Yazanlarda |
|
savana Uzman Uye
Katılma Tarihi: 30 nisan 2006 Yer: Turkiye Gönderilenler: 1235
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
MUSADAN SONRA İNDİRİLEN,KENDİNDEN ÖNCEKİNİ DOĞRULAYAN KİTAP,HANGİ KİTAPTI?
Selam Naci
Musadan sonra indirilen kendinden önceki doğrulayan kitap cinlerin=peygamberin tanımadığı kimselerden\kavimden olan kimselerin dinleyipte iman ettikleri kitap olan kurandı.
__________________ O, yaratıp şekillendiren, âhenk veren ve düzene koyandır
|
Yukarı dön |
|
|
aksan45 Uzman Uye
Katılma Tarihi: 24 ocak 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 174
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sayın Savana buyrun kurandaki ayetleri okuyun diye tek tek sectim hangisini yalanlıyacaksın bunu merak ediyorum bu ayetlere cevap vermen için herbirini 3-4 defa oku
Kuran´da Cinler |
Cinler Allah´a İbadet İçin Yaratılmıştır
Ben, cinleri ve insanları yalnızca Bana ibadet etsinler diye yarattım. (Zariyat Suresi, 56)
Ve Cann´ı da daha önce ´nüfuz eden kavurucu´ ateşten yaratmıştık. (Hicr Suresi, 27)
De ki: "Eğer bütün ins ve cin (toplulukları), bu Kuran´ın bir benzerini getirmek üzere toplansa, -onların bir kısmı bir kısmına destekçi olsa bile- onun bir benzerini getiremezler." (İsra Suresi, 88)
Kuran´da Cin Suresi
De ki: "Bana gerçekten şu vahyolundu: Cinlerden bir grup dinleyip de şöyle demişler: -Doğrusu biz, (büyük) hayranlık uyandıran bir Kuran dinledik" "O (Kuran), ´gerçeğe ve doğruya´ yöneltip-iletiyor. Bu yüzden ona iman ettik. Bundan böyle Rabbimize hiç kimseyi ortak koşmayacağız." Elbette, Rabbimizin şanı yücedir. O, ne bir eş edinmiştir, ne de bir çocuk." "Doğrusu şu: Bizim beyinsizlerimiz, Allah´a karşı ´bir sürü saçma şeyler´ söylemişler." "Oysa biz, insanların ve cinlerin Allah´a karşı asla yalan söylemeyeceklerini sanmıştık." "Bir de şu gerçek var: İnsanlardan bazı adamlar, cinlerden bazı adamlara sığınırlardı. Öyle ki, onların azgınlıklarını arttırırlardı." "Ve onlar, sizin de sandığınız gibi Allah´ın hiç kimseyi kesin olarak diriltmeyeceğini sanmışlardı." "Doğrusu biz göğü yokladık; fakat onu güçlü koruyucular ve şihablarla kaplı (doldurulmuş) bulduk." "Oysa gerçekte biz, dinlemek için onun oturma yerlerinde otururduk. Ama şimdi kim dinleyecek olsa, (hemen) kendisini izleyen bir şihab bulur." "Doğrusu bilmiyoruz; yeryüzünde olanlara bir kötülük mü istendi, yoksa Rableri kendileri için (doğruya iletici) bir hayır mı diledi?" "Gerçek şu ki, bizden salih olanlar vardır ve bunun dışında (ya da aşağısında) olanlar da. Biz türlü türlü yolların fırkaları olmuşuz." "Biz şüphesiz, Allah´ı yeryüzünde asla aciz bırakamıyacağımızı, kaçmak suretiyle de O´nu hiçbir şekilde aciz bırakamayacağımızı anladık." "Elbette biz, o yol gösterici (Kuran´ı) işitince, ona iman ettik. Artık kim Rabbine iman ederse, o ne (ecrinin) eksileceğinden korkar ve ne de haksızlığa uğrayacağından." "Ve elbette bizden Müslüman olanlar da var, zulmedenler de. İşte (Allah´a) teslim olanlar, artık onlar ´gerçeği ve doğruyu´ araştırıp-bulanlardır." Zulmedenler ise, onlar da cehennem için odun olmuşlardır. Eğer onlar (insanlar ve cinler), yol üzerinde ´dosdoğru bir istikamet tuttursalardı´, mutlaka Biz onlara bol miktarda su içirir (tükenmez bir rızık ve nimet verir)dik. Ki, kendilerini bununla denemek için. Kim Rabbinin zikrinden yüz çevirirse, (Allah), onu ´gittikçe şiddeti artan´ bir azaba sürükler. Şüphesiz mescidler, (yalnızca) Allah´a aittir. Öyleyse, Allah ile beraber başka hiçbir şeye (ve kimseye) kulluk etmeyin (dua etmeyin, tapmayın).- Şu bir gerçek ki, Allah´ın kulu (olan Muhammed,) O´na dua (ibadet ve kulluk) için kalktığında, onlar (müşrikler,) neredeyse çevresinde keçeleşeceklerdi. De ki: "Ben gerçekten, yalnızca Rabbime dua ediyorum ve O´na hiç kimseyi (ve hiçbir şeyi) ortak koşmuyorum." De ki: "Doğrusu ben, sizin için ne bir zarar, ne de bir yarar (irşad) sağlayabilirim." De ki: "Muhakkak beni Allah´tan (gelebilecek bir azaba karşı) hiç kimse asla kurtaramaz ve O´nun dışında asla bir sığınak da bulamam." "(Benim görevim,) Yalnızca Allah´tan olanı ve O´nun gönderdiklerini tebliğ etmektir. Kim Allah´a ve O´nun elçisine isyan ederse, içinde ebedi kalıcılar olmak üzere onun için cehennem ateşi vardır." Sonunda onlar, kendilerine vadedileni gördükleri zaman, yardımcı olmak bakımından kim daha zayıfmış ve sayı bakımından kim daha azmış artık öğrenmiş olacaklardır." De ki: "Bilmiyorum, size vadedilen (kıyamet ve azap) yakın mı, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koymuştur?" O, gaybı bilendir. Kendi gaybını (görülmez bilgi hazinesini) kimseye açık tutmaz (ona muttali kılmaz.) Ancak elçileri (Peygamberleri) içinde razı olduğu (seçtikleri kimseler) başka. Çünkü O, bunun önüne ve arkasına izleyici (gözetleyici)ler dizer. Öyle ki onların, Rablerinden gelen risaleti (insanlara gönderilenleri) tebliğ ettiklerini bilsin. (Allah,) onların nezdinde olanları sarıp-kuşatmış ve herşeyi sayı olarak da sayıp-tespit etmiştir. (Cin Suresi,1-28)
Ey cin ve ins toplulukları, eğer göklerin ve yerin bucaklarından aşıp-geçmeye güç yetirebilirseniz, hemen aşın; ancak ´üstün bir güç (sultan)´ olmaksızın aşamazsınız. Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz? İkinizin de üzerine ateşten yalın bir alev ve (bakır gibi erimiş) kıpkızıl bir duman salıverilir de ´kurtulup-başaramazsınız.´ (Rahman Suresi, 33-35)
Hani meleklere: "Adem´e secde edin" demiştik; İblis´in dışında (diğerleri) secde etmişlerdi. O cinlerdendi, böylelikle Rabbinin emrinden dışarı çıkmıştı. Bu durumda Beni bırakıp onu ve onun soyunu veliler mi edineceksiniz? Oysa onlar sizin düşmanlarınızdır. (Bu,) Zalimler için ne kadar kötü bir (tercih) değiştirmedir. (Kehf Suresi, 50)
Hani cinlerden birkaçını, Kuran dinlemek üzere sana yöneltmiştik. Böylece onun huzuruna geldikleri zaman, dediler ki: "Kulak verin;" sonra bitirilince kendi kavimlerine uyarıcılar olarak döndüler. Dediler ki: "Ey kavmimiz, gerçekten biz, Musa´dan sonra indirilen, kendinden öncekileri doğrulayan bir kitap dinledik; hakka ve doğru olan yola yöneltip-iletmektedir." "Ey kavmimiz, Allah´a davet edene icabet edin ve O´na iman edin; günahlarınızdan bir kısmını bağışlasın ve sizi acı bir azaptan korusun." "Kim Allah´a davet edene icabet etmezse, artık o, yeryüzünde (Allah´ı aciz bırakacak değildir ve onun O´ndan başka) velileri yoktur. İşte onlar, apaçık bir sapıklık içindedirler." (Ahkaf Suresi, 29-32)
Onların tümünü toplayacağı gün: "Ey cin topluluğu insanlardan çoğunu (ayartıp kendinize kullar) edindiniz" (diyecek). İnsanlardan onların dostları derler ki: "Rabbimiz, kimimiz kimimizden yararlandı ve bizim için tespit ettiğin süreye ulaştık." (Allah) Diyecek ki: "Allah´ın dilediği dışta olmak üzere, ateş sizin içinde süresiz kalacağınız konaklama yerinizdir." Şüphesiz Rabbin, hüküm ve hikmet sahibi olandır, bilendir. Böylece Biz, kazandıkları dolayısıyla zalimlerin bir kısmını bir kısmının başına geçiririz. Ey cin ve insan topluluğu, içinizden size ayetlerimi aktarıp-okuyan ve size bu karşı karşıya geldiğiniz gününüzle sizi uyarıp-korkutan elçiler gelmedi mi? Onlar: "Nefislerimize karşı şehadet ederiz" derler. Dünya hayatı onları aldattı ve gerçekten kafir olduklarına dair kendi nefislerine karşı şehadet ettiler. (Enam Suresi, 128-130)
Cinlerin Elçilerin Emrinde Olması ve Hizmetleri
Cinlerden İfrit: "Sen daha makamından kalkmadan, ben onu sana getirebilirim, ben gerçekten buna karşı kesin olarak güvenilir bir güce sahibim." dedi. (Neml Suresi, 39)
Süleyman için de, sabah gidişi bir ay, akşam dönüşü bir ay (mesafe) olan rüzgara (boyun eğdirdik); erimiş bakır madenini ona sel gibi akıttık. Onun eli altında Rabbinin izniyle iş gören bir kısım cinler vardı. Onlardan kim Bizim emrimizden çıkıp-sapacak olsa, ona çılgın ateşin azabından tattırırdık. (Sebe Suresi, 12)
(Hüdhüd´ün mektubu götürüp bırakmasından sonra Saba melikesi Belkıs:) Dedi ki: "Ey önde gelenler gerçekten bana oldukça önemli bir mektup bırakıldı." (Neml Suresi, 29)
Şeytanları da; her bina ustasını ve dalgıç olanı. Ve (kötülük yapmamaları için) sağlam kementlerle birbirine bağlanmış diğerlerini. (Sad Suresi, 37-38)
Süleyman´a cinlerden, insanlardan ve kuşlardan orduları toplandı ve bunlar bölükler halinde dağıtıldı. (Neml Suresi, 17)
Onlar, kendisiyle (Allah ile) cinler arasında bir soy bağı kurdular. Oysa andolsun, cinler de onların gerçekten (azap için getirilip) hazır bulundurulacaklarını bilmişlerdir. (Saffat Suresi, 158)
Cinleri Allah´a ortak koştular. Oysa onları O yaratmıştır. Bir de hiçbir bilgiye dayanmaksızın O´na oğullar ve kızlar yakıştırıp-uydurdular. O ise nitelendiregeldikleri şeylerden yücedir, uzaktır. (Enam Suresi, 100)
(Melekler) Derler ki: "Sen yücesin, bizim velimiz sensin, onlar değil. Hayır, onlar cinlere tapıyordu ve çoğu onlara iman etmişlerdi." (Sebe Suresi, 41)
´Sinsice, kalplere vesvese ve şüphe düşürüp duran´ vesvesecinin şerrinden. Ki o, insanların göğüslerine vesvese verir (içlerine kuşku, kuruntu fısıldar); Gerek cinlerden, gerekse insanlardan (olan her hannas´tan Allah´a sığınırım). (Nas Suresi, 4-6)
Böylece her Peygambere, insan ve cin şeytanlarından bir düşman kıldık. Onlardan bazısı bazısını aldatmak için yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi bunu yapmazlardı. Öyleyse onları yalan olarak düzmekte olduklarıyla başbaşa bırak. (Enam Suresi, 112)
Biz onlara birtakım yakın-kimseleri ´kabuk gibi üzerlerine kaplattık,´ onlar da, önlerinde ve -arkalarında olanları kendilerine süslü gösterdiler. Cinlerden ve insanlardan kendilerinden önce gelip-geçmiş ümmetlerde (yürürlükte tutulan azap) sözü onların üzerine hak oldu. Çünkü onlar, hüsrana uğrayan kimselerdi. (Fussilet Suresi, 25)
Sonra gök yarılıp yağ gibi erimiş olarak kıpkırmızı bir gül olduğu zaman; Şu halde Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlayabilirsiniz? İşte o gün, ne insana, ne cinne günahından sorulmaz. (Rahman Suresi, 37-39)
Eğer Biz dilemiş olsaydık, her bir nefse kendi hidayetini verirdik. Fakat Benden çıkan şu söz gerçekleşecektir: "Andolsun, cehennemi cinlerden ve insanlardan (İnkar edenlerle) tamamıyla dolduracağım." (Secde Suresi, 13)
Andolsun, cehennem için cinlerden ve insanlardan çok sayıda kişi yarattık (hazırladık). Kalbleri vardır bununla kavrayıp-anlamazlar, gözleri vardır bununla görmezler, kulakları vardır bununla işitmezler. Bunlar hayvanlar gibidir, hatta daha aşağılıktırlar. İşte bunlar gafil olanlardır. (Araf Suresi, 179)
(Allah) diyecek: "Cinlerden ve insanlardan sizden önce geçmiş ümmetlerle birlikte ateşe girin." Her bir ümmet girişinde kardeşini (kendi benzerini) lanetler. Nitekim hepsi birbiri ardınca orada toplanınca, en sonra yer alanlar, en önde gelenler için: "Rabbimiz, işte bunlar bizi saptırdı; öyleyse ateşten kat kat arttırılmış bir azap ver diyecekler. (Allah da:) "Hepsi için kat kattır. Ancak siz bilmezsiniz" diyecek. (Araf Suresi, 38) |
|
Yukarı dön |
|
|
iman Uzman Uye
Katılma Tarihi: 16 haziran 2006 Gönderilenler: 751
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selam
cin13 yazdı
---------------------
İnanç, hiç bir bilgi ile yanlışlığı gösterilmesi "yapısal olarak mümkün
olmayan" akli ve kalbi tasdik meselesidir.
Maalesef birçok kez değindiğimiz gibi Kuran'da yer alan bazı kavramları
bilim ile örtüştürmek gayretiyle bunlara fiziksel tanımlar
yakıştırılmaktadır.
İns maddedir,cinn ise enerjidir örneğinde de gördüğümüz gibi bunların
hiçbir fiziksel temeli yoktur. Bunların tümü spekülasyondur.
----------------
farkındamısınız bilmiyorum cin13
şeytanın vesvesesiyle bu konuyla ilgili ayetler nasıl çarpıtılıyorsa
yukardaki tanmlamanızlada mushaf saptırılıyor kuran boşaltılıyor
mushafta insan ve cinin ne olduğu fıtratınıza uygun tarifle aşikar var
Allah hayali bir şeye inanmamızı istemiyor tam tersine tüm örnekler
kainattan ve yaratılışımıza uygun akılla ulaşabileceğimiz noktalardan.
hatta anlayamayacaklarımızda dünyadan misallerle örneklendirilmiş.
Kuranın içinde yaşıyoruz mushaf zaten kuranın acıklaması.
özetle
*Kuranla örtüştürülmeye çalışılan somut bilimsel ispatlar"
diyerek bahsettiğiniz şeyler
şeytanın (isyankar akıl) disiplinine de yol vermeye uygun açılımlar
değilse nedir?
Degilse, belki aranabilir ama ne Kuranla ne de Mushafla örtüşmeyen bir
tane ispat nasıl bulunabilir.
Yapısal olarak mümkün olmayan "Akli tasdik" nasıl olabilir. Yani bu
cümleyle yukardan beri gelen yazılarınızla karşı çıktığınız (mushaftaki
değil) akıllarındaki cin cilere cevaz varmiş olmuyormusunuz.
yazılarınızı önemli buluyorum.
ya benim yanlış anladığım yeri
ya da tanımınızı düzeltirseniz sevinirim.
sevgiyle
--------------
Kendilerinin tarif ettikleri
ve ısrarla mushafta bahsedilen cin lerden
olduğuna inandıklarını söyledikleri form larla yaşadıklarını
bizlerle paylaşan arkadaşların,
yazdıklarına şahit sayısını artırmaktan başka
bize kuran nezdinde
ne gibi bir sakındırmayla,
kendilerine mushaf nezdinde
ne gibi bir menfaat sağlayacaklarını
bu anlatımlarıyla
insanlar tarafından anlayamadıkları bir şekilde taciz edilen
fakat bir şekilde açıklayamayan mağdurların
içinde bulundukları çaresizliğe kılıf yapabileceklerini,
böyle bir yanlışlığın vebalini engelleyecek argümanlarında
mushaftan gösterilmesinin gerekip gerekmediğinide
gerekmiyorsa
tarif edilen cinle insanın tacizinin ayırımın nasıl yapılacağını
açıklarlarsa sevineceğim.
------------------------
bende bir anımı anlatayım
ya iki ya üçüncü sınıfta,
davultozuyla minare gölgesi almaya gönderdiler
oturduğumuz apartmanda iki esnaf
başka bir arkadaşlarına
bilmiyorumki dedim nası bişi
sen dediler git tarif ettiğimiz dükkana
ordaki amca verecek sana
gittim
gerçekten adam kücük bir karton kutu verdi elime
gülümseyerek götür bunu dedi isteyenlere
bu hangisi dedim
önce şaşırdı, birden ikiside içinde dedi
sonra kutuyu elimden aldı geri
"anlamazlar bu salaklar şimdi" dedi
içeri girdi sonra kutunun yanında birde külahla geri geldi
minare gölgesi kutuda, davul tozu külaha girdi
getirdim
güldüler,
arkadaşlarının başka ne dediğini sordular
sonra bir gazoz ismarladılar
belki altı ay bir yıl sonra
başka bir dükkanda başka bir çocuğu ikna etmeye çalışıyordu
başka bir amca
seni kandırmışlar oğlum öyle şey olmaz dalga geçiyorlar senle
hemen girdim lafa olurmu amca
ben aldım epey önce
--------
--------
-------
çok severdi beni o amca
akıllı oğlum derdi, çalışkan, ciddi,
inandıramadığı için belki. ne kadar inatçıymışsın dedi
hiç unutamadım.
o adam bana hiç kötü söz söylememişti
hiç yalan da söylememişti.
anlayamadım kabahatim neydi
Vallahi aldım geldim
bir külah davul tozu
bir kutu minare gölgesi
hala elimden gelse
davul tozuyla minare gölgesi taşınsaydı isterim
inadımdan değil
beni kandıranlarıda umursamıyorum
o amca bir daha bana akıllı oğlum demedi. çalışkan, ciddi,
ama kabahatim neydiki...
|
Yukarı dön |
|
|
cin13 Uzman Uye
Katılma Tarihi: 23 ocak 2007 Gönderilenler: 385
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Selamlar. Sayın İman, sizin anladığınız ile benim yazdıklarım birbirinden farklı sanırım:
iman Yazdı:
*Kuranla örtüştürülmeye çalışılan somut bilimsel ispatlar" diyerek bahsettiğiniz şeyler şeytanın (isyankar akıl) disiplinine de yol vermeye uygun açılımlar değilse nedir?
Degilse, belki aranabilir ama ne Kuranla ne de Mushafla örtüşmeyen bir tane ispat nasıl bulunabilir. |
|
|
Ne yazmışım:
cin13 Yazdı:
Maalesef birçok kez değindiğimiz gibi Kuran'da yer alan bazı kavramları bilim ile örtüştürmek gayretiyle bunlara fiziksel tanımlar yakıştırılmaktadır. |
|
|
"Yakıştırılmaktadır" diyorum.Kuran ile bilimi "sözde" örtüştürmekten bahsediyorum.Örneği de yazının devamında veriyorum.Birçok yazımda da "bilimimsi"den bahsetmiştim. Tekrar veriyorum:İns maddedir,cinn enerjidir.Cinler ve melekler elektromanyetik dalga hızında hareket ederler.Hızları 3.10üzeri8 m/sn dir gibi..Örnekler bir hayli çoğaltılabilir.
Tamamen bir inanç meselesi olarak kainat ile Kuran çelişmez.Dolayısıyla da buna bir kanıt bulunamaz.
iman Yazdı:
Yapısal olarak mümkün olmayan "Akli tasdik" nasıl olabilir. Yani bu cümleyle yukardan beri gelen yazılarınızla karşı çıktığınız (mushaftaki değil) akıllarındaki cin cilere cevaz varmiş olmuyormusunuz. |
|
|
Ne yazmışım:
cin13 Yazdı:
İnanç, hiç bir bilgi ile yanlışlığı gösterilmesi "yapısal olarak mümkün olmayan" akli ve kalbi tasdik meselesidir. |
|
|
Açayım: İnanca ait kavramların hiçbir nesnel bilgi ile yanlışlanamaması gerekir. Örneğin, Jüpiter gezegeninin Zeus olduğuna inanıyor olsak, ama bir gün Jüpiter'in tıpkı Dünya gibi güneş sistemine ait bir gezegen olduğunu bilimsel yöntem ile öğrensek, bu bilgi, bizim inancımızı yanlışlar.
Ya da skolastik dönemde olduğu gibi, güneşin ve diğer gezegenlerin dünya çevresinde döndüğüne iman etmiş olsak, sonra da bunun geçerli olmadığı gösterilse bizim inancımız yanlışlanmış olur.
İnanç konularımız, hiçbir bilimsel bilgi ile yanlışlanması mümkün olmayan, hatta inanç kavramlarının yapısı itibariyle yanlışlanması kuramsal olarak mümkün olmayan kavramlar olmalıdır.
Örneğin,Allah kavramı. Bu kavram, hiç bir bilgi ile yanlışlanamaz.Çünkü, yapısı gereği algı-yöntem-ölçüm üzeridir.
O halde, bilimsel olarak olumlu veya olumsuz yönde(bu nerden baktığınıza göre değişir) kanıtlanamayacak olan inanç bilgilerine ancak, iman edilir. İman ise akli ve kalbi tasdiki gerektirir.
__________________ Dinin bakış açısına göre,tüm bu fantastik harikulade evren,tüm bu karmakarışık şeyler, ancak, Tanrı’nın, insanların iyi ve kötü için çabasını gözlediği bir sahnedir.. Bu sahne,bu oyun için çok büyük!
|
Yukarı dön |
|
|
muhliskul Ayrıldı
Katılma Tarihi: 26 nisan 2007 Yer: Australia Gönderilenler: 854
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Merhaba,
Sayin aksan 45, ben Kuran'i bir degil binlerce kez okudum. Gerci anlamadan okuduktan sonra kac kez okumus olmanin buyuk bir degeri yok. Arkadasim beyinsel hasta iseniz, rabbim sifa versin , yok degil kalbiniz hasta ise onada hidayetle sifa versin. Ben cin falan gibi uyduruk kurgularla ugrasamam. Ben kainatin tek sahibi yuce Allah'in mulkunde ona ragmen anarsi cikarabilecek hic bir muhalif guce inanmiyorum. Sen Allah'a sigin onun disinda sanilanlarin ne zarar ne de fayda vermeye gucu yoktur.
Allah'a emanet.
|
Yukarı dön |
|
|
iman Uzman Uye
Katılma Tarihi: 16 haziran 2006 Gönderilenler: 751
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selam
cin13 yazdı
--------------------
Tamamen bir inanç meselesi olarak kainat ile Kuran çelişmez.
-----------------------
İnanca ait kavramların hiçbir nesnel bilgi ile yanlışlanamaması gerekir.
-------------------------
İman ise akli ve kalbi tasdiki gerektirir.
-------------------------
İlgi ve zahmetinize Teşekkür ediyor saygılar sunuyorum
sevgiyle
|
Yukarı dön |
|
|
aksan45 Uzman Uye
Katılma Tarihi: 24 ocak 2008 Yer: Turkiye Gönderilenler: 174
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Binlerce kez okumaga omrunuz yetmez nasıl okudunuz ilmini banada ogretin de yuzlerce kez bende okuyum , ben yuzlere razıyım Bu arada o kadar ayet varken iblisin cinlerden oldugu yazılıyken insan yaratılırken iblisin orada oldugu ve insan için secdeye varmadıgı yazılıyken ve cinlerin insandan once yaratıldıgı Allahın sozlerinden anlasılırken Ve Suleyman peygambere cinlerden yardımcılar verildigi yazılırken sen daha cinlere inanma ve binlerce kez Kuranı okudugunu soylemeye devam et . Sana gore deli olabilirim benim deli olmam konusundaki dusunceni degiştiremem cinlerin olmadıgı konusunda inancınıda degiştiremem Seni ancak ve ancak Allah kalbine iman yukluyerek inanmanı saglar Cinler seni ve senin gibileri kandırarak cinlerin yok oldugu hukmune varmanızı saglıyor. Allah yardımcınız olsun Bir deliden selamlar
|
Yukarı dön |
|
|
muhliskul Ayrıldı
Katılma Tarihi: 26 nisan 2007 Yer: Australia Gönderilenler: 854
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
Sayin aksan anlamadan yazilan cevaplara cevap yazsam neyi degistirebilirim, Allah'a emanet ol arkadasim.
|
Yukarı dön |
|
|
Eren Erdem Uzman Uye
Katılma Tarihi: 30 haziran 2007 Yer: Turkiye Gönderilenler: 484
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
selamlar
Cinler insana görünürler! Herkes cinleri çok net görebilir.
Çünkü kelime anlamı itibariyle c-n-n kökünden gelen cinn'in anlamı, saklı,gizli,örtülü olandır!
Bir ajanda cinndir, kimliğini saklayan bir insanda.
Ben bu tip çok cin gördüm. Ama burda bilimkurgu hikayesi türünde aksedilen şeylere ne itibar ederim ne de gördüm. Görsem dahi ayaklarımla psikoloğa giderim ve tedavi olmam gerektiğini söylerim.
Savananın link verdiği Cİnler dışında insan dışı bir cinn görmedim :)
Burdaki ifadeleri yazıya döküp, yönetmen olan bir arkadaşıma sunacağım. Eminim güzel bir filme vesile oluruz.
muhabbetle
|
Yukarı dön |
|
|
hasanoktem Admin Group
Katılma Tarihi: 10 eylul 2006 Gönderilenler: 2837
|
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP
|
|
|
'' CİN '' LERİN VARLIĞI KUR'AN'İ BİR HAKİKAT'TİR
( CİN'LER FARKLI ALEMLERİN YARATIKLARIDIR , FARKLI ÜMMETLERDİRLER)
önce bize ışık tutsun, önümüzü net görelim diye konu ile ilgili Ayetlere bir bakalım inşaAllah :
(EN'ÂM suresi 100. ayet)
S. Ateş |
(Tuttular) cinleri Allah'a ortak yaptılar. Halbuki onları O yaratmıştır. Bilmeden O'na oğullar ve kızlar icâdettiler. Hâşâ O, onların ileri sürdüğü niteliklerden münezzehtir! |
(EN'ÂM suresi 112. ayet)
S. Ateş |
Böylece biz, her peygambere insan ve cin şeytânlarını düşman yaptık. (Bunlar), aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. Rabbin dileseydi onu yapamazlardı. Artık onları, uydurdukları şeylerle baş başa bırak. |
(EN'ÂM suresi 128. ayet)
S. Ateş |
Hepsini bir araya toplayacağı gün: "Ey cin(şeytân)lar topluluğu, (der), siz insanlarla çok uğraştınız." Onların, insan dostları derler ki: "Rabbimiz, birbirimizden yararlandık ve bize verdiğin sürenin sonuna ulaştık." (Allâh da) buyurur ki "Durağınız ateştir. Allâh'ın, dile(yip affet)mesi hariç, orada ebedi kalacaksınız." Şüphesiz Rabbin hüküm ve hikmet sâhibidir, bilendir. |
(EN'ÂM suresi 130. ayet)
S. Ateş |
"Ey cin ve insan topluluğu, içinizden, size âyetlerimi anlatan ve bugününüzle karşılaşacağınıza dair sizi uyaran elçiler gelmedi mi?" "Kendi aleyhimize şâhidiz." dediler. Dünyâ hayâtı onları aldattı ve kendilerinin kâfir olduklarına şâhidlik ettiler. |
(A'RAF suresi 38. ayet)
S. Ateş |
(Allâh) buyurdu: "Sizden önce geçen cin ve insan topluluklariyle beraber ateşin içine girin!" Her ümmet girdikçe yoldaşına la'net etti. Hepsi birbiri ardından orada toplanınca sonrakiler, öncekiler için dediler ki: "Rabbimiz, bunlar bizi saptırdılar. Bunlara ateşten bir kat daha azâb ver!" (Allâh): "Hepsi için bir kat fazla (azâb) vardır, ama siz bilmezsiniz." dedi. |
(A'RAF suresi 179. ayet)
S. Ateş |
Andolsun, cehennem için de birçok cin ve insan yarattık ki kalbleri var, fakat onlarla anlamazlar; gözleri var, fakat onlarla görmezler; kulakları var, fakat onlarla işitmezler. İşte onlar hayvanlar gibidir, hattâ daha da sapık... Ve işte gâfiller onlardır! |
(A'RAF suresi 188. ayet)
S. Ateş |
De ki: "Ben kendime, Allâh'ın dilediğinden başka ne bir fayda, ne de bir zarar verme gücüne sâhip değilim. Eğer gaybı bilseydim, elbete çok hayır (mal ve mülk) elde ederdim. Bana kötülük dokunmamış (beni cin çarpmamış)tır. Ben sadece inanan bir kavim için bir uyarıcı ve müjdeleyiciyim. |
(HÛD suresi 119. ayet)
S. Ateş |
Yalnız Rabbinin acıdıkları (bu ihtilâfın dışında kalmışlardır). Zaten (Allâh) onları bunun için yaratmıştır. Rabbinin: "Andolsun, ben cehennemi hep cinlerden ve insanlardan bir kısmıyle dolduracağım!" sözü tam yerine gelmiştir. |
(HİCR suresi 6. ayet)
S. Ateş |
Dediler ki: "Ey kendisine Zikir (Kitap) indirilmiş olan, sen mutlaka cinlenmişsin!" |
(HİCR suresi 27. ayet)
S. Ateş |
Cinne gelince onu da (insandan) daha önce, (vücudun gözeneklerine) nüfuz eden kavurucu ateşten yarattık. |
(İSRÂ suresi 88. ayet)
S. Ateş |
De ki: "Andolsun eğer insan(lar) ve cin(ler) bu Kur'ân'ın bir benzerini getirmek üzere toplansalar ve birbirlerine arka ol(up yardım et)seler yine onun benzerini getiremezler. |
(KEHF suresi 50. ayet)
S. Ateş |
Meleklere: "Âdem'e secde edin!" demiştik; secde ettiler, yalnız İblis etmedi. O cinlerdendi, Rabbinin buyruğu dışına çıktı. Şimdi siz, benden ayrı olarak onu ve onun neslini dostlar mı ediniyorsunuz? Oysa onlar, sizin düşmanınızdır. Zâlimler için ne kötü bir değiştirmedir (bu. Dost olan Allâh'ı bırakıp düşman olan şeytânı ve zürriyetini dost tutmak)! |
(ŞUARA suresi 210. ayet)
S. Ateş |
O(Kur'â)n'ı şeytânlar (cinler) indirmedi. |
(NEML suresi 17. ayet)
S. Ateş |
Süleymân'a cinlerden insanlardan ve kuşlardan orduları toplandı, hepsi bir arada düzenli olarak sevk ediliyordu. |
(NEML suresi 39. ayet)
S. Ateş |
Cinlerden bir ifrit (kötü bir Cin): "Sen makamından kalkmadan önce ben onu sana getiririm, dedi, bunu yapmağa gücüm yeter ve bana güvenilir." |
(SECDE suresi 13. ayet)
S. Ateş |
Dileseydik, herkese hidâyetini verirdik, (herkesi doğru yola iletirdik). Fakat benden "Mutlaka cehennemi, cinlerden ve insanlardan bir kısmiyle tamamen dolduracağım!" kararı çıkmıştır. |
(SEBE' suresi 12. ayet)
S. Ateş |
Süleymân'a da, sabah gidişi bir ay(lık mesafe), akşam dönüşü bir ay(lık mesafe) olan rüzgârı boyun eğdirdik ve onun için katran (petrol) kaynağını da akıttık. Rabbinin izniyle cinlerin bir kısmı, onun önünde çalışırdı. Onlardan kim buyruğumuzdan sapsa, ona alevli azâbı taddırırdık. |
(SEBE' suresi 14. ayet)
S. Ateş |
(Süleymân'ın) Ölümüne hükmettiğimiz zaman, onun öldüğünü, ancak değneğini yiyen bir ağaç kurdu gösterdi. (Kurdun yemesiyle değnek çürüyüp de ona dayalı duran Süleymân) Yıkılınca (onun öldüğü anlaşıldı ve) anlaşıldı ki eğer cinler gaybı bilselerdi, o küçük düşürücü azâb içinde kalmazlardı. |
(SEBE' suresi 41. ayet)
S. Ateş |
(Melekler) derler ki: "Sen yücesin, bizim velimiz (koruyucumuz) onlar değil, sensin. Hayır, onlar cinlere tapıyorlardı. Çokları onlara inanıyorlardı." |
(YÂSÎN suresi 7. ayet)
S. Ateş |
Andolsun onların çoğuna o söz (cinlerden ve insanlardan bir kısmını cehenneme dolduracağım, sözü) hak oldu; artık onlar inanmazlar. |
(SÂFFÂT suresi 36. ayet)
S. Ateş |
"Cinlenmiş bir şâir için biz tanrılarımızı mı terk edeceğiz?" derlerdi. |
(SÂFFÂT suresi 158. ayet)
S. Ateş |
Allâh ile cinler arasında bir nesep, (bir soy bağlantısı) uydurdular. Oysa cinler de kendilerinin (yüce divâna) getirileceklerini bilmişlerdir. |
(FUSSİLET suresi 25. ayet)
S. Ateş |
Biz onlara birtakım (kötü) arkadaşlar sardırdık. Onların önlerinde ve arkalarında bulunan herşeyi onlara süslü gösterdiler (yaptıkları işlerin güzel olduğunu söylediler). Kendilerinden önce gelip geçmiş olan cin ve insan topluluklarına (uygulanan) söz, kendilerine de gerekli oldu (bunlar da azâbı hak ettiler), çünkü hep ziyanda idiler. |
(FUSSİLET suresi 29. ayet)
S. Ateş |
(Ateşe giren) Kâfirler dediler ki: "Rabbimiz, bizi saptıran cin ve insanları bize göster, onları ayaklarımızın altına alalım da alçaklardan olsunlar!" |
(DUHÂN suresi 14. ayet)
S. Ateş |
Ondan yüz çevirdiler: "Bu, öğretilmiştir, cinlenmiştir" dediler. |
(AHKAF suresi 18. ayet)
S. Ateş |
İşte onlar da kendilerine (azâb) söz(ü) gerekli olmuş kimselerdir. Kendilerinden önce geçen cin ve insan toplulukları arasında (azâbın içinde) bulunacaklardır. Gerçekten onlar, ziyana uğrayanlardır. |
(AHKAF suresi 29. ayet)
S. Ateş |
Bir zaman, cinlerden bir topluluğu Kur'an dinlemek üzere sana yöneltmiştik. Ona geldiklerinde (birbirlerine): "Susun, (dinleyin)" dediler. (Okuma) Bitirilince de uyarıcılar olarak kavimlerine döndüler: |
(ZÂRİYÂT suresi 39. ayet)
S. Ateş |
(Fir'avn ona) Yanını çevirdi ve: "Bu, ya büyücü veya cinlidir" dedi. |
(ZÂRİYÂT suresi 52. ayet)
S. Ateş |
İşte böyle, onlardan önce de ne kadar elçi geldiyse mutlaka: "Büyücü veya cinlenmiş" dediler. |
(ZÂRİYÂT suresi 56. ayet)
S. Ateş |
Ben cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım. |
(KAMER suresi 9. ayet)
S. Ateş |
Onlardan önce Nûh'un kavmi de yalanlamıştı. Kulumuzu yalanladılar ve: "Cinlenmiştir" dediler. Ve o(na çeşitli eziyetler yapılarak tebliğden) menedildi. |
(RAHMÂN suresi 13. ayet)
S. Ateş |
(Ey cinler ve insanlar topluluğu) Şimdi Rabbinizin hangi ni'metlerini yalanlıyorsunuz? |
(RAHMÂN suresi 15. ayet)
S. Ateş |
Cin'i de hâlis ateşten yarattı. |
(RAHMÂN suresi 33. ayet)
devam edecek inşaAllah
__________________ Andolsun, size öyle bir kitap indirdik ki sizin bütün şeref ve şanınız ondadır. Hâlâ aklınızı kullanmayacak mısınız? ENBİYA 10
|
Yukarı dön |
|
|
|
|