HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Alıntılar, Makaleler
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Alıntılar, Makaleler
Konu Konu: MİLLİYETÇİLİK DİNİ Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
adalet
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 02 ekim 2006
Gönderilenler: 1195
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı adalet

Hadi ULUENGİN

 [email protected]

Mazlumun ahı ve vahı


"MAZLUM millet"!

Yahut, İtalyan faşizminin temellerini hazırlayan Enrico Cordini’nin kendi ülkesini tanımlarken kullandığı ve salı günü buraya aktardığım ifadeyle, "proleter millet"!

Veya, Bolşeviklerin "ezilen halk" ya da Nazilerin "mağdur ulus" kavramları!

Artı "Üçüncü Dünya"; artı "periferik çember"; artı "Doğu camiası" deyimleri!

Tabii bunlara bir de, şimdilerde pek moda olan "oryantalizm"i eklemek gerekiyor.

* * *

YUKARIDAKİ terminoloji 20. yüzyıl başından beri hemen her kapıyı açan bir sihirli değnek olarak kullanılıyor. Kim ki yukarıdaki lûgati paralıyor, önünde akan sular duruveriyor.

Nitekim, "sağ" ve "sol" tanımları altında birbirlerine zıt olduklarını iddia eden ama aslında ikiz kardeş kimliği taşıyan tüm modern totalitarizmler aynı kaba def-i hacet eylediler.

Zaten, o totalitarizmlerin kökeni de çok büyük ölçüde bu ortak paydadan kaynaklanır.

Faşizm ve bolşevizm; Nazizm ve komünizm, dışarıda saldırganlık ve içeride zaptiyelik siyasetlerini hükümrán kılabilmek için kendilerini hep "mazlum" ve "mağdur" ilán ettiler.

* * *

PEKİ de, kim, neye ve hangi kıstas göre "mazlum", "proleter" ve "mağdur"dur?

Emperyalist sofraya geç oturduğu için kendini "proleter millet" ilán eden ve Kara Afrika’dan Somali’yi ve bizim İmparatorluğumuzdan da Trablusgarp’ı kapan bir İtalya mı?

Yoksa, Bakü’de "Şark Şûrası" toplayarak yine kendine "Doğu halklarının hámisi" sıfatını vehmeden, ama Azerilerden Yakutlara ve Çeçenlerden Tatarlara, o Doğu halklarına karşı en dehşet mezálimi uygulayan bir kızıl Rusya mı?

Asla! Eğer bunlar "mazlum" ve "proleter"se, eh zahir ben de esir ve paryayım.

Ancak, madalyonun bir de öteki yüzü bulunduğu gerçeğini görmezden gelemeyiz.

* * *

O da şu ki, İtalyanların çullandığı aynı Somali veya Habeşistan’da köleliliğin hüküm sürdüğü; hátta bu ikincisinin de hanidir Eritre’yi "mağdur" kıldığı vakıası inkár edilemez. Artı, Dersaadet’ten Roma tahakkümü altına girmiş bir Libyalının da bize "peki ama, daha önce sizin burada ne işiniz vardı" demek hakkına sahip olduğu unutulabilir mi?

Yahut, Rus ve Alman tahakkümü altında "ezilen" Lehlerin de Yahudileri ezdiği; aynı Yahudilerin ise İsrail’e göç ertesinde bu defa Filistinlileri ezdiği nesnel bir olgu değil midir?

Evet evet, örnekleri sayısız biçimde uzatabilirim, fakat bunlar hiçbir şey ifade etmiyor.

* * *

ETMİYOR, çünkü insanlık tarihi açısından baktığımız takdirde karşılıklı rollerin derhal, anında, bir çırpıda değiştiği, değişebildiği ve değişebileceği göz çıkartıyor.

Her "mazlum"un "zalim"; her "proleter"in "patron"; háttá her "maktûl"ün de "cellát" olduğu, olabileceği ve muhtemelen de olmaya can attığı bir vakıa oluşturuyor.

Zira heyhat, bu bireysel ve toplumsal içgüdü o insanın mayasında fırsat kolluyor.

O halde, kendi siyaset söylemini böylesine bir "mağduriyet" temelinde inşa etmeye kalkışan tüm ideolojilere sonsuz ihtiyatla yaklaşmak gerekir ve de mutlaka gerekiyor.

* * *

HELE hele, o ideoloji bizdeki "ulusalcılık" gibi totaliter, en azından otoriter sağ ve sol uçların halvete girmesiyle oluşuyor ve "mağdur" edebiyatını hayal alemi, korku tezahürü, nefret yansıması ve kompleks tepkisi ekseninde inşa ediyorsa, ihtiyat kırmızı alarma dönüşür.

Üstelik, cilá biraz kazındığı an geçmişindeki ve şimdisindeki "tahakküm şehveti" ve "tahammülsüzlük şiarı" göz çıkarttıyorsa, böyle bir "mazlum" (!) ancak sırta ürperti verir.

Oysa başta söyledim, İtalya ve diğerleri "proleter millet" yakınmasından çok çektiler.

Umalık ki, ders çıkarttık ve "mazlum ulusalcı" sızlanmasına karşı bağışıklık kazandık.

__________________
"Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Yukarı dön Göster adalet's Profil Diğer Mesajlarını Ara: adalet
 
adalet
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 02 ekim 2006
Gönderilenler: 1195
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı adalet

         İncinmiş gurur ve milliyetçilik



Yirminci yüzyılın önde gelen fikir tarihçilerinden Isaiah Berlin (1909-1997), siyasî bir doktrin olarak milliyetçiliği, kişilerin bir gruba ait olma duygusuyla ve başkaları tarafından saygı görme ve tanınma isteği ile de karıştırmamak gerektiğine dikkat çeker. Ona göre, milliyetçiliğin kendi ulusunun emsalsizliğini ve üstünlüğünü vurgulayan patolojik bir yanı vardır.

Berlin, milliyetçiliği doğuran asıl etkenin bir toplumun gururunun incinmesi veya onurunun yaralanması olduğunu söyler. Sırf ulusal bilinçten, yani bir ulusa ait olma duygusundan ayrı olarak, milliyetçilik bir toplumun geleneksel değerlerine tepeden bakan veya onları aşağılayan bir tutuma tepki olarak ortaya çıkar. İncinmiş gurur ve aşağılanmışlık duygusu ise zamanla ulusal bir öfkeye ve kendi ulusunu yüceltmeye götürür.

Ne var ki, yine Berlin’e göre, bir toplumun kolektif bilincinin yaralanması milliyetçiliğin ortaya çıkması için zorunlu olmakla beraber, yeterli değildir. Milliyetçilik esas itibariyle, toplum içindeki bir grubun toplumun bu hissiyatını, kollektif varlık için yeni bir sadakat temeli veya bir iktidar dayanağı oluşturacak şekilde manipüle etmesiyle ortaya çıkar. Nitekim, milliyetçiliğin ilk gerçek örneğini oluşturan 18. yüzyıl sonları ile 19. yüzyıl başlarındaki Alman milliyetçiliği, yaralı kültürel onurla felsefî-tarihsel bir vizyonun toplumun acısını yatıştırmak ve bir direniş odağı yaratmak için birleşmesinin bir sonucuydu.

Çünkü Almanlar o sıralarda İspanya, İtalya, İngiltere ve özellikle Fransa gibi Batı Avrupalı uluslara nispetle kültürel ve siyasî bakımdan geri sayılıyorlardı. Buna tepki olarak Alman entelektüelleri kendi kültürel değerlerinin üstünlüğünü ilán etmeye başladılar. Böylece, manevî ve kültürel bir diriliş hareketi zamanla Almanlar’ın üstünlüğünü güç yoluyla göstermeyi amaçlayan politik bir harekete dönüştü.

Berlin’in görüşü Türk milliyetçiliğinin ortaya çıkışını da açıklayabilir görünüyor. Nitekim, milliyetçiliğin Türkiye’deki tarihi de Osmanlı İmparatorluğu’nun yıkılış acılarının zirve noktasına çıktığı dönemle başlar. İmparatorluktaki ayrılıkçı milliyetçiliklerin de ‘Osmanlı’ların gururunu yaraladığı ve bunun onlarda yeni bir kolektif kimlik arayışını tahrik ettiği açıktır. Birinci Dünya Savaşını’nın ardından gelen Mondros Mütarekesi’nin ve Sevr planının onur kırıcı şartları da milliyetçiliğin Anadolu hareketinin temel ideolojisi haline gelmesine yol açmıştır. Başlangıçta bir direniş referansı halinde olan milliyetçilik Cumhuriyet’in kurulmasını takiben ‘Türk ulusu’nu aşırı ölçüde yücelten, onu dünyanın merkezi ve uygarlığın kaynağı olarak takdim eden bir ideoloji hüviyetine bürünmüştür.

Kanaatimce, bu ideolojinin son yıllarda ‘ulusalcılık’ adı altında yeniden yükselişe geçmesi de aynı şekilde açıklanabilir. Bir farkla ki, bu sefer ‘incinmiş gurur’ duygusunun olgusal hiçbir karşılığı yoktur. Bu, kendilerine yeni bir iktidar dayanağı arayan çevrelerin toplumun hissiyatını manipüle etmek suretiyle tamamen bilinçli olarak yarattıkları bir kuşatılmışlık ve aşağılanmışlık algısının sonucudur. Bu imal edilmiş incinmişlik duygusunu, esas olarak, sözkonusu odakların AB’yle bütünleşmenin yeni bir ‘Sevr’ olduğuna toplumu inandırmak üzere demagojik maharetlerini seferber etmiş olmalarına borçluyuz.(Mustafa Erdoğan-STAR Gaz.)


__________________
"Bir kavme olan kininiz sizi adaletten ayırmasın.."
Yukarı dön Göster adalet's Profil Diğer Mesajlarını Ara: adalet
 
bilgi.ve.hikmet
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 19 ocak 2007
Gönderilenler: 143
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı bilgi.ve.hikmet

Ogün Samastın çevresinde dar alanda kısa psikolojiler..

CHP Hakkari Milletvekili Esat Canan der ki: "Bizim de Şehitlerimiz Var!"

3 kelimelik kısacık bir cümle. o kadar net ki.. anlaşılmayacak hiçbir şey yok.

"Bizim" karşısında bir de "Sizin" var : Yani Bizim Türk Ordusu, Şehitlerimiz... Aileleri, Çocukları...

"Şehitleriniz" karşısında ise Hayatının baharında haince kurşuna hedef olmuş Bizim MEHMETLERİMİZ! var..

var da var..

Bir de şu var dar alanda kısa psikolojilere, girdaplara, isyanlara sürükleyen..

Benim vergimle, milyarlarca milletvekili maaşı alan, sülalesini istediği tam teşekküllü özel hastanede benim kesemden tedavi ettirebilen.. Kumanyayı dahi meclisten nimetlenerek mideye indiren, aç karnını doyuran sonra da vatana ihanet edenlere "Bizim" diyebilen bir çukurluk var.

Bir de şu var dar alanda kısa psikolojilere, girdaplara, isyanlara sürükleyen..

CHP bizzat Atatürk'ün kurmuş olduğu Siyasi Parti. Ve kafasını kuma gömerek hem İsa'ya hem Musa'ya yalpa eden bir kimliği (ya da kimliksizliği) omurgasızlığı var.

"Bizim de Şehitlerimiz Var!"
"Bizim de Şehitlerimiz Var!"
"Bizim de Şehitlerimiz Var!"

dün televizyonda kulağımla duydum..
çınnn çınnn çınlıyor kafamda..
ne sakinleştirici.. ne sabır.. fayda vermiyor.
beynim zonkluyor..
gözlerim kararıyor..
içim sıkışıyor...

isyanlardayım.
alayına isyanlardayım.

alıntıdır.



__________________
"Onlara bir ilmin tanıklığında bütün serüveni mutlaka anlatacağız. Biz olup bitenlerden habersiz değildik." A'raf-7
Yukarı dön Göster bilgi.ve.hikmet's Profil Diğer Mesajlarını Ara: bilgi.ve.hikmet
 
ebu turab
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 08 eylul 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 529
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı ebu turab

ebuzer yazdı:

Bugün Kirmanç, Zaza, Sorani ve Gorani unsurlarını homojen ortak bir payda olarak Kürt ulusu çatısı altında birleştirmeye onlara ait özel bir dil özel bir alfabe ve özel bir “biz” bilinci kazandırmak için gerek PKK sol-ulusalcı söylemiyle gerek Hakpar gibi sağ-muhafazakar söylemiyle gerekse KDP-KYB gibi Laik muhafazakar söylemiyle aynı Kürt Ulusalcılığını dillendirmektedirler. İşte bu Avrupa destekli modern toplum projesinin bugünkü çalışmaları zaten Türkçülük, Arabizm ve Pers ulusacılıklarıyla yaralanmış ortak Müslüman kimliğinin daha da bölünmesi daha da atomize edilerek Müslümanların sekülerleştirilmesini doğurmaktadır.

selam ebuzer,yazının tamamının hülasası diyebileceğim bu paragrafın altına imzamı atıyorum.

 



__________________
"sadece iki şey sonsuzdur evren ve insan ahmaklığı..
ilkinden o kadar da emin değilim." (albert einstein)
Yukarı dön Göster ebu turab's Profil Diğer Mesajlarını Ara: ebu turab
 
dördüncü_melek
Uzman Uye
Uzman Uye
Simge

Katılma Tarihi: 28 aralik 2006
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 132
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı dördüncü_melek

Alıntı:
Şükrü Hüseyinoğlu: Ulusçuluğun Türk’ü, Kürd’ü, Arab’ı, Fars’ı: Al birini vur ötekine
1 Yorum   Salı, Şubat 06, 2007

İlk bakışta Türk ulusçuluğuyla Kürt ulusçuluğu, Fars veya Arap ulusçuluğu, ya da Kürt ulusçuluğuyla Arap veya Fars ulusçuluğu birbirinin aksi kutbu, can düşmanı olarak görülür değil mi? Nitekim birbirlerine bakışları öyledir de.

Oysa gerçekte bu ideolojiler birbirlerinin olmazsa olmazı, besleyicisi, varlık sebebidirler. Biri olmazsa öbürü de ayakta duramaz. Türk ulusçuluğunun varlığı Kürt ulusçuluğuna, Arap ulusçuluğunun varlığı Türk veya Fars ulusçuluğuna tehdit oluşturmak bir yana zemin hazırlayıp meşruiyet kazandırmaktadır. Biri olmazsa diğeri de varlık gerekçesini kaybedecektir zira.

Ulusçu ideolojilerin kökeni bilindiği gibi 1789 Fransız devrimine dayanmakta. Söz konusu burjuva devrimiyle birlikte Fransa’da zirveye ulaşan ulusçuluk (nationalism) ideolojisi, kısa zaman içerisinde tüm imparatorluklar üzerinde yıkıcı etkisini göstermiş, Osmanlı’da da Balkanlar’dan başlayan bir ayrılık rüzgarı esmesine yol açmıştır.

İlk planda gayri Müslim unsurlar arasında revaç bulan bu akım, giderek, Osmanlı nüfus kayıtlarında “İslam” olarak aynı kategoride yer alan Müslüman halklar arasında da Batıdan etkileşim oranında kendini göstermeye başlamıştır. İslam coğrafyasını bölüp parçalayan ve emperyalizm ve siyonizmin bu coğrafyaya gelip yerleşmesine zemin hazırlayan temel faktör de, 19. yüzyılın ikinci yarısından itibaren Müslüman halklar arasında kendini göstermeye başlayan ulusçu akımlar olmuştur.

Ulusçu akımlar, başında Türk, Kürt, Arap, Fars... ne yazarsa yazsın menşei itibariyle aynı yere dayanırlar, birbirlerinden beslenip, çatışarak var olmaya devam ederler. Varlık sebepleri ötekinin varlığı olduğundan çatışmacıdırlar, düşmansız yapamazlar.

Bu gerçeğin en abartılı biçimlerinden birini, Türk ulusçuluğunun teorisyenlerinden Nihal Atsız’ın, oğlu Yağmur Atsız’a, oğlu henüz dört yaşında bir çocukken, 4 mayıs 1941 tarihinde yazdığı vasiyette görürüz:

“Oğlum Yağmur, bugün tam bir buçuk yaşındasın. Vasiyetimi bitirdim, kapatıyorum. Sana bir resmimi yadigar olarak bırakıyorum. Öğütlerimi iyi tut, iyi bir Türk ol. Komünizm bize düşman bir meslektir. Bunu iyi belle. Yahudiler bütün milletlerin gizli düşmanıdır.

Ruslar, Çinliler, Acemler, Yunanlar tarihi düşmanımızdır. Bulgarlar, Almanlar, İtalyanlar, İngilizler, Fransızlar, Araplar, Sırplar, Hırvatlar, İspanyollar, Portekizler, Domenler yeni düşmanımızdır. Japonlar, Afganlar ve Amerikalılar yarınki düşmanlarımızdır. Ermeniler, Kürtler, Çerkezler, Abazalar, Boşnaklar, Arnavutlar, Pomaklar, Lazlar, Lezgiler, Gürciler, Çeçenler içerideki düşmanlarımızdır. Bu kadar çok düşmanla çarpışmak için iyi hazırlanmalı. Tanrı yardımcın olsun.”

Eminim benzer metinler Arap, Kürt, Fars ve tabii İngiliz, Fransız, Alman, Amerikan… ulusçuları tarafından da kaleme alınmıştır. Çünkü ulusçuluk ideolojileri karşılıklı düşmanlıktan beslenen temel mantaliteleri gereği birbirlerine düşman olan/olması gereken kardeşlerdir aslında. Biri yoksa diğeri taraftar toplayamaz, var olamaz.

Ulusçuluk bahsi açmışken, Türk ulusçuluğunun ilk ideologlarından (sonraları Kemalizmin de ideologlarından olmuştu) Tekin Alp takma adlı Yahudi Moiz Kohen’den de söz etmeden geçmek olmaz tabii. Bir taraftan Turancılık propagandası yapacak kadar koyu Türk ulusçusu görüntüsü veren, ama aynı zamanda Dünya Siyonizm Kongresi’ne katılmaktan da geri durmayan, hatta sonraları o kongrede savunulan “Yahudilerin sadece Filistin’e göç etmeleri gerektiği” fikrine karşı çıkıp Anadolu’ya da göç edilmesi gerektiğini savunduğundan Siyonist çevrelerce eleştirildiği için, “Siyonist olduğuna ve olmaya devam edeceğine” dair mektup kaleme alıp kendisini savunan bu karanlık isim hangi maksatla Türk ulusçuluğu kışkırtıcılığı yapmıştır iyi araştırılmalı…

Bu yazıyı, geçenlerde Hilal Tv’de Abdurrahman Dilipak’ın yaptığı “Bir Başka Açıdan” adlı programa konuk olan, ismini hatırlayamadığım Iraklı bir Türkmen’in anlattıklarından yola çıkarak yazmaya karar vermiştim aslında ama girizgah yazının büyük bölümünü teşkil etti. Konuşmasının bir bölümünde sözünü ettiğim program konuğu şu ilginç bilgileri vermekteydi:

“Şu an Özerk Kürt Yönetimi’nin idaresinde olan Erbil’de, Kürtçe’den başka dil konuştuğunuzda baskı altında kalıyorsunuz, doğan çocuklara Yaşar ve benzeri Türkçe isim veremiyorsunuz…”

Bu uygulamalar size hiç yabancı gelmedi öyle değil mi? Çünkü coğrafyalar değişse de mantalite aynı, ideoloji aynı. Biri bunu Türk ulusçuluğu adına yapıyor, biri Kürt ulusçuluğu adına… Biri Türk ulusçuluğu adına Kürtçe’den rahatsız oluyor, diğeri Kürt ulusçuluğu adına Türkçe’den…

Sadece bu kadar değil. Türk ulusçuluğu nasıl Allah’ın dini dahil her şeyi Türkleştirme çabası içine girdiyse (Reşit Galip’in “Müslümanlık Türk’ün milli dini” çalışmasını ve bu çalışma çerçevesinde 1932 yılı Ramazanında girişilen Türkçe ezan, Türkçe namaz gibi dayatmaları hatırlayın), Kürt ulusçuluğu da benzer bir dayatmayı Kürtleştirme yönünde yapmakta şimdilerde. Birçok İslami kavram Kürtçe’den atılıp yerine “öz Kürtçe” tabirler yerleştirilmeye çalışılmakta.

Kısacası ulusçu ideolojiler birbirlerinin panzehiri değil, yekdiğerinin kopyası, tıpkı-basımıdırlar. Kürt, Türk, Arap ya da Fars ulusçuluğu birbirinin rakibi, aksi kutbu filan değil, birbirinin olmazsa olmazı, besleyip büyütenidir. Hepsi de Batıdan ithaldir ve emperyalizmin böl-parçala-yönet politikalarının İslam dünyasındaki truva atlarıdır. Rabbimize hamdolsun ki, Kur’an’ın ilkeleri ışığında bizler topuna birden “la” diyoruz.
 



__________________
Ve elçi dedi ki: 'Rabbim gerçekten benim kavmim, bu Kur'an'ı terkedilmiş (bir kitap) olarak bıraktı'' (furkan-30)
Yukarı dön Göster dördüncü_melek's Profil Diğer Mesajlarını Ara: dördüncü_melek Ziyaret dördüncü_melek's Ana Sayfa
 

Eğer Bu Konuya Cevap Yazmak İstiyorsanız İlk Önce giriş
Eğer Kayıtlı Bir Kullanıcı Değilseniz İlk Önce Kayıt Olmalısınız

<< Önceki Sayfa 5
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats