anneleriniz ve süt kardeşleriniz … (de haram kılındı).”[NİSA 23]
Ayetinin hükmüne ek olarak
Nebi SallAllah’u Aleyhi VeSSellem sütten dolayı haram olan bu iki hususa sütten dolayı akraba olanları nesepten dolayı haram kılınan diğer akrabalar gibi ilhak etmiştir. Sütten dolayı, hala, teyze, erkek kardeş kızları, kız kardeş kızları ve benzerlerini de ilhak etti. Şöyle buyurdu: يَحْرُمُ مِنَ الرَّضَا 93;ِ مَا يَحْرُمُ مِنَ النَّسَب 16; “Nesepten dolayı haram kılınan sütten dolayı da haram kılınır.”[Sahih-i Buhari]
Bu ara şunu belirtelim ki,Peygamber-haşa-hiç çelişkili konuşmaz.Bunu hiç kimse kabul etmez;ancak şunu da belirteyim ki;Peygamberimiz(s.a.s) vahiy ile uyarılıyordu.Bazı konular da ümmetine kolaylık olsun diye farklı hadisler bildirmiştir.Örneğin oturarak su içtikleri gibi ayakta da bazen su içtikleri oluyordu.Hatta insanlara su içtiklerinde,oturmayı tavsiye etmişlerdi.Eğer su içerken devamlı oturarak içselerdi,Müslümanlar kesin vahiyden dolayı böyle olduğunu anlar,böyle oturarak su içmeyenlere zorluk olurdu.
Mesela ikindi namazının ilk sünnetini kılmayı tavsiye ettikleri gibi,müslümanlara ileride kolaylık olsun diye bazen bu sünnetleri terk ettikleri de oluyordu.
Yukarıda vermiş olduğum hadislerin de farklı olmalarından dolayı hiçbir muhaddis kitaplarına almamazlık etmemiş.Rahmet olduklarını kabul etmişlerdi.
şiayı yahudiler kurdu da sünnileri kim kurdu diyorsunuz.
Şunu belirteyim,ehl-i sünnet mezhepleri Peygamber ve sahabilerden sonra kurulduğuna kadar kesintiye uğramamıştır.Peygamber Efendimiz ve ashabı[Faziletleri hakkında birçok ayet verildi] Kur'an'dan nasıl anladılar diye şahsi görüşlere kesinlikle yer vermediler.Ancak islam coğrafyası genişleyince bazı meseleleri bu bağlamda yorumladılar.
İmam azam Ebu Hanife,hocası Hammad bin Ebi Süleyman'dan ders almış,O'da İbrahim En-Nehai'den,O'da Alkame bin Kays'tan,Bu da Vahiy katibi Sahabi İbn-i Mesut'tan ders almış.
imam Malik İbn-i Enes,hocası Nafi'den,O'da sahabe Abdullah bin Ömer'den ilim almış.Mesele bu kadar.Ahmed hanbel ve İmam Şaf'i de aynı şekilde ders almışlar.
Modern(!) ve yeni lalaylon müctehid taslakları da oryantalistlerden ders almışlar.Bunların uzantılarını incelersek bu etkileri kolaylıkla görürüz.
Bu kadar anlattım.Biz böyleyiz.Siz nasıl görüyorsanız o sizin bileceğiniz iş.Kimseye kendi idrakimizi zorla benimsetemeyiz.
Katılma Tarihi: 17 mart 2008 Yer: Netherlands Gönderilenler: 421
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Yani anlayacağınız bu sadece üç beş kişinin din anlayışıdır.Bu ara şunu da belirteyim kişi sayısı kadar din anlayışınız oluşmuştur. Abidin
Selam Abidin, Peygamberler tek baslarina dogruyu anlatirken birileride onlara, bu beser mi bizi dogru yola iletecek diye kucumsemislerdi.. Simdi, okadar insan bir kisiye mi inanacak ?
Ayrica kendin ile celisme, kisi sayisi kadar din anlayisiniz olusmustur diyorsun, bir yerde de Peygamber bile farkli anlatmistir bazi konulari.. Avret yerini ellerse abdesti bozulur - bozulmaz. Bu ayri gorusler RAHMET oluyor.. Kuran'da ki kavramlardan "melekler-cebrail-mikail" hakkinda degisik dusunenler AYRILIK mi oluyor..
Abdesti birakin, avret yerini ellemede ikiye ayrildilar.. Bir konuda ayri dusunmek baska bir din anlayisimi oluyor ozaman.. ? Ayakta su icerken gorenler, ayakta su icilmesini yasakladi diyenler.. Ohoo bu boyle gider kardesim..
Peygamberler,insanları doğru yola iletmede birer vesiledirler.Peygamberleri yüce Allah birinci derecede muhatap kabul etmişti.Doğru ve yanlışları kendilrine bildirilen vahiyle insanlara Onlar anlatacak.Yüce Allah'ın izin ve keremiyle olmasa kimse kimseyi hidayete erdiremez.
Kardeşim,verdiğiniz bu küçük farklılıklardaki ayrılıklar elbette rahmettir.Amelde bu ayrılıklar rahmettir.Biraz dikkat edilirse sözkonusu bu ayrılıkların sınırlı olduğu görülecektir.İtikatta hiçbirimiz ayrılmadık.Bunu herkes itiraf ediyor.
Önemli olan itikatta ayrılığa düşmemektir.Allah'a,meleklerine,Peygamberlerine,İndirdikleri ne,kaza kader,hayır ve şerrin Yüce Allah'tan olduğuna ve öldükten sonra dirilmeye yani ahiret gününe kusursuz bir şekilde inanmak lazım;eğer bu yönden ayrılıklar oluşuyorsa rahmet değil delalettir.
Katılma Tarihi: 17 mart 2008 Yer: Netherlands Gönderilenler: 421
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
Selam,
Sen benden nekadar da ayri dusunsen, seninle kardesiz..Cunku ailem de benden farkli dusunuyor ve onlara olan sevgim ayni kaldigina gore, Allah'a-Kuran'a-Muhammed ve tum peygamberlere-ahirete-cennet/cehennem'e-meleklere( nasil birsey olduklari tartisilir ) inanan herkesi kardesim olarak goruyorum ve seviyorum..
Kucuk farkliliklar rahmettir demissin peki bu kucuk farkliliklar dedigin seyleri Peygamber dahi farkli anlattiysa belki kisilerin KENDILERINE birakildi..! Yani, takvayi etkilemediginden dolayi kisilerin insiyatifine birakildi.. Hangi elle yiyecegimiz, hangi ayakla girecegimiz, hangi renk elbise giyecegimiz, sakal birakip birakmayacagimiz vs... bunlar insandan insana farklidir.. Bunlarin bazilarini birkisi kendine yakin bulup, bunun adina mezhep deyip, bu mezhebe uyanlarida sectiklerini kabule zorlamasi nedir...
Orn. ayakta su icerken gordum - ayakta su icilmesini yasakladi.. hadisleri..
Simdi buradan cikan sonuc KESINKES insanlara birakilmis olmasidir.. Isteyen ayakta isteyen otururken.. Peygamber kendisiyle celismez..!!
Birsey ya SIYAHTIR yada BEYAZ.. Bu Toplumun tumunu ilgilendiren hukumler icindir.. Yani, zina ya haramdir yada degildir.. ortasi olamaz.. Muta nikahiyla falan Allah'i kandirdiklarini zannedip 1 gunluk imam nikahiyla iliskiye giriliyor Iran'da ( devletin yasalarinda var ) ve bunun adina FUHUS denmiyor.. Ornekler cogaltilabilir..
Tabii birde GOKKUSAGI var, SIYAH-BEYAZ toplumun tum kesimlerini ilgilendiren hukumler icin..
Isteyen namazinda elini baglar isteyen baglamaz bunlar renkler, gri de var, sari da yesil de kirmizi da.. Isteyen sari giyer isteyen mavi.. Isteyen ayakta su icer isteyen otururken.. Bu renklilik INSANLARIN herbirinin farkli ozelliklerde-karekterlerde-dillerde-milletlerde-kulturlerde yaratilmis olmalaridir..
Hala Allah ile kendi anadiliyle konusamayanlara nediyelim.. Renksizlik iste burada.. Allah'in degisik dillerde yarattigi insanlara siz, neden arapca dua etmeyi-namaz kilmayi-arapca anlamadan kuran okumayi sevapmis gibi lanseedip, robotlastiriyorsunuz..
Bir adam arapca bilmeden, okunus olarak Kuran'i arapca okuyor..! Hatim indirdigini ve sevap kazandigini zannediyor.. Peki, hikmetsiz birsey olabilir mi dunyada.. Bu adam okudugundan yararlanmadigi surece sevap kazanami nasil olabilir.. Kitap okunup anlasilip dusunulup hayata gecirebildigi muddetce hatim edilmis olunur..
Ehl-i Sunnet, bukadar acik ve net olan konularda dahi yanlistalar.. Peki bukadar insan buna uyuyor diye, bende mi bunu kabul edeyim.. Allah'a neden arapca namaz kilayim.. Neden ozdilimle yakaramamayim.. Neden arapca okudugumda sevap aliyorumda turkce okudugumda alamiyorum.. Cenazede turk vatandasina neden arapca telkin veriliyor.. Ahirette arapca oldugundan bukadar eminmisiniz ?
Farkliliklar kacinilmazdir.. Insanlarin kareterik ozellikleri, kulturleri, yasadiklari toplumlar bunun buyuk etkenlerindendir.. Somuruden vazgecelim.. Kendi egolarimizi begenilerimizi baskalarina DIN adi altinda yutturmaya kalkmayalim..
Müslüman müslümanın kardeşidir ve böylece bütün müslümanlar kardeştir.Bazı konularda ne kadar ayrı düşünsek te siz benim kardeşimsiniz.
Küçük farklılıklar rahmettir.Ancak bunlar hangi farklılıklardır.Ayet ve hadislerle[ayetlerle ve Peygamberimizin(s.a.s) uygulamaları ışığında kabul ettiğimiz ikinci teşrii kaynak]sabit olan hükümleri bundan ayrı tutmak gerekir diye düşünüyorum.Herkes iyi niyetli olamayacağına göre durumu bu bağlamda düşünmek lazım.Yüce Allah,dinini tamamlayıp,bizim için İslamiyetten razı olduğu ve indirdiği zikrini koruyacağına göre[ayet] din bize ne fazla ne de eksik gelmiştir.Durum böyle olduğuna göre ayet ve hadislerle[islamiyette ikinci teşri kaynağı]sabit olan hükümlerin zamanla değişmemesi gerektiğine inanıyorum.Çünkü insanların bu güne kadar oluşturdukları "izm"ler,hep çevre şartlarına göre kısmen ya da toptan yok olup gitmişlerdir.Yüce Allah'ın,kemale erdirdiğini buyurdukları bu Yüce dinini,bu ölçüde değerlendirilmesine katılmıyorum.Mesela,ayet ve hadislerle sabit olan birçok ibadet eğer zamanla değişecekse,anayasadan hiçbir farkı kalmaz.Bu da tabir yerindeyse insanların anayasası olur.
Peygamberimiz(s.a.s) ümmetine zorluk olmasın diye işaret ettikleri ayrılıklar sabittir.Ayrıca Peygamberimiz Kur'an'ı kendisine verilen hikmetle en iyi anladığına göre ayetlerden müteşabbih olanlar belki cümledendir.Bunların nelerden ibaret olduğunu ve nasıl yorumlanması gerektiğini ben hiç ve hiç bilemem.Her bilenin üstünde biri olduğuna göre bunları yorumlayabilen biri olmuştur ve belki olacaktır;
Nisa 83 - "Kendilerine güvenlik (barış) veya korku (savaş) ile ilgili bir haber geldiğinde onu yayarlar. Halbuki onu PEYGAMBERE ve İÇLERİNDE YETKİ SAHİBİ KİMSELERE götürselerdi, elbette bunlardan, onu değerlendirip sonuç (hüküm) çıkarabilecek nitelikte olanları onu anlayıp bilirlerdi. Allah’ın size lütfu ve merhameti olmasaydı, pek azınız hariç, muhakkak şeytana uyardınız."
ayetin meali de buna işaret etmiş olabilir.
Namazda neden Kur'an'ın arapça okunması gerektiği ve Kur'an'ı kendi dilimizle okunabilmesine gelince,bu konu da detaylı bir bilgim yok.Bilen arkadaşlar mutlaka vardır.Her dilde dua edebiliriz.Fakat Kur'an tercümesi olamaz.Çünkü Kur'an her zaman ve mekana hitap edecek düzeydedir.Evrenseldir.Tercüme edilse bile aslından çok şey kaybedilir.Arapça,fesahat ve belagatı bilenler belki daha iyi biliyorlardır.Tercüme eden ancak anladığı kadar ve kendi bilgi dağarcığı oranında tercüme etmiştir.Durum bundan ibarettir.Siz farklı düşünebilirsiniz.
Çok uzuuuuuuun zamandır yazmıyordum ve yazmamaya karar vermiştim ama abidin arkadaşın yazdıklarını görünce dayanamadım, yazdım.
Ha, yanlış anlaşılmasın, abidin beye cevap verecek değilim. Çünkü boşuna bir iş yapmış olurum ve Allah benden bunun hesabını sorar; anlamamak için ısrarla inat eden bir insana sen ne anlatabilirdin ki, diye.
Bilmem bu kaçıncı arkadaş, buraya gelip de saçma sapan hadisleri savunmaya, hem de Kur'an ayetlerini de alet ederek savunmaya çalışan? İnsanlar şunu anlamalılar: Bir insan Kur'an okumaya başlayıp da gerçekleri ve 1400 yıllık uydurmaları gördükten ve farkına vardıktan sonra artık onu bu değişim sürecinden hiç kimse alıkoyamaz, Allahın izniyle. Çünkü artık neyin ne olduğunu anlamış, kimler tarafından yıllarca nasıl ve niçin uyutulduğunun farkına varmış, Kur'an ve hadis okurken ortaya çıkan çelişkileri anlayamaktan hadisleri atarak kurtulmuş veRabbinin istediği gibi bir müslüman olmaya karar vermiştir. Artık siz ne yaparsanız yapın boşa kürek sallamış olursunuz. Onun gittiği yoldan gitmeye cesaret edemeyeceğinize göre, yani kendinizle, tarihle, hadislerle yada başka bin bir türlü uydurmalarla kendinizi yüzleştirip elinizin tersiyle itemeyeceğinize göre bu çabanız neden? Bu yola girmiş ve adeta baş koymuş insanları Kur'anın aydınlık ve berrak ikliminden ayırıp (tabi başabilriseniz) 1000 küsür yıllık rivayet çöplüğünün içine çekmeye mi çalışyorsunuz yoksa? Eğer öyleyse boşuna uğraşmayın. Kendi aklınızla bize güya hidayet vermeye falan çalışmayın. Bize hidayetini nasip eden etmiş zaten. Başka da bir şeye ihtiyaç yok. Bu da böyle biline.
Size acizane tavsiyem, kafanızı adeta örümcek gibi sarıp sarmalamış olan rivayet ve mezhep çöplüğünden kendinizi arındırıp Allahın istediği gibi bir insan olmak için gayret göstermenizdir. Tabi ki hidayet de Allahtandır. Eğer vermezse bizim ve de sizin yapabileceğimizi hiç bir şeyimiz kalmaz.
Beğenmediğiniz Edip Yükselin dediği gibi rivayetleri ait oldukları yere yani çöpe gönderdim ve önümü görmeye başladım. Açık ve net bir şekilde hem de.
Unutmadan, zincirleri kırmak ve (Ali Şeriatinin deyimiyle) zindanlardan dışarı çıkabilmek öyle basit bir iş değildir. Çok büyük cesaret ve harbi yürek ister.
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme Sizin yetkiniz yok forumda konu silme Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme Sizin yetkiniz yok forumda anket açma Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma