HANiFDOSTLAR.NET

 

Kuran Müslümanı
 

(Şahıs odaklı din anlayışından Allah odaklı din anlayışına...)

Ana Sayfa Hanif Mumin  Iste Kuran Kurandaki Din  Kur'an Yolu  Meal Dinle Sohbet Odasi Hanifler E- Kitaplik Kütüb-i Sitte ?  ingilizce Site Kuran islami Aliaksoy Org  Hasanakcay Net Tebyin-ül Kur'an Önerdiğimiz Siteler Bize Ulasin

 

- Konulara Göre Fihrist

- Saçma Hadisler

- Hadislerin-Sünnetin İncelemesi

- Haniflikle İlgili Sorular Cevaplar

- Misakın Elçisi Kim?

- Kuranda Namaz/Salat

- Onaylayan Nebi

- Kuranda Namaz/Salat

- Enbiya 104

- Kuranda Yeminler

- Adem Hakkında Sorular

- Ganimetleri Resulün Eline Nasıl Vereceğiz?

- Allahın ındinde YIL ve DOLUNAYLAR

- Abese ve Tevella

- Hadisçilerce Tahrif Edilen Ayetler

- Mübarek Yer, Mübarek Vakit

- Arkadaş Peygamber

- Kuranın İndirilişinden Günümüze Gelişi

- Bir Türban Sorusu

- Kuran ve Bize Öğretilenlerin Farkı

- Namazın Kılınışı

- Hadislere Göre Namaz

- Kuranda Salat Namaz mıdır?

- Kuran Yetmez Diyen Uydurukçular

- Bizler Hanif Dostlarız

- Sahih Hadis mi İstersiniz?

- Hakkı Yılmaz'ın Tebyin Çalışması

- Kur'anı Anlamada Metodoloji

- Tarikatçıların Çarpıttığı Birkaç Ayet

- Nasıl Kur'an Okuyalım?

- Kur'anı Kerim Nedir?

- Kur'anda Oruç

- Allah'sız Bir Din ve Allah'sız Bir Kur'an İnancı

- Kuransız Bir İslam Anlayışı ve Müşrikleşme

- Meal Çalışmasına Davet

- Allah Şahit Olarak Kafi Değil mi?

- Doğru Hadisleri Ne Yapacağız?

- Kur'andaki Muhammed ve Peygamberlerin Misyonu

- Mahrem, Avret, Ziynet

- Nur Suresi Çeviri-Yorum

- Cilbab

- Resule İtaat Ne Demektir?

- Hadis Kalburcuları ve Kalburları

- Kur'anı Kerim'in İndiriliş Gayesi

- Kur'anda Amellere Karşı Cahili Yaklaşım

- İslamdışı İnanışlara Kur'andan Örnekler

- Biri Şu Haram Üretim Tesislerini Kapatsın

- Tasavvufta İslam Var mı?

- İslamda Delil Sorunu

- Kurban Kesmek

- İlahi Hitabın Serüveni

- Ecel Nedir?

- Şirk, İşrak, Müşrik, Müşareke, Müşterik

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Peygamberlere Karşı Rabbani Yaklaşımlar

- Salat-ı Tefriciye yada Zikri Çarpıtmaya Bir Örnek

- Mucize Nedir?

- Ayrılıkların Nedenleri

- Sıfır Hata veya Kur'an

- Haniflik Nedir?

- Rabıta İle Şeyhlere Tapanlar

- Hadis Zindanının Mezhepçi Mahkumları

- İslam Dininin Öğrenilmesinde Kaynak Sorunu

- Fasık ve Münafıkların Genel Tanımlaması

- Hadisler, Hıristiyanlık ve Selman Rüştü

- Kur'anı kerim'in İndiriliş Gayesi

- Müstekbirlere Karşı Cahili Yaklaşım

- Halis-Hanif İslam

- Kur'anda Şefaat

- Fuhuş Tellalı Tefsirciler

- Hayızlıyken Neden Namaz Kılınmasın?

- Cebrail, Vahiy, Melek

- Dindarlıkta Müşrikleşme Temayülü

- Büyü Yapan ve Yaptıranlar

- Yaratılış, Adem, Havva

- Kur'an Yerel mi, Evrensel mi?

- Reform Dinde mi, Dindarlıkta mı?

- Ne Mutlu Tağutu Olmayanlara

- Peygambere Saygı(?)

- Hadislere Kanıt Diye Gösterilen Ayetler

- Allah Nazara Karışmadı mı?

- Kur'anı Kerimle Amel Etmek Mümkün mü?

- Kur'anda İnkar Edenlerin Vasıfları

- Müminlerin Vasıfları

- Allah'ın Vasıfları

- Kur'anın Vasıfları

- Dine Karşı Cahili Yaklaşımlar

- Kur'an Merkezli Din

- İrin Küpü Patladı; Mevlana

- Hurafe ve Bidatlar

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Hz. İsa'nın Ölümü

- Allah'ın Mesajının Adı: Kelamullah

- Allah'ın Resule Uyarıları

- Kur'ana Göre Tenkit ve Eleştiri Nasıl Olmalı?

- Kur'anda Sevgi

- Sofuların Devlet Desteğiyle Desteklenmesi

- Hans Von Aiberg Aldatmacası

- Kabir Azabı Safsatası

- Kur'an Kıssalarının Önemi; Masal Değiller

- Kur'anda Toplumsal Sünnetler

- Tefsirde İsrailiyyat

- Kardeş Evliliği Olmadan Çoğalma

- Hans Von Aiberg Tutuklandı

- Kur'anda Tevbe Kavramı

- Yaşar Nuri Öztürk'ün Yorumuyla Namaz

- Karadelikler; Bir Büyük Yemin

- Mezhepçilerin Ümmi Açmazı

- Kabe Nedir? Mekkede midir, Kudüste mi?

- Kur'anda Ruh Kavramı

- Kur'anda Nefs Kavramı

- Amin Kavramı ve Putperestlik

- Diyanet İşleri Başkanlığının Sitemize Cevabına Cevaplar

- Resul ve Nebi -1

- Resul ve Nebi -2

- Sapık Bir Fırka: Hansçılar

- Cihad mı, Çapulculuk mu?

- Kur'an Deyip Namazı Yok Sayanlar

- Cennete Sadece Müslümanlar mı Girecek?

- Kur'anda El Kesme Cezası var mı?

- Nazar veya Göz Değmesi Var mı?

- Şehadet Getir, Münafık(?) Ol

- Kur'anda Eleştiri Metodu

- Hacc Mekkede mi, Bekkede mi?

- İslami Tebliğde Kur'an Metodu

- Saptırılan Kavram: Mekruh

- Kur'anda Cuma Namazı var mı?

- Of Be Kader, Allah mı Suçlu Yoksa Biz mi?

- Kader Açısından Cebir ve İhtiyar

- Baban Peygamber Olsa Ne Yazar

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Vahdet-i Vücud, Şirkin Alası

- Tasavvufi Bilginin Kaynağı Vahiy mi?

- İslam'da Resullük Son Bulmuştur

- Teveffi Kelimesi ve Arap Dili

- Tasavvuf Üzerine Düşünceler

- Nefis Mertebelerinin İç Yüzü

- Allah Rızası Anonim Şirketi; Tarikatlar

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -1

- Tasavvuf ve Eşcinsellik -2

- Nakşi Şeyhi Allah'ın Avukatı mı?

- Kur'anda "ve+la" Öbeği

- Putlar ve Tapanlar

- Son Peygamberimizin Okuma Yazması

- Mesih ve çarpıtılan Bir Ayet

- Hac İzlenimleri

- "Üzerinde 19 var" da Son Nokta

- Secde Emri

- Kur'andaki Hac

- Aracıların Gaybı Bildiği İnancı

- Tarikatçı - Müşrik Karşılaştırması

- Gazali'nin Kadına Bakışı

- Kur'anda Kadına Verilen Önem

- Başörtüsü Allah'ın Emri Değil

- Başörtüsü Takmak Kur'anda Var mı?

- Kur'anda Kadın Dövmek Var mı?

- Cariye, Köle; Utanmaz Mealciler

- Kadına Yönelik Şiddet

- Sünnet Edilen Kızın Öyküsü

- Erkekçe ve Kadınca Meal Konusu, Nebe 33. Ayet

- Harem - Selamlık Kimin Emri?

- Zina, Evlilik ve Örtünme Adabı

- Cariyeleri Aç, Hür Kadınları Kapat (!)

- Çok Eşliliği Yasaklayan Ayetler

- Kur'ana Göre Evlilik Hukuku

- 2 Kadın = 1 Erkek, Uydurma mı?

- Danimarkalı mı Sapık, Buhari mi?

- Ebu Hanife, Cariyenin Avreti

- Nisa 25, Hür Kadın ve Fahişe İfadesi

- Maymunların Hadisi ve Recm Vahşeti

- Hz. Muhammed'in Tebliği

- Peygamberi Tanrılaştırma

- Angarya Haline Getirilen İbadet

- Buhari'nin Hadislerini Buhari Yazmamıştır

- Hadis ve Sünnet Gerçeği

- Uydurma Hadisler, İslamın Kara Boyası

- Hadisler Dinin kaynağı Olamaz

- Uydurmaların Sınırı Yok; Şeytan Geyiği

- Beşeri Hükümler Neden Kutsal Oluyor?

- Hadis - Kur'an Çelişkisi

- Kur'anda/Dinde Olanlar ve Olmayanlar

- Cehennem'den Çıkış Yok

- Kur'anda Tağut

- Ebu Hureyre Gerçekte Kimdir?

- Hadis - Mantık Çelişkileri

- Kurban ve Kurban Bayramı Nereden Geliyor?

- Hadislere Göre Kur'an Eksiktir

- Bildiri: İslam Anlayışında Reform

- Arapça mı, Arap Saçı mı?

- Koca mı Üstün, Allah mı?

- Esbab-ı Nüzül Komedi Hadisleri

- İşte Geleneğin Dini

- Ulul Emir İle Kim Kastediliyor?

- Kul Hakkı

- Yezidi Bir Gelenek: Aşure Tatlısı

- Hz. İbrahim'den Asrımıza Dersler

- Taklitçiliğin Boyutları

- Seb-ul Mesani Nedir?

- Kelle Sayılarak Gerçek Bulmak

- Kıyamet - Mahşer Günü ve Sonrası

- Kur'anda Namaz Vakitleri

- Kur'anda Cuma Konusu

- Salih Olmak Yetmez

- Hudeybiye Anlaşması Uydurma mı?

- Kitap Yüklü Eşekler

- Kur'andaki Hac

- Hz. Nuh'un Oğlu Kimdi? İftira mı?

- Ruhun Ağırlığına Başka Bakış

- Hz. İbrahim Yalancı Değildi

- İncil'de Kadına Bakış

- Şirkin Büyüğü Küçüğü Olur mu?

- Kur'andaki Abdest ve Hijyen

- Din de Bir Araçtır

- Kur'an Okumanın Zararları

- Kur'anda Dua Ayetleri

- Kur'anda Tarih Kavramı ve Bilinci

- Şekilsel Secde Kur'anda Yok mu?

- Salat ve salatı İkame

- Kur'andaki Emr Kavramı Üzerine

- Dindar İnsanlar Şirk Koşar

- Alak Suresinin İlk Beş Ayeti

- Men Arefe'nin Çözümü

- Kur'andaki Av Yasağı

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Kur'anda İnsan Hukuku

- Din Büyüklerini Tanrılaştırma

- Allah'a ve Muhammed'e Değil

- Kur'andaki Örnek Tevekkül

- Şekilsel Rüku Kur'anda Yok mu?

- Hz. İbrahim Kuşları Kesti mi?

- Ehli Sünnet Dininin Anayasası

- İnsan Allah'ın Halifesi mi?

- Kur'an Üzerinde Düşünmek

- Şirkin Kuyusuna Düşenlere Uyarılar

- Kur'an Ölülere Okunmak İçin mi İndirildi?

- Ayda Okunan Kur'an Masalı

- Hz. İbrahim, Safa ve Merve Masal mı?

- "Haç"er-ul Esved (!)

- Mevlana Sahte Bir Peygamber Değil mi?

- Tasavvufun Tanrısı İki Zıttır

- Kur'andaki Tasavvuf: Teveccüh

- Önce Batıl ve Hurafe İle Savaşalım

- Resuller Haram Kılamaz mı?

- Elçi Muhammed ile İnsan Muhammed'in Farkı

- Tarikatlarda Aracılar Rezaleti

- Nur Suresi 31. Ayet Nasıl Çarpıtılıyor?

- Sırat Kıldan İnce, Kılıçtan Keskin mi?

- Kur'anda Zalimler

- Bütün Mehdileri Çöpe Atıyoruz

- Kur'ana Göre Ramazan Ayı ve Haram Aylar

- Tasavvufçuların İlahı; Varlık ve Yokluk

- Tasavvufçuların Küçük Putları

- Sünnet Etmek yaratılışı Değiştirmedir

- Son Peygamberimizin Mektupları

- Fıtrat ve Namaz Vakitleri

- Mescid-i Aksa Nerede?

- Büyük Kandırmaca: Hadis

- Kur'an Neden Arapça Olarak İndirilmiştir?

- Kimin dini? Kimin Kitabı? Kimin Meali?

- Evliya Kelimesinin geçtiği Ayetler

- Şimdiye Kadar Yaşanan İslam

- Ayın Yarılması Diye Bir Mucize Yoktur

- Kabe Dikili Taş Değil mi?


Up | Down | Top | Bottom
 
Şu da emredildi: Yüzünü dine bir Hanif olarak çevir. Sakın müşriklerden olma.

Yunus Suresi 105

Ben bir Hanif olarak yüzümü gökleri ve yeri yaratana döndürdüm. Müşriklerden değilim ben.

Enam Suresi 79

İbrahim ne bir Yahudi idi, ne de bir Hıristiyan. O sadece hanif bir müslümandı. O müşriklerden değildi.

Ali İmran Suresi 67

Şu da kuşkusuz ki, İbrahim başlıbaşına bir ümmetti; bir Hanif olarak Allah'ın önünde eğiliyordu. Müşriklerden değildi.

Nahl Suresi 123

De ki Allah doğrusunu söylemiştir / vaadinde sadıktır.Haydi artık Hanif olarak İbrahim'in Milleti'ne uyun! Müşriklerden değildi o.

Ali İmran Suresi 95

Allah'a ortak koşmadan, Hanifler olarak... Allah'a ortak koşan kişi, gökten düşmüş de kendisini kuşlar kapışıyor veya rüzgar onu uzak bir yere fırlatıp atıyor gibidir.

Hacc Suresi 31


Up | Down | Top | Bottom

HABERLER

 

 








 

 

  Hanif Islam

 

Genel Tartışma
 Hanif Dostlar Ana Sayfa -> Genel Tartışma
Konu Konu: nebe 33 nisa 34 ayetlerinin mealleri Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazanlarda
Gönderi << Önceki Konu | Sonraki Konu >>
mesut1974
Newbie
Newbie


Katılma Tarihi: 12 kasim 2006
Gönderilenler: 25
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı mesut1974

Arkadaşlar..Konu ile ilgili ayeti sadece arkadaş olarak görmek mümkün değildir.Burada meme veya göğüs manasına da gelmektedir.Ancak bir mana daha varki kuranın genel bütünlüğüne de cennetteki nimetlerin cins ayrımı yapılmadığı göstermesi açısından daha uygundur. Nitekim vakıa süresinde de aynı şekilde geçmiştir. Bu anlam da şudur: Yaşıt ve bekâr(veya bakireler.). Ancak burada sorun tefsircilerin bu kavramları erkeklere özel bir nimete indirgemeleridir. Buna bakılırsa bahçe ve köşklerin de sadece sahibi erkek olmaktadır. Anlaşılması gereken ise erkek için düşünüldüğünde bakire ve yaşıt kızlarla kadınlar için düşünüldüğünde ise kocalarının kendileriyle yaşıt  olacaklarıdır.Hatta göğüs anlamına soksak erkeğin de göğsünü içine almaktadır.

Yukarı dön Göster mesut1974's Profil Diğer Mesajlarını Ara: mesut1974
 
Hasan Akcay
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 11 ekim 2005
Gönderilenler: 767
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Hasan Akcay

Nebe 33’teki kevâibe atrâba, Süleyman Ateş’e göre göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar imiş ve Diyanet Vakfı'na göre göğüsleri çıkmış genç kızlar.

Öyle midir sahiden? Ayetin siyakına, sibakına bakalım:

Sorumlu davranmış olanlara ödüller var -İnne l-müttekıyne mefâzâ (78:31)
Bahçeler, asmalar –Hedâika ve e’nâbâ (78:32)
Uyum içinde salkım salkım üzümler –Ve kevâibe etrâbâ (78:33)
Dolu dolu kadehler –Ve ka’san dıhâkâ (78:34)
....

Görüldüğü üzere bir önceki ayet olan 78:32’de bahçeler, üzüm asmaları geçiyor. 78:33’teki kevâib işte o asmalarla ilgili. Kevâib, çoğuldur; üzüm daneleri demek. Tekil hali olan ka’be ise "dane"dir.

Ka’betü e’nab: üzüm danesi

"Ka’be"nin üzüm danesi anlamına geldiğini anadili Arapça olan herkes bilir. Çoğulu "kevâib"dir; üzüm daneleri anlamına gelir. Ka’be kelimesinin başka bir çoğulu olan unkûd ise salkım demek.

Sonra, şuna dikkat edelim: 78:33’te kız ya da huri anlamına gelen hiçbir isim yok; yaşıt diye algılanan atraban ise sıfattır; ayette bulunmayan "kız"ı değil ayette bulunan "kevâib"i tanımlar.

Açıkça görülüyor ki 31, 32 ve 33 ncü ayetler arasında mantıki bir anlatım ve anlam örgüsü var:

Bahçelerde asmalar var (78:31);
asmalardan devşirilen dane dane üzümler ki her biri ötekine denktir (78:32);
ve üzümlerden yapılıp dolu dolu kadehlerde sunulan içecekler (78:33).

Bu üç ayetin üçü de bahçeleri, meyvaları ve içecekleri anlatıyor: son derece uyumlu bir bütünlük içinde. Araya sokuşturulan yaşıt (kızlar) ise bahçelerin, asmaların ve içki kadehlerinin uyumunu ve bütünlüğünü bozar. 

Yaşıt (kızlar)ın bu anlatım ve anlam örgüsü içinde asla yeri yok.

Atraban kelimesine gelince, nedense hep yaşıt diye algılanmış bu kelime. Oysa denk anlamına da gelir. Ki bu ayetlerde meyvaların biribirine denk olduğu vurgulanıyor. Örneğin her bir üzüm danesi ötekilere renk, boyut ve tad bakımından denk olup biri ötekine oranla biraz çelimsiz, tadsız, çürük değildir.

Sevgi ile, Hasan Akçay

Yararlanılan "Companions of Heaven" başlıklı makaleyi yazan: Yaseen (e-mail: [email protected])

Yukarı dön Göster Hasan Akcay's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Hasan Akcay
 
Andromeda
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 11 haziran 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 67
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Andromeda

Bu siteyi çok sevdim ben ve çok şeyler öğrendim bu kısa zamanda teşekkürler katkıda bulunanlara ve bu imkanı sağlayanlara ... Bütün bu incelikleri içeren güzel bir mealimiz olsa keşke

 

Hasan Akcay Yazdı:

Nebe 33’teki kevâibe atrâba, Süleyman Ateş’e göre göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar imiş ve Diyanet Vakfı'na göre göğüsleri çıkmış genç kızlar.

Öyle midir sahiden? Ayetin siyakına, sibakına bakalım:

Sorumlu davranmış olanlara ödüller var -İnne l-müttekıyne mefâzâ (78:31)
Bahçeler, asmalar –Hedâika ve e’nâbâ (78:32)
Uyum içinde salkım salkım üzümler –Ve kevâibe etrâbâ (78:33)
Dolu dolu kadehler –Ve ka’san dıhâkâ (78:34)
....

Görüldüğü üzere bir önceki ayet olan 78:32’de bahçeler, üzüm asmaları geçiyor. 78:33’teki kevâib işte o asmalarla ilgili. Kevâib, çoğuldur; üzüm daneleri demek. Tekil hali olan ka’be ise "dane"dir.

Ka’betü e’nab: üzüm danesi

"Ka’be"nin üzüm danesi anlamına geldiğini anadili Arapça olan herkes bilir. Çoğulu "kevâib"dir; üzüm daneleri anlamına gelir. Ka’be kelimesinin başka bir çoğulu olan unkûd ise salkım demek.

Sonra, şuna dikkat edelim: 78:33’te kız ya da huri anlamına gelen hiçbir isim yok; yaşıt diye algılanan atraban ise sıfattır; ayette bulunmayan "kız"ı değil ayette bulunan "kevâib"i tanımlar.

Açıkça görülüyor ki 31, 32 ve 33 ncü ayetler arasında mantıki bir anlatım ve anlam örgüsü var:

Bahçelerde asmalar var (78:31);
asmalardan devşirilen dane dane üzümler ki her biri ötekine denktir (78:32);
ve üzümlerden yapılıp dolu dolu kadehlerde sunulan içecekler (78:33).

Bu üç ayetin üçü de bahçeleri, meyvaları ve içecekleri anlatıyor: son derece uyumlu bir bütünlük içinde. Araya sokuşturulan yaşıt (kızlar) ise bahçelerin, asmaların ve içki kadehlerinin uyumunu ve bütünlüğünü bozar. 

Yaşıt (kızlar)ın bu anlatım ve anlam örgüsü içinde asla yeri yok.

Atraban kelimesine gelince, nedense hep yaşıt diye algılanmış bu kelime. Oysa denk anlamına da gelir. Ki bu ayetlerde meyvaların biribirine denk olduğu vurgulanıyor. Örneğin her bir üzüm danesi ötekilere renk, boyut ve tad bakımından denk olup biri ötekine oranla biraz çelimsiz, tadsız, çürük değildir.

Sevgi ile, Hasan Akçay

Yararlanılan "Companions of Heaven" başlıklı makaleyi yazan: Yaseen (e-mail: [email protected])

Yukarı dön Göster Andromeda's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Andromeda
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

Konuyla ilgili ayet,kocasını aldatan,buna rağmen tazminatsız boşanmayan kadınlarla ilgilidir.

Sayın Savana.

Tabii ki,ben bir kugu yaptım ve o kurguya göre,soruna Kur"an "an ile bir çözüm getirdim.Benim getirdiğim çözüme göre,kadın ya hergün dayak yemeye razı olacak,yada tazminattan vaz geçip gidecek.

Ama ayni olaya sizin getirdiğiniz çözümde,kadın yalan yemin ederse evine dönüyor.Kocası onu boşayamıyor.Ya da bütün yasal haklarını vermek süretiyle boşayabiliyor.

Siz,zina ettiği dört şahitle sabit olan bir kadına dayağı reva görüyorsunuz,bir şahitle,hem de kacasının şahit olmasıyla,reva görmüyorsunuz öyle mi?

Diyelim ki,sizin ve bazı ilahiyatcıların yaptığı yorum doğru.Yani koca karısının şirretliğinden bıktı ve karısını DARABE etti,yürüttü.Peki nereye yürüttü,ayette babasının evi var mı? Diyelim ki,ayet baba evine gönder diyor,ama kadın evden ayrılınca baba evine gitmiyor,karakola gidiyor ve kocam beni evimden kovdu diyor.

Tabii siz ve söz konusu din adamları,şu anda piyasadaki nikah hukukuna göre konuşuyor ve bol keseden atıyorsunuz.Eğer kur"an"daki boşanmanın getirdiği külfeti anlamış olsaydınız,benim yorumumun doğru olabileceğini de anlardınız.

Siz Kur"an"ın evlanilecek kadınlara verilmesini şart koştuğu ücretin,nasıl bir ücret olduğunu biliyormusunuz? O ücret,evlenirken verilen bir yasal teminattır.Adam oturduğu evi bankaya ipotek edip,nikah memuruna boşanma teminatı verecek,sonra karı eve geç geliyor diye de,babasının evine gönderecek öyle mi? Ya kadın ben bir yere gitmiyorum,gideceksen sen defol git derse,ne olacak?

Sizin yorumunuz tamamen mantıksız.Bir kere evlilikte karşılıklı güven esas olmak zorundadır.Yani koca karısına güvenecek,güvenemiyorsa, o kadının iş hayatının olup olmaması hiç önemli değil.Karısı evde otursa da ona güvenemez.Ve böyle bir evlilik yürümez.Adam,ya karısına güvenecek,ya da gerekli tazminatları verip,karısından ayrılacak.

Selam ile.

 

Naci çelik yazdı

1.İstersen bu kadını boşa.Ama onu boşayabilmek için,günümüz şartlarına göre,onun hisesine düşen malları ve en az 70-80,milyar lira da boşanma tazminati vermelisin.Çünkü,Allah"ın emri böyle.Paran varsa,karını boşamakta,her zaman,zaten serbestsin.Mahkemeye yatır 80 milyar tazminat parasını karını boşa.

2.Paran yok.zaten zor bir yuva kurabilmiş,üstelik bir sürü bakıma muhtaç çocuğun da varsa.Karını karşına al ve nazik bir şekilde onunla konuş.Karıcığım,ne olur,bunu bana bir daha yapma.Benim haysiyetimle,onurumla oynama.Eğer o adamda,bende olmayan bir şey buldunsa,kabahat bende.Ben,sana söz veriyorum,onda bulup,bende bulamadığın şeyleri,artık ben sana vereceğim.Ne olur,beni bir daha aldatma,de.

3.Eğer karın,sana söz verir ve sözünde de durursa,o yaptığı olayı,bir daha asla onun başına kalkma.O olayı,ikide bir,onu suçlamak,aşağılamak için,bahane etme.Eğer,karın sana söz vermezse veya verdiği sözünde durmazsa,bu defa ona gene bir şey yapma,yatağını ayır,onu kendine ait görmediğini,onun kirletilmiş,kirli bir kadın olduğunu ona ima et.Eğer,onda biraz insanlık onuru varsa,belki yaptığından pişman olur ve hakikaten tövbe eder.

4.Bütün bunlardan sonra,karın seni aldatmaya hala devam ediyorsa,onu her fırsat"ta döv,tartakla ve sıkıştır.Sıkıştır ki,seninle aynı evi paylaşmaktan bıksın ve mahkemeye o baş vursun.Boşanmayı o istesin.Böylece,boşanma tazminatı vermeden,o kadından kurtulmuş olursun.(naci çelik)

SAVANA YAZDI

Yani özetle kocalar karılarınız sizi aldatırsa karılarınıza ödemek zorunda kaldığınız tazminattan yırtmak için önce onları aldatmamaları konusunda ikna edin işe yaramazsa yatağı ayırın buda işe yaramazsa ve karınız sizi hala aldatıyorsa fırsat buldukça evire çevire dövün !dövün düvün ki şirret kadın kurtulmak için kendiliğinden gidip boşanma  davası açsın ve sizde böylelikle tazminat ödemekten yırtın.

 

Evet aldatılan dayakçı kurnaz  kocalar nisa 34 anlayışına hoş geldiniz.

Sizin anlayıp bildiğiniz nasıl bir yaratıcı ki önce kadınları boşarsanız  tazminat ödeyin diyor sonrada kadınlar sizi aldatırsa tazminattan yırtmak için onları tazminattan vaz geçip kendiliğinden boşanana kadar sopalayın diyor?

Valla naci bey benim kuranda tanıyıp bildiğim yaratıcı adildir.Zulmetmez..Fetbazlık yapmaz yaptırmaz.

Yorumunuz ve anlayışınızla sizi yine sizin vicdanınıza havale ediyorum.

 

SAVANA YAZDI

Evet aldatılan dayakçı kurnaz  kocalar nisa 34 anlayışına hoş geldiniz.

NACİ ÇELİK YAZDI

SN. SAVANA.BUNUN KURNAZLIK NERESİNDE ALLAH AŞKINA,ALDATILAN KADIN DEĞİL,KOCA,KOCA.

SAVANA YAZDI

Sizin anlayıp bildiğiniz nasıl bir yaratıcı ki önce kadınları boşarsanız  tazminat ödeyin diyor

NACİ ÇELİK YAZDI

EVET TAZMİNAT ÖDEYİN DİYOR AMA,NE PAHASINA OLURSA OLSUN ÖDEYİN DEMİYOR. 

Savana yazdı.

sonrada kadınlar sizi aldatırsa tazminattan yırtmak için onları tazminattan vaz geçirip kendiliğinden boşanana kadar sopalayın diyor?

Naci Çelik yazdı

EVET AYNEN BÖYLE DİYOR.

"...ONLARA VEREDİKLERİNİZİN BİR KISMINI ALIP GÖTÜRMEK İÇİN ONLARI SIKIŞTIRMAYIN.ŞAYET AÇIK BİR EDEPSİZLİK YAPARLARSA BAŞKA...4/19 S.Ateş çev.

AYET ÇOK AÇIK DEĞİL Mİ? AYET DİYOR Kİ,BOŞAMAK İSTEDİĞİNİZ KADINLARI  TAZMİNAT VERMEDEN BOŞAMAK İÇİN ONLARI SIKIŞTIRMAYIN.ANCAK AÇIK BİR EDEPSİZLİK (FAHŞA) YAPARLARSA VE DÖRT ŞAHİDİNİZ DA YOKSA,BU DURUMDA,NİSA 34.AYETİN GEREĞİNİ YAPIN.

SAVANA YAZDI

Valla naci bey benim kuranda tanıyıp bildiğim yaratıcı adildir.Zulmetmez..Fetbazlık yapmaz yaptırmaz.

NACİ ÇELİK YAZDI

SAYIN SAVANA.BURADA ADALETSİZLİK NEREDE? FETBAZLIK NEREDE? HIRSIZIN HİÇ Mİ KABAHATI YOK? İYİ O ZAMAN,KADIN KOCASINI ALDATSIN,ONDAN SONRA TAZMİNATINI ALIP AYRILSIN,BU DEFA BAŞKA BİR KOCAYA VARSIN,ONU DA ALDATSIN,ONDAN DA BİR TAZMİNAT ALSIN VE KADIN BU İŞİ ÖMÜR BOYU YAPSIN,ÖYLE Mİ? 

SELAM İLE.

 

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
3kar
Yeni Uye
Yeni Uye


Katılma Tarihi: 11 haziran 2007
Gönderilenler: 13
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı 3kar

merhaba ,uzun zamandır sizi okuyorum ,izliyorum,gerçekten öldürücü konular buluyor ve çözümleme yapmak için bütün arkadaşlar elbirliği ile uğraşıyorlar  ellerine gözlerine sağlık herkesin bir şekilde araştırma yapan arkadaşlara cevap vermesi çok güzel bir olay.. umarım bu hakkınız bu yardımlarınız boşa gitmeyecek sizin bilgilerinizden yararlanan insanların teşekkürünü umarım hep yüreğinizde hissedecekesiniz... teşekkürler  hanifdostlar.com.

konumuza gelince benim en tatmin eden ise şu paragraflardı;
Hasan Akcay Yazdı:

Nebe 33’teki kevâibe atrâba, Süleyman Ateş’e göre göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar imiş ve Diyanet Vakfı'na göre göğüsleri çıkmış genç kızlar.

Öyle midir sahiden? Ayetin siyakına, sibakına bakalım:

Sorumlu davranmış olanlara ödüller var -İnne l-müttekıyne mefâzâ (78:31)
Bahçeler, asmalar –Hedâika ve e’nâbâ (78:32)
Uyum içinde salkım salkım üzümler –Ve kevâibe etrâbâ (78:33)
Dolu dolu kadehler –Ve ka’san dıhâkâ (78:34)
....

Görüldüğü üzere bir önceki ayet olan 78:32’de bahçeler, üzüm asmaları geçiyor. 78:33’teki kevâib işte o asmalarla ilgili. Kevâib, çoğuldur; üzüm daneleri demek. Tekil hali olan ka’be ise "dane"dir.

Ka’betü e’nab: üzüm danesi

"Ka’be"nin üzüm danesi anlamına geldiğini anadili Arapça olan herkes bilir. Çoğulu "kevâib"dir; üzüm daneleri anlamına gelir. Ka’be kelimesinin başka bir çoğulu olan unkûd ise salkım demek.

Sonra, şuna dikkat edelim: 78:33’te kız ya da huri anlamına gelen hiçbir isim yok; yaşıt diye algılanan atraban ise sıfattır; ayette bulunmayan "kız"ı değil ayette bulunan "kevâib"i tanımlar.

Açıkça görülüyor ki 31, 32 ve 33 ncü ayetler arasında mantıki bir anlatım ve anlam örgüsü var:

Bahçelerde asmalar var (78:31);
asmalardan devşirilen dane dane üzümler ki her biri ötekine denktir (78:32);
ve üzümlerden yapılıp dolu dolu kadehlerde sunulan içecekler (78:33).

Bu üç ayetin üçü de bahçeleri, meyvaları ve içecekleri anlatıyor: son derece uyumlu bir bütünlük içinde. Araya sokuşturulan yaşıt (kızlar) ise bahçelerin, asmaların ve içki kadehlerinin uyumunu ve bütünlüğünü bozar. 

Yaşıt (kızlar)ın bu anlatım ve anlam örgüsü içinde asla yeri yok.

Atraban kelimesine gelince, nedense hep yaşıt diye algılanmış bu kelime. Oysa denk anlamına da gelir. Ki bu ayetlerde meyvaların biribirine denk olduğu vurgulanıyor. Örneğin her bir üzüm danesi ötekilere renk, boyut ve tad bakımından denk olup biri ötekine oranla biraz çelimsiz, tadsız, çürük değildir.

Sevgi ile, Hasan Akçay

  gayet mantığa uygun yani ayetin konusu ile uyumlu, birde benim merak ettiğim bir şey var araplar bunu nasıl algılayorlar acaba   sonuçta onların kendi ana dili arapça ve bizden daha iyi anlamak  zorunda değillermidir  yanılıyormuyum ,yada onlarda bizim gibi çelişkilerlemi dolular bu konuda bir bilgisi olan var mı?

   ÇOK TEŞEKKÜLER

Yukarı dön Göster 3kar's Profil Diğer Mesajlarını Ara: 3kar
 
Andromeda
Katilimci Uye
Katilimci Uye
Simge

Katılma Tarihi: 11 haziran 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 67
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Andromeda

Arap bir arkadaşım anlamanın çok kolay olmadığını ve onların da eski müfessirlerden falan etkilendiğini söylemişti.Çok ciddi ve tarafsız ve açık fikirli etimolojik Kuran araştırmacılarına ihtiyaç var maalesef çünkü metin çok eski ...Ama gene aynı arkadaşım Kuran'daki edebi güce hayran olduğunu ve gerçekten taklit edilmesinin imkansız olduğunu da söylemişti ve gene günümüzdeki Arapçanın da Kuran'dan çok etkilendiğini bu yüzden hangisinin hangisinin temelinde yer aldığını da tespit etmenin zor olduğunu vurgulamıştı ...Yalnız hatalı da olsa etimolojik Kuran araştırmasında eski hadis kitapları ve metinlerinin etimolojik anlamda çok yardımcı olabileceğini düşünüyorum çünkü çok yakın zamanlara aitler bilmem yanılıyor muyum ?Bu son cümle şahsi fikrim ...

 

3kar Yazdı:

merhaba ,uzun zamandır sizi okuyorum ,izliyorum,gerçekten öldürücü konular buluyor ve çözümleme yapmak için bütün arkadaşlar elbirliği ile uğraşıyorlar  ellerine gözlerine sağlık herkesin bir şekilde araştırma yapan arkadaşlara cevap vermesi çok güzel bir olay.. umarım bu hakkınız bu yardımlarınız boşa gitmeyecek sizin bilgilerinizden yararlanan insanların teşekkürünü umarım hep yüreğinizde hissedecekesiniz... teşekkürler  hanifdostlar.com.

konumuza gelince benim en tatmin eden ise şu paragraflardı;
Hasan Akcay Yazdı:

Nebe 33’teki kevâibe atrâba, Süleyman Ateş’e göre göğüsleri tomurcuklanmış yaşıt kızlar imiş ve Diyanet Vakfı'na göre göğüsleri çıkmış genç kızlar.

Öyle midir sahiden? Ayetin siyakına, sibakına bakalım:

Sorumlu davranmış olanlara ödüller var -İnne l-müttekıyne mefâzâ (78:31)
Bahçeler, asmalar –Hedâika ve e’nâbâ (78:32)
Uyum içinde salkım salkım üzümler –Ve kevâibe etrâbâ (78:33)
Dolu dolu kadehler –Ve ka’san dıhâkâ (78:34)
....

Görüldüğü üzere bir önceki ayet olan 78:32’de bahçeler, üzüm asmaları geçiyor. 78:33’teki kevâib işte o asmalarla ilgili. Kevâib, çoğuldur; üzüm daneleri demek. Tekil hali olan ka’be ise "dane"dir.

Ka’betü e’nab: üzüm danesi

"Ka’be"nin üzüm danesi anlamına geldiğini anadili Arapça olan herkes bilir. Çoğulu "kevâib"dir; üzüm daneleri anlamına gelir. Ka’be kelimesinin başka bir çoğulu olan unkûd ise salkım demek.

Sonra, şuna dikkat edelim: 78:33’te kız ya da huri anlamına gelen hiçbir isim yok; yaşıt diye algılanan atraban ise sıfattır; ayette bulunmayan "kız"ı değil ayette bulunan "kevâib"i tanımlar.

Açıkça görülüyor ki 31, 32 ve 33 ncü ayetler arasında mantıki bir anlatım ve anlam örgüsü var:

Bahçelerde asmalar var (78:31);
asmalardan devşirilen dane dane üzümler ki her biri ötekine denktir (78:32);
ve üzümlerden yapılıp dolu dolu kadehlerde sunulan içecekler (78:33).

Bu üç ayetin üçü de bahçeleri, meyvaları ve içecekleri anlatıyor: son derece uyumlu bir bütünlük içinde. Araya sokuşturulan yaşıt (kızlar) ise bahçelerin, asmaların ve içki kadehlerinin uyumunu ve bütünlüğünü bozar. 

Yaşıt (kızlar)ın bu anlatım ve anlam örgüsü içinde asla yeri yok.

Atraban kelimesine gelince, nedense hep yaşıt diye algılanmış bu kelime. Oysa denk anlamına da gelir. Ki bu ayetlerde meyvaların biribirine denk olduğu vurgulanıyor. Örneğin her bir üzüm danesi ötekilere renk, boyut ve tad bakımından denk olup biri ötekine oranla biraz çelimsiz, tadsız, çürük değildir.

Sevgi ile, Hasan Akçay

  gayet mantığa uygun yani ayetin konusu ile uyumlu, birde benim merak ettiğim bir şey var araplar bunu nasıl algılayorlar acaba   sonuçta onların kendi ana dili arapça ve bizden daha iyi anlamak  zorunda değillermidir  yanılıyormuyum ,yada onlarda bizim gibi çelişkilerlemi dolular bu konuda bir bilgisi olan var mı?

   ÇOK TEŞEKKÜLER

Yukarı dön Göster Andromeda's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Andromeda
 
Guests
Guest Group
Guest Group


Katılma Tarihi: 01 ekim 2003
Gönderilenler: -259
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı Guests

 

Ha gayret,Andromeda.Yavaş yavaş Kur"an"ın arapça olmadığını,rabca olduğunu anlamaya başladın.Darısi Muhliskul"un başına.

Sizi ve herkesi temin ederim ki,arapların kullandığı arpca,arap dil teknikleri veya grameri,Kur"an"ın doğru anlaşılmasının önündeki en büyük engeldir.Bir müslüman bu engeli aştığı,Kur"an"ı,gene salt Kur"an"ile anlamaya başladığı an,Kur"an"dan ,en doğru bilgileri derlemeye başlar.

Kur"an"ın mı arapcadan etkilendiği,yoksa arapçanın mı Kur"an"dan etkilendiğini düşünmek,beyinsizliğin danıskasıdır.Arapca Kur"an"dan çok etkilendiği belli,ancak Kur"an arapçadan,asla etkilenmez.

Fakat Kur"an müfessirleri,Kur"an"ı göya tefsir ederken,arapçadan çok esinlenmişler ve Kur"an"ı anlaşılmaz muamma bir kitap haline getirmişlerdir.

Selam ile.

Yukarı dön Göster Guests's Profil Diğer Mesajlarını Ara: Guests
 
muhliskul
Ayrıldı
Ayrıldı
Simge

Katılma Tarihi: 26 nisan 2007
Yer: Australia
Gönderilenler: 854
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı muhliskul

 Kuran'in Arapca   indirildigini ifade eden Allah'in ayetleri.

Nahl/103

Suara/195

Rad/37

Taha/114

Zumer/28

Fussilt/3

Sura/7

Zuhruf/3

Ahkaf/12

 Arapcanin Kuran ile vahyedilen yeni bir dil oldugunu, ifade eden bir tane ayet varmidir?

Ondan vazgeciyorum, Kurandan bir kelimenin bile, vahiyle arapcaya  ilave edildigini gosterecek akli basinda bir insan varmidir?

Arapca bilmeden Kuran tercumesi yapabilmenin ilmi izahini rica ediyorum.

Ben sunu da ilave etmek isterim ki, sirf arapca bilmek Kuran tercumesi icin yeterli degildir.Bu konuya dair baska yazilarim olmustur ilgilenen arkadaslar bilirler. Mufessirlerin tefsirleri, arapca bilgileri cok iyi olmasina ragmen,Kuran'a aykiriklarla doludur.Bunun arastirmasi ayri bir konu. Fakat onlarin yanlis uygulamalarindan yola cikarak, ilim dusmanligina soyunmak abes duser. Biz hem dili,tarihi ve diger gerekli ilimleri cok iyi bilen, hemde Kuran anlam sistemine vakif insanlarin, yetismesi icin hazirlik yapmaliyiz. Ben Kuran harici malzemeleri kullanirken gelisi guzel ve kolayci cikarimlari benimsemiyorum.  Kuran labaratuvarinda yapilacak ilmi tahliller sonucunda istifade edilebilirler.

Saygiyla

Asagiya gecen gun baska bir  baslik altinda yazdigim kisa ifadeleri ilistiriyorum

Kelimeleri bitmez ve tukenmez Yuce Allah katindan gonderdigi zikri-ogutu muhatabinin  dilinde indirmekle mufassal(aciklanmis) kilmistir.  Ibrahim suresi dorduncu ayette her topluma kendi dillerinde beyanda bulunan elciler gonderildigi ifade edilir. Ilk muhatap toplumun dilinde ifade bulan ogut,ilahi tecelliden alinan ibretle diger toplumlarin istifadesine sunulmalidir.Bunun tek yolu O'nu tercume etmektir.Kuran'in orjinaline mutabik tercumesi inananlarin boynunun borcudur.

Butun bunlar soylenildikten sonra su da bilinmelidir ki bu imkansiz olmadigi gibi cocuk oyuncagi bir is de degildir.Birde buna aradan gecen asirlarin birikimi zorluklarda eklenince  isin zorlugu daha da artmaktadir.Kuran'in orjinal ifadesindeki netlikler Kuran harici olusumlarla   perdelendiginden, bu goreve talip olanlarin, hem yalniz Kuran kaynakli bir  dini benimsemis olmalari  hemde bu tercumeyi basarmak icin gerekli butun donanimlara haiz olmalari gerekir.Bu gorev birbirlerini tamamlayan bir   ekip tarafindan da yerine getirilebilir

Halhazirdaki mevcut tercumeler de  akli selim olduktan sonra Zikr'i anlamakta  epey  faydali olmuslardir.

Saygiyla.

Yukarı dön Göster muhliskul's Profil Diğer Mesajlarını Ara: muhliskul
 
gamze38
Groupie
Groupie
Simge

Katılma Tarihi: 15 aralik 2007
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 45
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı gamze38

bencede en güzel ve anlasilir açiklama hasan akçay dan gelmis tesekkürler...yasar nuri hocaya ne demeli o zaman burda??o neden digerleri gibi anlam vermis ayete???yinemi kafam karisacak benim...

__________________
21/10 Andolsun ki, size öyle bir kitap indirdik ki. bütün şanınız ondadır; hala akıllanmayacak mısınız?
Yukarı dön Göster gamze38's Profil Diğer Mesajlarını Ara: gamze38
 
aksan45
Uzman Uye
Uzman Uye


Katılma Tarihi: 24 ocak 2008
Yer: Turkiye
Gönderilenler: 174
Gönderen: 30 kasim 2019 Saat 00:16 | Kayıtlı IP Alıntı aksan45

Neden şu şekilde düşünmüyorsunuz Cennete girecek olan erkeklerinde 12-13 yaşında olduklarını ? Herşeyi kötüye yormak , yanlış anlamak, yanlış yorumlamak, kelimelere anlam yüklemek bizim zayıflığımızdandır O ayette hiçbir yanlış taraf yok , yanlış biz yorumluyanlarda . Belki o çağlarda araplar evlilik çağına gelen kızlar için bu tarif yapılıyordur . Nereden bilebilirizki . İşimiz gücümüz o nasıl tercüme etmiş bu nasıl tercüme etmiş tercümelerde hatayı aramıyalım , hata kendimizde.
Yukarı dön Göster aksan45's Profil Diğer Mesajlarını Ara: aksan45
 

<< Önceki Sayfa Sonraki >>
  Yanıt YazYeni Konu Gönder
Yazıcı Sürümü Yazıcı Sürümü

Forum Atla
Sizin yetkiniz yok foruma yeni mesaj ekleme
Sizin yetkiniz yok forumdaki mesajlara cevap verme
Sizin yetkiniz yok forumda konu silme
Sizin yetkiniz yok forumda konu düzenleme
Sizin yetkiniz yok forumda anket açma
Sizin yetkiniz yok forumda ankete cevap yazma

Powered by Web Wiz Forums version 7.92
Copyright ©2001-2004 Web Wiz Guide
hanif islam

Real-Time Stats and Visitor Reports Sitemizin Gunluk, Haftalik, aylik Ziyaretci  Detaylari Real-Time Stats and Visitor Reports

     Sayfam.de  

blog stats